Kırılgan ekonominin sonucu: Dolar kasırgası!

HABER İNCELEME | YUSUF DERELİ 

Borsa İstanbul Genel Müdürü Hakan Atilla’nın ‘kendi isteğiyle’ istifasının ardından döviz kurlarında deprem yaşandı. Dolar dün 7.50 seviyelerinde başladığı günü, 7.74’ün üzerinde tamamladı. Türk lirası sadece bir gün içinde yüzde 3 civarında değer kaybetti. 18 Şubat’ta 6,91’e kadar gerileyen dolar, TL karşısında sadece 16 günde yüzde 11 değerlendi. Euro ise 8.98’den 9,20’lere kadar tırmandı.

Dolardaki yükselişin görünürdeki sebebi 10 yıllık ABD tahvil faizlerinde yaşanan artış olarak gösteriliyor. Kısmen doğru. Dolar gelişmekte olan bir çok ülkede değer kazanıyor ancak Türkiye bu konuda açık ara lider zira ekonomisi kırılgan. Türk Lirası’nın iki haftada yüzde 10 civarındaki değer kaybının en önemli sebebi geleceğe yönelik ‘felaket’ beklentisi.

GELİYOR GELMEKTE OLAN!

Hakan Atilla’nın sözde istifası da bu kötü beklentilerin artmasına neden oldu. Halkbank’ın ABD’nin İran’a yaptırımlarını delmek suçlamasıyla New York’ta yargılandığı davanın duruşmaları 3 Mayıs’ta görülmeye başlanacak. Her ne kadar ‘kendisi istifa etti’ denilse de kamuoyu buna inanmıyor. Piyasalar, iktidarın ‘gelecek olan felaketi’ engellemek istediğini düşünerek dolara koşuyor.

Son iki haftadır yükselişini sürdüren doların yeni haftaya nasıl başlayacağı merak ediliyordu. Dolar kuru geçen hafta 25 Aralık’tan bu yana en yüksek seviye olan 7.59’a yükseldi. Cuma günü ise 7.50’nin altına indi. Ancak dün güne 7.52 seviyesinde başladı.

Ardından ajanslara Borsa İstanbul Genel Müdürü Hakan Atilla’nın istifa ettiği haberleri düştü. Borsa İstanbul’dan yapılan açıklamaya göre Hakan Atilla, ‘kendi isteğiyle’ istifa etmişti. Söz konusu haberin duyulmasıyla doların 7,69’u görmesi 12 dakika sürdü. Ardından 7,60 seviyelerine kadar gevşese de günü 7,75 seviyelerinde kapattı. Dolar bir günde yüzde 3 değer kazandı. Euro ise 8,98’dan başladığı günü 9,20 civarında kapattı.

TEK NEDEN ABD TAHVİL FAİZLERİ DEĞİL

Dolardaki yükselişin bir kaç ana sebebi var. İlk olarak Amerikan 10 yıllık tahvillerinin faizindeki yükselişin doları tetiklediği belirtiliyor. Ekonomistlere göre, ABD’nin 10 yıllık Hazine tahvil getirisinin yeniden yüzde 1.6 seviyesine yaklaşmasıyla birlikte dolar baskı altında kalarak 7,70’i gördü. ABD’nin 1.9 trilyon dolarlık yardım paketinin enflasyona neden olacağı yönündeki açıklamalar da doğal olarak faizlerin artacağı beklentisi oluşturdu. Bu da dolar kuru ateşledi.

EKONOMİ ÇOK KIRILGAN

Ancak dolardaki sert yükselişi sadece ABD tahvil faizlerine bağlamak doğru değil. Gelişmekte olan tüm ülke paralarının değer kaybettiği tezi çok gerçekçi durmuyor. Zira TL’nin değer kaybı, en yakın ülkenin 3 katından daha fazla! Bunun temel sebebi de ‘kredilerle’ şişirilen ekonominin aşırı derecede ‘kırılgan’ hale gelmesi. Merkez Bankası’nın kasasının tamamen boşaltılması nedeniyle ekonomi dış şoklara karşı tamamen savunmasız.

DOLAR NEDEN DÜŞSÜN Kİ?

Türkiye’nin devasa sorunları olduğu gibi duruyor. Merkez Bankası’nın 128 milyar doları buhar oldu. Net döviz rezervleri eksi 45 milyar seviyelerinde. Dış borç 435 milyar dolar civarında ve GSYH’ya oranı yüzde 58’e geldi. Cari açık sorunu büyüyor. Döviz yükselince enflasyon da artıyor. Zira Türkiye dolara bağımlı halde. Enflasyon arttığı zaman doğal olarak faizleri de yükseltmek zorunda kalıyorsunuz. Tam bir fasit daire.

Ayrıca 4 aydır ‘reform’ yapacağını söyleyen iktidar bugüne kadar tek bir somut adım bile atmadı. Artık ‘reform’ söylemleri de gerçekçi bulunmuyor. İktidar yapısal sorunlara kalıcı çözümler bulmak yerine, geçici pansumanlarla piyasaları oyalıyor. O halde dolar ya da Euro neden düşsün?

HALKBANK DAVASI 3 MAYIS’TA BAŞLIYOR

Doların yükselmesinin bir nedeni 3 Mayıs’ta başlayacak Halkbank davasından gelmesi beklenen felaket haberi. Her ne kadar Hakan Atilla’nın ‘kendi isteğiyle’ istifa ettiği iddia edilse de piyasalar bunu çok inandırıcı bulmuyor. Zira Atilla, yaklaşık dört ay önce gündeme gelen istifa iddiaları ardından, “Görevde olduğum sürece Borsada pek çok rekor kırdık. Daha da devam etmeye niyetliyim” demişti. İktidarın Halkbank davasında gelmesi beklenen ‘korkunç’ cezanın önüne geçebilmek için Atilla’yı görevden aldığı tezi yabana atılmayacak kadar güçlü.

ŞİMDİ NE OLACAK?

Analistlere göre dolar kuru önümüzdeki birkaç gün içerisinde 7,75 bandında direnirse, Merkez Bankası’nın 18 Mart’taki PPK toplantısına kadar 8 liraya doğru tırmanması sürpriz olmayacak. MB’nin rezervleri olmadığı için müdahale etme şansı da yok. Kuru düşürmek için elindeki tek enstrüman faiz. 18 Mart’taki toplantıda faiz artırmaktan başka çaresi yk gibi görünüyor. Yüzde 17 olan politika faizinin doların o günkü durumuna göre 100-200 baz puan artırılması bekleniyor.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin