Vatan, Bayrak ve Hocaefendi ile bir hatıra (2)

YORUM | BEKİR SALİM

Bu yazı geçen haftaki yazımın devamıdır. Dolayısıyla, okumamış olan varsa önceki yazıyı okumalarını öneririm.

Bir husus da şu ki, Hocaefendi ile olan konuşmalarımızı kelime kelime hatırlama imkânım olmadığından bende bıraktığı duyguları kendi ifadelerimle arz etmeye çalışıyorum. Hâsılı kelâm, noksanlık varsa tamamıyla bana aittir.

Geçen yazımda göreceksiniz; büyük şair, eski bir milletvekili dostum, ağabeyim, benim “Barış Pınarı” harekâtıyla ilgili eleştirilerime, “Bu iş Bilâl değil Hilâl meselesi…” diye serzenişle karşılık verince, ben de “Hilâl” anlayışımızı Hocaefendi ile olan bir hatıramla anlatmaya gayret ediyordum. Devam edelim…

***

En son, ortadaki büyük kubbenin tasarımıyla ilgili konuşmuş, Ashab-ı Bedir’i yıldızlarla anlatma fikrimize dualarla karşılık bulduktan sonra Hocaefendiye bir soru daha tevcih etmiştim:

“-Hocam kubbenin tepesine, yıldızların birleştiği merkeze bir Türk Bayrağı yerleştirmeyi düşünüyorum. Lâkin, burası yabancı bir ülke, kanunlarını, anlayışlarını bilmediğim için soruyorum: Bu mümkün müdür?”

O ana kadar her anlattığım şeyi tebessümle ve şefkatle dinleyen Hocaefendi birdenbire sertleşti ve sesini yükseltmedi ama, sarsıcı bir tonlama ve insanın ciğerine işleyen keskin bir bakışla:

“-Siz Türk Bayrağının mânâsını biliyor musunuz:” diye sordu.

Ben bir hata yaptığımı anladım ama, ne olduğunu o an tam kavrayamadım:

“-Evet Hocam. Savaşta şehitlerin kanı akıp bir sipere dolmuş. Tam o sıralarda hilâl şeklinde ay ve bir yıldız gökyüzünde tevafuken birbirine yakın duruyorlarmış. Ay-yıldız gölgesi şehit kanları üzerine düşünce bayrağımız ortaya çıkmış.” diye kekeleyerek cevap vermeye çalıştım.

Hocaefendi, bu defa daha az sert bir ses tonuyla:

“-Bu benim de çok hoşuma giden bir efsanedir.” deyip uzun uzun şehitlik mertebesi ve şehit kanının değerinden ve öneminden bahsetti. Vaazlarında sık sık ağlayarak anlattığı, Kurtuluş Savaşı sırasında kardeş Pakistan halkının yardım için toplandığı meydanda Muhammed İkbâl’in yaptığı konuşmayı gene gözyaşları içinde tekrar anlattı:

“-Efendimiz (SAV) bana, ‘Ey İkbâl bana ne hediye getirdin?’ diye sorarsa, ‘Ya Resulallah! Sana şehit olan Müslüman Türk Askerinin kanını getirdim.’ diyeceğim…”

O an çok duygulandık, Hocaefendiyle beraber biz de gözyaşlarına boğulduk.

Hocaefendi devam etti:

“Evet, sizin bahsettiğiniz efsane güzel bir efsanedir. Ama, Türk Bayrağı’nın asıl mânâsı şudur ki;

Lafza-i Celâl olan “Allah” ismi, ebced hesabıyla 66 sayısına tekâbül eder. Kezâ, “hilâl” kelimesi de aynı şekilde 66 sayısına denk gelir. Bu nedenle bayrağımızdaki hilâl, Allah (CC)’ı remz eder. Gene, beş köşeli yıldız da, meşhur beş köşesi olan Muhammed (SAV) istifinde olduğu şekliyle Efendimizi(SAV) remz eder. Yani, bizim bayrağımız “Lâ ilâhe illâllah Muhammedün rasûlüllah.” der ve ‘Kelime-i Tevhid’i haykırır. Üstâd Hazretlerinin dediği gibi hayatta en yüksek hakikat budur. O yüzden hep yüksekte tutulur. Biz, bayrağımızın o nedenle yere düşmesine asla izin vermeyiz. Siz o bayrağı lütfen en yüksek yere resmedin. Ben her bakışta size dua edeceğim.” (*)

Bu yorumu o gün ilk kez duymuştum. Zaten çok seviyordum o asil bayrağı, o zaman daha çok sevmeye başladım.

***

Evet, Sevgili Ağabeyim;

Benim “Hilâl” anlayışım budur.

Şehitlere, şehitlik makamına saygım tarif edilemez büyüklüktedir…

Vatan sevgisinin imandan olduğuna da iman ederim…

“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır.

Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”

beyitini her daim bütün hücrelerimde hissederek ve inanarak okurum.

Vatan kuru bir toprak parçası değildir gözümde, gönlümde…

İstiklâl Marşını okurken hıçkırıklara gark olduğumu beni tanıyanlar iyi bilirler.

Gene Âkif’in;

“Bir Hilâl uğruna Ya Rab, ne güneşler batıyor!”  mısraını

“Ne yücesin ki kanın kurtarıyor ‘Tevhid’i,” mısrasıyla beraber okur, her defasında sarsılırım.

Toprağını, malını, canını, namusunu koruruken ölmek de, benim için, bu “yüksek hakikat” içinde kıymet ifade eder. Bu konularda en coşkun hissiyata sahip olduğumdan da zerre kadar kuşkun olmasın.

Benim kabul edemediğim şey;

“Falanca harekâtta 50 şehit verdik, ama o bölgedeki inşaat işlerinin çoğu Türk müteahhitlerine verildi.”

“Şehit sayısı arttıkça, elhamdülillah oy oranlarımız da artıyor.”

“Bu Barış Pınarı harekâtından sonra herkesi filanca parti saflarında birlik olmaya davet ediyorum.”

gibi aşağılık ifade ve anlayışlardır.

Hâsılı;

Hilâl uğrunda her can feda olsun… Ama dünyanın bütün topraklarını, bütün petrollerini, bütün servetini verseler Mehmetçiğin bir damla kanıyla değişemem… 

Eğer bu bir kusursa, kusuruma bakmayın…


(*) Hocaefendinin vefasına kırk yılda en az kırk kere şahit olmuşumdur. O kadar işi arasında bu sözüne de tam sahip çıktı. Ben Amerika’dan Türkiye’ye döndüğümde, zahir saat farkından dolayı, gece yarısı ikide-üçte bazı dostlar tarafından uyandırıldım ve “Biraz önce Hocaefendi sana tavandaki nakışları göstererek ismen dua etti, biz de amin dedik.” müjdeleriyle mutluluk üstüne mutluluk yaşadım. Allah beni Hocaefendi ve hizmet kardeşlerimle haşreylesin… Amin diyenleri de…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

6 YORUMLAR

  1. Gercekte mukaddes olan namuslu olma, dürüst olma, sözünde durma gibi önemli kavramlar; yalan ve efsanelerle mukaddes anlamlar yüklenen Bayrak, asker kanı ile değişince müslümanlar ırkçılar ile aynı paydada buluşuyor. Kuranda, Sünnette veya başka bir sahih kaynakta onu Mukaddesat içinde zikreden bayrak ile ilgili bir ifade var mı?

  2. beş köşeli yıldız da, meşhur beş köşesi olan Muhammed (SAV) istifinde olduğu şekliyle Efendimizi(SAV) remz eder. 
    Burayi anlamadim lutfen aciklayabilir misinz?

  3. iSTİKLAL MARŞINI OKUYAN BİR KÜRT OLARAK…
    Ben de diyorum ki, bu bariş harekatına destek veren tümü günah işliyor ve Allah adına yalan konuşuyorlar..
    Ayet bile, iki müslüman topluluğundan tecavüz edene karşı birlik olmayı emreder…
    Burada tecavüz eden TC dir.
    Süriye Kürtleri için özerklik en meşru haktır.
    Türkiyeye bir saldırı yoktur.
    Bilinçli Kürtler yıllardır PKK nın ideolojisi yüzünden destek vermiyorlar…
    Fakat müslüman Türkler Atatürkün kurduğu devlete ve yönetime tam destek veriyorlar..
    Praktikte bundan bir beis görmüyorlar…
    Apo ile Atatürk islam açısından aynı tip insanlardır. İkiside laik ve islam düşmanıdır..
    Birini yüceltip, diğerini aşağılamanın mantığı yoktur.
    Mesele Bilal değil Hilaldır diyen çocukluk dostunuzun ırkçılığı imanının önüne geçmiş bir insandır.

    Acaba Kürtler savaşmadan onlara meşru hakları verilecek mi?
    Türk-Arap ve Farslar merhamete gelip, zülüm yaptıklarını anlayıp Allahın meşru gördüğü bütün haklarını RIZALARI ile kürtlere verecekler mi?
    Buna inanan bir tek insan yeryüzünde var mı acaba?
    Bu İslamofaşist AKP ile birlikte zerre kadar vicdan ve haysiyet-şeref sahibi bir kürt, bundan sonra beraber yaşama desteği vermemelidir.
    AKP ile birlikte anlaşildi ki, TC devletinden şeref haysiyet sahibi hiçbir kürde yer yoktur.
    Kürtlerin ve insanların akılları ile alay eder gibi YPG ayrıdır, Kürt kardeşlerimiz ayrıdır… deniliyor.
    Bu ayrımı yapmak TC ve zalim reisine mi düşer?
    Kürt halkı YPG yi meşru ordusu görüyor.
    YPG Kürtlerin namusunu-canını-malını-taprağını savunmuyor mu?
    Müslüman olmayan kürtler gibi hatta daha fazlası müslüman olmayan Türklerde var….
    YPG cihatçı değil diye bizde mi YPG ye düşman olalım?
    Sonra YPG içindede mutlaka Türk askeri içinde olduğu gibi imanlı/ amelli olanlarıda var…
    Reis ve takipçileri istediği kadar Kürt ve YPG ayrıdır desinler…
    Bir kürt için ikisi aynıdır.

    • Oyle bir ahir zaman fitnesi yasaniyorki kim hakli kim haksizdan once temelleri irdelemek gerekiyor hakli haksiz kavgasi fitne cikarana yariyor, sonuc ne olursa olsun. Muminlerin kenetlenme ve birlik olma zamani. Her insan ahseni takvime gore yaratilmistir kurt turk veya bir baska istisnasiz , turkler simdi ozgurluge kendi devletlerinemi kavusmuslardir yoksa kedilerine zulmeden bir zalime mi sahiptirler, ayni yolda ilerleyen kurtler de farkli bir sonucami ulasacaklar. Insan ahireti ve nesli onuru bir ic dusmanla basbasadir hemde cok sinsi bir dusman insanlari can evinden vuran. Asil dikkat edilmesi gereken budur ve bu bataktan cikmanin yolu iyilerle beraber olmaktir.

  4. Allah ve Resulüne karşı Savaşan Meryemkulu îSaya inananlar AllahımMeryem(Fatima) Resûlullah Muhammedin de Mesih îSa olduğunu ÂNlasalar Barışırlar
    SavaşBarış SB SİBEL ÂL~Î Muhammedîyye
    Savaş dediği Nefsinle.Barış dediği de Seviş Benimle.. Rabbinle…
    Kalbinde Muhammedim ve KeFe BillÂhi Şehîde
    Dünya Fatima Ahit Ahiret Güneş Emîna
    Venüs MeryEmîne Mars Zehra
    DünyanınÖzü var ya Çekirdeği işte Ó Güneşin de Venüsün de Marsın Merkür Uranüs Neptün Jüpiter Satürn Plüto Özü de ÂYNı
    ÂllahımAdınıÂNanHerBirZerre gibi
    AtÂNKÂlplerdeKÎ
    BELE

  5. Sayin yazar,
    Hubbul vatan minel Iman hadisi uydurma bir hadistir, buna iman ettiginizi soylemekle hata ediyorsunuz..
    Hic bir sey Tevihid’in onune gecemez, ayrica toprak ugruna olen olunca vatan olur yada olmaz o onemli degil ama onemli olan su ki bir insan, sadece Allah ugruna olmekle sehit olabilir, toprak ugruna olen sehit olmaz ve hesabi Allaha kalmistir.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin