Yeni Savunma Bakanı Yaşar Güler; Uludere katliamı ve TSK’daki fişlemelerde rolü neydi?

İLKER DOĞAN | HABER İNCELEME

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı yeni kabinede Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, yeni Milli Savunma Bakanı oldu. Güler, AKP’den Kayseri milletvekili seçilen Hulusi Akar’ın yerini alacak. Hulusi Akar da eski Genelkurmay başkanıydı.

Yaşar Güler, son dönemde ordunun adının karıştığı bir çok skandalda ismi ön plana çıkan isimdi. Uludere’de 34 kişinin katledildiği katliamda ‘vur’ emrini veren isim olarak biliniyor. Suriye’yle savaş çıkarmak için yapılan ‘gizli’ toplantıda yer alan 4 isimden biri yine Yaşar Güler’di… Söz konusu toplantıda Suriye’deki muhaliflere MİT eliyle silah gönderilmesini destekliyordu. TSK’daki fişlemelerde de adı geçen Yaşar Güler’in 15 Temmuz’daki rolü de tartışma konusuydu… 

Yaşar Güler, 2011-2013 yılları arasında Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı görevlerinde bulunmuştu. 2013 Yüksek Askerî Şura Kararları ile Orgeneralliğe terfi ettirildi. 2013-2016 yılları arasında Genelkurmay 2. Başkanlığı, 2016-2017 yıllarında Jandarma Genel Komutanlığı, 2017-2018 yıllarında Kara Kuvvetleri Komutanlığı görevlerini yürüttü. Cumhurbaşkanlığının 09 Temmuz 2018 tarihli kararnamesiyle Genelkurmay Başkanlığı görevine atanmıştı.

Yaşar Güler’in 15 Temmuz’daki rolü, katkısı ve etkisi yıllardır konuşuluyor. Güler, 15 Temmuz döneminde Genelkurmay 2. Başkanı olarak görev yapıyordu. 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığı’ndaki eylemlerle ilgili 221 sanığın yargılandığı davada savunmasını yapan ve sıkıyönetim mesajlarında imzası bulunduğu iddia edilen Kurmay Albay Cemil Turhan, Güler’in emri ve üssü olan Tuğgeneral Mehmet Patrigöç’ün bilgisi dahilinde mesajları çektiğini söylemişti.

FİŞLEMELER KİMİN EMRİYLE YAPILDI?

Yaşar Güler’ın adı, 15 Temmuz’la bağlantılı olarak TSK’daki fişlemelerde de geçmişti. Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesi’de görülen davanın sanıklarından yüzbaşı Yavuz Keçeci, mahkemede verdiği ifadesinde, “Listelerin hazırlanmasının her aşamasında Güven Şaban Albay bizzat kendisi ilgilendi. Belirttiğim FETÖ ait listenin hazırlanmasında Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı ile sıkı koordinasyon içindeydik.” demişti.

Aynı davanın sanıklarından Oğuz Akkuş ise mahkemede bu ifadeyi teyit ediyor ve Güven Şaban’ın dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler’le yakın ilişki içinde olduğunu söylüyordu.

Fişlemeler konusunda etkin olduğu görülen Jandarma İstihbarat Albay Güven Şaban’ın, Yaşar Güler’le hiç bir hiyerarşik bağı yoktu. Ancak 15 Temmuz gecesi soluğu Genelkurmay’da, Güler’in yanında almıştı.

Neden?

Yukarıda aktarılan Kurmay Albay Cemil Turhan’ın çektiği belirtilen mesajları Yaşar Güler’e getiren isim olabilir mi?

Bilmiyoruz…

Mahkmede Güven Şaban’a bu konu da soruldu. ‘15 Temmuz günü Genelkurmay’a gidip, Yaşar Güler’le görüşüp görüşmediği’ sorusuna, “Hatırlamıyorum.” diyerek cevap verdi.

Güven Şaban, 15 Temmuz günü Genelkurmay’a gidip gitmediğini bile hatırlamıyordu!

Nasıl olur bu? Bir istihbarat albayı, hem de 15 Temmuz günü önemli bir günde Genelkurmay’a gidip gitmediğini nasıl hatırlamaz?

YAŞAR GÜLER: AKIN ÖZTÜRK, DARBECİLERE KIZDI

Yaşar Güler, 15 Temmuz’la ilgili verdiği ifadede akşam saatlerinde makam odasında çalıştığı sırada odasına yaklaşık 10 kadar askeri personelin, “Yere yat, yere yat” diye bağırarak girdiğini söyleyecekti. İfadesine göre yere yatırılmış, kafasına basılmış ve elleri bağlanmıştı. Daha sonra Akıncılar Üssü’ne götürüldü. Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk tarafından gözleri, elleri ve ayaklarındaki bağın çözüldüğünü anlattı. Güler’in ifadesine göre Akın Öztürk, darbeye kalkışanları ‘manyak’ olarak nitelendirmiş, tepki göstermiş ve bu kişileri darbe girişiminde vazgeçirmeye çalışmıştı.

AKIN ÖZTÜRK: YAŞAR GÜLER’İ BEN KURTARDIM

Yaşar Güler’in adını, 15 Temmuz döneminde YAŞ Üyesi olan ancak ‘darbeye teşebbüs’ suçlamasıyla tutuklanan Orgeneral Akın Öztürk’ün savunmasında da görüyoruz. Bizzat dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal tarafından üsse çağırılan Akın Öztürk, ifadesinde şunları anlatıyor:

  • Daha sonra Genelkurmay ikinci başkanının (Yaşar Güler) üste olduğunu öğrendim. Onun bulunduğu odaya gittim gözleri bağlıydı. Gözlerini açtım. El ve ayakları bağlıydı, çözdüm. Onunla birlikte helikoptere binip üsten uzaklaşmadık çünkü havada uçaklar dolaşıyordu. Uzun süre üste kaldık. Üste başka bir yerde Hava Kuvvet Komutanı Abidin Ünal ve diğer generallerin bulunduğunu bu sırada öğrendim. (…) Yaşar Güler’i yanıma alıp önce Hava Kuvvet Komutanı Abidin Ünal’ın bulunduğu yere gittik. Daha sonra da misafirhanede tutulan Hava Generallerini kurtardık.
  • Daha sonra Yaşar Güler ile birlikte arkamızda başka bir araçta Abidin Ünal olduğu halde Hava Kuvvetleri Komutanlığına geldik. Biz Abidin Ünal ile birlikte karargahta kaldık.
  • Yaşar Güler evine gitti. Benim hakkımda çeşitli iddialar çıktığı için bu iddiaları yalanlamak için bir basın bildirisi hazırladım ve bunu yayınladım. Daha sonra ben de evime gittim. Beklemeye başladım. Beni gelip alacaklarını düşünüyordum.
  • Gece saat 01:30 sıralarında Merkez Komutanı beni gözaltına aldı. Daha sonra emniyet ekiplerine teslim edildim. Benim bu darbeye iştirak etmediğime dair Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Hava Kuvvet Komutanı Abidin Ünal, Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler ve orada bulunan diğer havacı generaller tanıktır. Dinlenmelerini isterim. Ayrıca paralel yapıya karşı mücadele eden kişilerden biriyim.

ULUDEREDE KATLİAM EMRİNİ VEREN İSİMDİ

Yaşar Güler, Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı görevine yürüttüğü sırada yaşanan skandallardan biri de Uludere katliamıydı. 28 Aralık 2011’de Şırnak’ın Uludere ilçesinde bulunan Roboski köyünde bir grup kaçakçı, ‘PKK’lı zannedilerek’ F-16 savaş uçakları tarafından katledilmişti. Olayda 17’si çocuk 34 kişi hayatını kaybetti.

Yaşar Güler, o dönemde korgeneraldi. Emir-komuta zinciri içerisinde insansız hava araçlarıyla geçilen görüntülerde tespit edilen gruba yönelik top atışının ardından hava operasyonun da uygun olacağına karar veren ilk isimdi. Askeri savcılığın raporuna göre, saat 19.00 sularında Genelkurmay Görüntü İzleme Merkezi’ne gelen Güler, burada görüntüleri izledi ve yaptığı değerlendirmede hava harekatının uygun olduğunu tespit etti. Yaşar Güler daha sonra konuyu o dönem Genelkurmay İkinci Başkanı olan Orgeneral Hulusi Akar’a aktardı. Birkaç saat sonra da Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in talimatıyla gruba hava harekatı düzenlendi.

Sonuç; neredeyse tamamı aynı aileden 34 insanın katledildiği olayla ilgili Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı ‘görevsizlik’ kararı verdi. Askeri savcılık ise kovuşturmaya yer olmadığına karar kıldı!

GİZLİ SURİYE SES KAYDI: MUHALİF GRUPLARA SİLAH GÖNDERELİM!

2014 yılında internete düşen ve Suriye’ye operasyonu öngören ses kaydıyla adı gündeme geldi. İddialara göre, dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’in katıldığı toplantıda Suriye’ye olası bir askeri müdahale ele alınıyordu.

Bu ses kaydında, Güler’in Suriye’deki hükümet karşıtı gruplara silah ve mühimmat gönderilmesine yönelik MİT çalışmalarının desteklenmesi gerektiğini ve talimat verilmesi halinde Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu’na silah ürettirebileceklerini söylediği öne sürüldü.

Dışişleri Bakanlığı, o dönemde yaptığı açıklamada bu toplantıyı doğrulamış ancak bazı kısımlarının ‘tahrif edilerek’ yayımlandığını belirtmişti. Ancak hangi kısımların ‘tahrif’ edildiğine dair açıklama yapılmadı. Konuyla ilgili açılan soruşturmada ise takipsizlik kararı verildi.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin