Sambacı ve Tangocular’a genç yaşta Avrupa’ya gitmek yaramıyor

HABER ANALİZ | HASAN CÜCÜK

Avrupa futbolunun yıldız tedarikçiliğinde ilk sırada Brezilya ve Arjantin bulunuyor. Futbolun bir tutku olduğu bu ülkelerde, neredeyse çocukların ilk oyuncağı futbol topu oluyor. Futbol sadece bir spor değil aynı zamanda fakirlikten kurtulmanın anahtarı. Gelecek vaat eden Sambacı ve Tangocu futbolcuların gözü kulağı Avrupa’dan gelecek tekliflerde. Futbol endüstrisinin merkezine doğru atılacak bir imza maddi refahın yanı sıra yeteneğini geliştirme demek. Ancak futbol kumaşındaki kaliteye rağmen Avrupa’ya erken adım atmak, filmin sonunun da kötü bitmesine yol açıyor. Listede kimler yok ki? Avrupa futboluna 20’li yaşların başında damga vurup, 30’unu görmeden solanlar onlar…

The Forgotten Genius of Kaka | Bleacher Report | Latest News, Videos and  Highlights

Kaka: Henüz 18 yaşındayken Sao Paulo formasını başarıyla giyip yıldızını parlatan Kaka, 21 yaşında kendini futbolun devlerinden Milan’da buldu. Tekniği ve gol vuruşlarıyla Milan’ın değişmezi oldu, önemli başarılara imza attı. 2007’de “Dünyada Yılın Futbolcusu” seçilen Kaka, 6 yıl Milan formasını giydikten sonra 2009’da 27 yaşındayken 68,5 milyon avroluk rekor bir transfer ücretiyle Real Madrid’e transfer oldu. Madrid günleri, Milan günlerini adeta mumla arattı. Takımın başına Jose Mourinho’nun gelmesiyle Kaka’nın ilk 11 yolu da kapandı. Yıldız olarak geldiği Real Madrid’den alelade bir transfer olarak 2013’te Milan’a döndü. Ancak burada da kadrdoda yer bulamadı. 2014’te Avrupa defterini kapatıp ABD Ligi’nin yolunu tuttu. 27 yaşındaki astronomik transfer, Sambacı yıldızın son parıltısıydı.

Zo ontstond het fenomeen Ronaldo: snelste benen op aarde betoveren  Eindhoven - Voetbal International

Luiz Nazario Ronaldo: Henüz 18 yaşında Avrupa’nın yolunu tutup PSV Eindhoven formasını giyen Ronaldo, usta gol vuruşunun yanı sıra teknik kapasitesi oldukça yüksekti. Bir sezon formasını giydiği Barcelona’da attığı 34 golle henüz 21 yaşında adını efsaneler arasına yazdırdı. Kontratındaki sorunlardan dolayı 1997’de İnter’e transfer oldu. Serie A’nın sert futbolundan dolayı sık sık sakatlık geçirdi. 2002 Dünya Kupası’nda başarılı bir performans ortaya koyan 26 yaşındaki Ronaldo, aynı yıl Real Madrid’e transfer oldu. İlk yıllarda ilk 11’in değişmezi oldu. Sakatlıklara aşırı kilosu eklenince 2004-06 arası takıma hiç katkı yapamadı. 2007’de Milan’a imza attı. Bir sezonda sadece 20 maçta forma şansı bulabilince, Avrupa defterini kapatıp Corinthians takımına gitti ve orada futbolu bıraktı. Dünyada iki kez yılın futbolcusu seçilen Ronaldo, 27 yaşından itibaren sıradan bir oyuncu kimliğine büründü.

Ronaldinho: Gremio takımının değişmezleri arasına girdiğinde henüz 18 yaşında olan Ronaldinho, 21 yaşında kendini Avrupa’da buldu. Yıldızını Paris Saint Germain’de (PSG) parlattıktan sonra 2003’te Barcelona’ya transfer oldu. Çalımları ve serbest vuruşlarıyla tam bir ‘yeni Pele’ydi. Bugün Messi için yapılan yorumların tıpkısı Ronaldinho için yapılıyordu. Kariyerinde 2 kez dünyada, bir kez de Avrupa’da yılın futbolcusu seçilen Ronaldinho, Messi’nin sahneye çıkmasıyla Barcelona’da gözden düştü. 2008’de Milan’a gitti ama “O eski hâlinden eser yoktu”, böylece Brezilya’nın 2010 Dünya Kupası kadrosunda kendine yer bulamadı. O da 27 yaşında ilk 11’deki yerini kaybedecekti. 2011’de de Avrupa’ya veda edip ülkesinin Flamengo takımına transfer oldu.

Ariel Ortega - Spelersprofiel | Transfermarkt

Ariel Ortega: ‘Yeni Maradona’ lakabının takıldığı ilk oyuncu olan Ortega, River Plate’te yıldızını parlatıp 23 yaşında Valencia’ya transfer oldu. ‘Yeni Maradona’, La Liga’da vasat bir görüntü çizerken, bir yıl sonra Serie A takımlarından Sampdoria’ya gitti. İtalya’da bir yıl da Parma formasını giyen Ortega, sorumsuz davranışları kötü futbolunun önüne geçince 26 yaşında yeniden ülkesine döndü. 2002-03 sezonunda kısa süreliğine Fenerbahçe formasını da giydi. Ortega, uyumsuzluğu bahane ederek ülkesine döndü. Yıldız olarak geldiği, sıradan bir isim olarak döndüğü Avrupa defterini tamamen kapattı.

Pablo Aimar: Maradona’nın ‘Para verip de seyrettiğim tek oyuncu’ dediği Pablo Aimar, 21 yaşında Valencia’ya transfer oldu. Futbol dünyası Valencia’nın, Aimar için daha büyük takımlara geçmede bir ara durak olduğuna inanıyordu. Ama yanıldılar. 5 yıl Valencia formasını giyen Aimar, daha büyük kulüp yerine Real Zaragoza’ya transfer olduğunda takvimler 2006 yılını gösteriyordu. 2008’de Benfica’ya imza attı. 2005’te La Liga’nın en iyi oyuncusu seçilmişti. Maradona’nın iltifatına rağmen futbol kalitesi övülen noktaya hiç gelemeden gözden uzaklaşıp gitti.

What happened to Javier Saviola? | charliewrights

Javier Saviola: 2001 yılında henüz 19 yaşında 15 milyon Euro karşılığında Barcelona’ya transfer olan Saviola, ilk sezonunda izleyenleri hayran bırakan bir görüntü çizdi. İlk 11’in değişmezi oldu. Saviola için boyundan dolayı taraftar ‘Küçük Tavşan’ lakabını uygun görmüştü. Ancak daha ikinci sezonunda işler ters gitmeye başladı. Rijkaard’ın gelmesiyle gözden düştü. Monaco ve Sevilla’ya kiralandı. Kariyerinin en büyük başarısını Sevilla ile UEFA Kupası’nı kazanarak elde etti. 2007’de geldiği Real Madrid’de sadece 17 maçta forma şansı bulup sönen yıldızlar arasına adını yazdırdı. 2009’da Benfica’ya sıradan bir isim olarak transfer oldu.

Riquelme: 18 yaşında Boca Juniors formasını giymeye başlayan Riquelme’nin raket gibi kullandığı sol ayağı ve adrese teslim pasları vardı. 6 yıl ülkesinde top koşturduktan sonra 24 yaşında yıldız olarak geldiği Barcelona’da sadece ilk sezon forma şansı bulabildi. Formanın hakkını veremeyen Riquelme, 2 yıl üst üste Villerreal’de kiralık oynadıktan sonra bu takıma 2005’te 8 milyon Euro karşılığında satıldı. Vilerreal’de ortalama üstü bir performans göstererek kulübün efsaneleri arasına girdi. 2002’de geldiği Avrupa defterini 2007’de kapatarak ülkesine döndü.

Pato: İnternacional’de sadece bir sezon oynadıktan sonra 17 yaşında Milan’a transfer olan Pato’dan beklenti oldukça yüksekti. Schevchenko’nun ünlü 7 numara formasını sırtına geçiren Pato, İtalyan futbolunun ağır yükünü kaldırmada sorun yaşadı. 6 sezon Milan’da top koşturmasına rağmen adı diğer Avrupa’nın büyük kulüplerinin transfer listesinde yer bulamadı. Giderek formunu kaybeden ve Avrupa futbolunun yükünü çekemeyen Pato 2013 başında ülkesinin Corinthians takımına geri döndü. Şimdilerde kulüpsüz bir oyuncu olarak gelecek teklifleri bekliyor.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin