ABD’den Türkiye’ye çifte darbe

HABER-ANALİZ | ADEM YAVUZ ARSLAN, WASHINGTON, TR724

ABD Başkenti, Türkiye açısından tarihi bir güne şahitlik etti.

Ermenilerin uzun yıllardır üzerinde çalıştıkları ancak her defasında ‘Amerikan devletinin’ stratejik gerekçelerle engellediği ‘Ermeni Soykırım Karar Tasarısı’ bu kez jet hızıyla ve ezici bir çoğunlukla geçti.

Hemen ardından ise Türkiye’nin Suriye’ye yönelik operasyonu nedeniyle hazırlanan yaptırım yasası görüşüldü ve o da ezici bir çoğunlukla geçti.

Bu durum Washington’daki Erdoğan ve Türkiye alerjisinin ne kadar büyük olduğunun en somut göstergesi. Erdoğan’ın ‘tek dostu’ Başkan Trump’ın ise bu rüzgar karşısında direnmesi zor gözüküyor.

Peki bu kararlar ne anlama geliyor ? Şimdi ne olacak ?

Analize geçmeden önce tarihi günün kısa bir özetini yapmakta fayda var. Temsilciler Meclisi’nin dünkü oturumu neredeyse baştan sona Türkiye gündemliydi.

Önce California’nın Demokrat Partili Milletvekili Adam Schiff’in hazırladığı soykırım tasarısı görüşüldü. Yasanın sahibi Schiff uzun yıllardır bu yasa için çalıştığını anlatırken gözyaşlarına hakim olamadı.

Kürsüye çıkan kongre üyeleri Türkiye’nin Almanya’nın yaptığı gibi geçmişiyle hesaplaşması gerektiğini söylerken Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine yönelik operasyonuna tepki gösterdiler.

Kürtlere yönelik etnik temizlik tehlikesi en çok vurgulanan mesajlardandı.

Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi Ermeni soykırımının tanınmasının geçmişin hatalarının tekrarlanmaması için önemli oduğunu belirterek “Kürtlere yapılanlar günümüzdeki tehlikenin bir hatırlatıcısı” dedi.

Temsilciler Meclisi çoğunluk lideri Steny Hoyer ise karar tasarısının Türkiye’yi hedef almadığını söyledi.

Hoyer günümüzde Rohingya Müslümanları ve Uygurlar gibi birçok toplumun etnik temizlik politikalarına maruz kaldığına dikkat çekerken “Bunların bir daha asla olmayacağını yüksek sesle ve açıkça ilan etmeliyiz. Bugün attığımız adım Erdoğan ve hükümetine ‘ABD’nin gözü üzerinizde’ mesajını vermeli. Ermeni kardeşlerimize, Kürt kardeşlerimize, ‘sizi bir daha asla terk etmeyeceğiz’ demeliyiz” diye konuştu.

Tasarı 405 oyla kabul edilirken 11 ret ve 3 çekimser oy çıktı.

Karar tasarısının bir bağlayıcılığı yok ancak Kongre’nin bu konudaki yaklaşımını yansıttığı için çok önemli. Bu karar başka ülkelerde alınacak kararlar için de örnek teşkil edebilir.

Yasanın hikayesi aslında Washington’daki ‘anti Erdoğan’ ittifakının bir özeti gibi.

Çünkü normal şartlarda hiçbir konuda anlaşamayan, bir çok tasarı da kanlı bıçaklı olan Demokratlar ve Cumhuriyetçiler bu yasa da el birliği yaptılar. Yasa aslında geçtiğimiz nisan ayında sunulmuştu. Ancak Suriye operasyonu nedeniyle oluşan havayı fırsat bilen milletvekilleri tasarıyı öne çektiler.

Pazartesi günü Temsilciler Meclisi Mevzuat  Komisyonu’nda ele alındı ve komisyonda görüşülmeden doğrudan Genel Kurul’a gelmesi sağlandı. Normal şartlarda yasanın önce komisyonda görüşülmesi gerekirdi.

Ancak her iki parti de tasarı üzerinde ittifak ettiği için ‘kestirmeden’ hemen Genel Kurul’a indirdiler.

Washington’daki ‘Ermeni Soykırım Tasarısı” tartışmaları uzun yıllardır devam edegelen bir konu. Her yıl bu konu gündeme geldiğinde ‘Amerikan Devleti’ sahaya iner, ‘milli çıkarlar’ı gerekçe göstererek yasayı engellerdi. Komisyonda geçse bile Genel Kurul’da yokluğa mahkum edilirdi.

Ankara’da uzun yıllardır milyonlarca dolar parayı lobi şirketlerine aktarır, bir  şekilde yasa kadük kalırdı.

Ancak bu yıl ne Amerikan devleti sahaya indi ne de lobi şirketlerinin sesi çıktı. Washington’da Erdoğan ve Türkiye alerjisi o kadar yüksek ki, kimse çıkıp Türkiye’nin tezlerini dile getirmeye cesaret dahi edemedi.

Ayrıca Erdoğan rejimi tüm enerjisini ve sınırsız kamu bütçesini Cemaati kötülemek için harcadığı için Ermeni meselesi son yıllarda gündemlerine girmedi.

Bu  sonuçla birlikte Washington’daki ‘Türkiye’yi kaybetmeyelim’ düşüncesinin de artık geçerli olmadığı ortaya çıktı. Uzunca bir zamandır Erdoğan rejiminin yaptıkları karşısında ‘stratejik gerekçelerle’ sessiz kalmayı tercih eden Washington artık Türkiye’nin ‘müttefik’ olmadığını düşünüyor.

ERDOĞAN’IN ‘ŞAHSİ MAL VARLIĞI’ HEDEFTE 

Günün ikinci büyük darbesi ise Suriye operasyonu gerekçesi ile hazırlanan yaptırım yasa tasarısında geldi.

Ermeni Soykırım Kararı’nda olduğu gibi bu konuda da iki parti ittifak etti. Yasa tasarısı 16’ya karşı 403 oyla kabul edilirken söz konusu yasa tasarısı ile Türkiye’ye bir çok alanda kapsamlı yaptırımlar öngörülüyor.

Yasa tasarısının en dikkat çekici maddesi ise Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesinin mal varlığının -iş ilişkilerinin araştırılıp rapor hazırlanması kararı.

Tasarı, yasanın kabulünden sonra en geç 120 gün içinde ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Hazine Bakanlığı ve Ulusal Güvenlik Direktörlüğü ile ortak bir rapor hazırlamasını gerektiriyor.

ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı Eliot Engel ve Cumhuriyetçi üye Mike McCaul tarafından hazırlanan yasa tasarısı Türk ordusunun silah ve finansmana erişimine sınırlamalar getiriyor.

Tasarı ayrıca ABD Başkanı Trump’ı, Türk hükümetine Rusya’dan satın aldığı S-400 füze savunma sisteminden dolayı ABD’nin Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyması Yasası (CAATSA ) altındaki yaptırımları devreye sokmasını öngörüyor.

Yasa tasarısı şimdi Senato gündemine gelecek. Senato’da zaten başka yaptırım tasarıları da var.

Trump’ın en yakın isimlerinden olan Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham bir açıklama yaparak Temsilciler Meclisi’nden çıkan kararları destekledi.

Graham “Senato’nun tasarıyı geçirmesine hazırız. Demokratlar ve Cumhuriyetçilerin ezici desteğiyle Türkiye’nin işgalini alaşağı eden müthiş partiler üstü yaptırım Meclis’e geldi, Senato’dan geçecek” dedi.

Senato’daki yaptırım tasarısının mimarlarından Demokrat senatör Chris Van Hollen ise “ Meclis yaptırım tasarısını 403 e karşı 16 oyla geçirerek Kongreye Türkiye ve yanındakilerin Suriyeli Kürt müttefiklerimizi öldürmeye devam etmesine ve IŞID’in yeniden canlanmasını körüklemesine sessiz kalmayacağına dair mesaj (sinyal) verdi. Senato tereddüt içerisinde kalmaktan vazgeçmeli ve harekete geçmeli- müttefiklerimizin hayatları ve güvenliğimiz risk altında” dedi.

Bu iki açıklama Senato’daki havayı yansıtması açısından önemli.

Yani Temsilciler Meclisi’nde olduğu gibi Senato’da partiler üstü mutabakat mevcut. Bu durumda hem Temsilciler Meclisi hem de Senato’dan partiler üstü mutabakatla geçecek bir yasanın Başkan Trump tarafından veto edilmesi ihtimali zayıflıyor. Kaldı ki Trump azil tartışmaları nedeniyle kendi partisiyle ters düşmek istemiyor.

Sonuç itibariyle Erdoğan rejiminin son 6-7 yılda yaptığı büyük hatalar Suriye Operasyonu ile birleşince Türkiye ABD’yi tamamen karşına almış oldu.

Türkiye’nin Cumhuriyet Bayramını kutladığı bir anda ABD meclisi Ermeni Soykırım Kararı gibi çok hassas bir kararı partiler üstü mutabakatla geçirdi.

Başta Erdoğan ve ailesi olmak üzere Türkiye’ye yönelik yaptırım tasarısında da aynı durum söz konusu. Erdoğan ise tüm oyun planlarını Trump üzerine oynadı. Bugüne kadar bunda başarılı da oldu.

Halkbank’a yönelik cezayı erteletti ve S-400’lerin alınmasına rağmen yaptırımları uygulatmadı. Ancak gelinen noktada ABD kamuoyunda o kadar güçlü bir ‘anti-Erdoğan’ rüzgarı var ki Trump’ın bu rüzgara direnmesi zor. Kısacası Erdoğan rejimi için zor günler kapıda.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin