‘İslamcı’ kimliğiyle bilinen Yenişafak Yazarı Yusuf Kaplan, son dönemde Türkiye’de özellikle gençler arasında İslam’dan kaçışın hızlandığını hatırlatarak uyardı. Toplumun sekülerleşmesi sürecinin, sağ-muhafazakâr iktidarlar eliyle gerçeğe dönüştürüldüğünü anlatan Kaplan, “Böyle giderse, bu toplum İslâm’ı terk eder ve yok olma sürecine sürüklenir -Allah muhafaza.” ifadelerini kullandı.
Yusuf Kaplan’ın gazetedeki dünkü köşesinde ‘Türkiye’nin istiklal ve istikbal mücadelesi tehlikede!’ başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazısına, “Türkiye, çok yönlü, kapsamlı ve zorlu bir istiklal ve istikbal mücadelesi veriyor…” sözleriyle başlayan Kaplan, ardından, “İstiklal ve istikbal mücadelesi, Türkiye’nin yönünü ve yörüngesini bulma, yeniden tarihin akışını değiştirecek uzun soluklu bir medeniyet yürüyüşüne soyunma mücadelesidir. Bu iş, hamasetle, sloganla filan olacak bir iş değildir.
(…)
Türkiye, tarihî bir süreçten geçiyor: 7 milyonluk genç kuşağın 5 milyonu bu ülkeye, bu ülkenin ruhuna, ruh köklerine, İslâm’a olan aidiyet bilincini de aidiyet bağlarını da kaybetmiş durumda.
İslâm’la ilişkisi sıfırlanan, aidiyet bilinci yok olan kuşaklar, bu toprakları koruyamazlar. Köklü bir direniş, diriliş ve varoluş yolculuğuna ihtiyacı var bu toplumun.
Böyle giderse, bu toplum İslâm’ı terk eder ve yok olma sürecine sürüklenir -Allah muhafaza.
Bu toplum varlığını İslâm’a borçludur.
(…)
Toplumun sekülerleşmesi süreci, sağ-muhafazakâr iktidarlar eliyle gerçeğe dönüştürüldü. Gelinen noktada İslâmî kesimler güle oynaya sekülerleşiyor, İslâmî duyarlıklarını yitiriyor, hatta İslâmî kesimlerin çocukları deizme, ateizme doğru kayıyor… Toplumda süratle gerçekleşen bir İslâm’ı terketme süreci yaşanıyor…
(…)
Bu toplumun yeniden Müslümanlaşması, adalet, hak-hukuk, helâl haram ölçüleri gibi İslâmî ilkeler ışığında yeniden inşa edilmesi gerekiyor.
Eğitimin, kültürün, sanatın, medyanın sömürgeci, mankurtlaştırıcı bir zihniyetle adeta toplumu yok etmek için savaştığı bir ortamda toplum, genç kuşaklar İslâm’ı terketmeyecekler de ne yapacaklar!
Acil önlemler alınması şart. Türkiye’nin istiklal ve istikbali tehlikelide!
Vesselâm.”
Hoop hoop, bi dakka…
Buradaki olay, 1989 yılında, Romanya’da adı sanı belli olmayan bir gencin, Nicolae Ceaușescu ve hanımı Elena’ya karşı, Piata Revolutie’deki başkaldırıyı başlatmasına benzemez.
Yusuf Kaplan, boş adam değildir. Reis’e karşı, hem de Yenişafak’da, böylesi bir uyarıda bulunuyor.
Hem de ne uyarı ama…
Gençlerin, ateizme ve deizme yönelmemeleri için önceden onların kafalarındaki ‘din aleyhindeki’ soruların, modern metodlarla cevaplanması gerekiyor. Bunada cesurca içtihad/reform ile, ne gerekiyosa çözümler getirmeli. Kadın erkek eșitsizliği (her alanda, mesela sosyal alanda, miras hukukunda, idare hukukunda);. Ceza hukukunda (islamın idam, el kesme ve kırbaç vurma gibi hadd cezaları gibi); ilim de bilimde (din ilimleri – dünya ilimleri ayırımı aslında kafalardaki tenkid edilen sekülarizmin ta kendisidir.) ve nice konular…
Alim diye piyasada tartıșma görenlerin birçoğu, diğerlerini sapık, mülhid ve kafir diye damgalayıp dıșlamakla meșgul (zaten ana hastalığımız bu: ișimize gelmeyen tenkidleri edenleri hain ve düșman ilan etmek)…
Bir toplum zayıfı ve kuvvetlisi ile birlikte bir insicam, karșılıklı kabul ile beraber yașayabilirse değer kazanır ve bir șekilde ilerler… Yoksa tarihteki birçokları gibi kendi kendini helak etmeye yönelir…
selam ve saygı ile…