YORUM | PROF. MEHMET EFE ÇAMAN
Türkiye yeni bir gerçeklik yaşıyor. Bu gerçeklikte daha önce doğru bildiği şeyler yanlış, yanlış bildikleri doğru olarak konumlandırıldı. Anayasadan kopuşla beraber bir tür “el yordamı ile” yürütülen devlete dönüştü. Başarısız oldukça hoyratlaşan bir devlet bu! Giderek arsızlaşan, gittikçe fütursuzlaşan, değerleriyle, idealleriyle, anlatısıyla buram-buram sahte kokan bir devlet! Bu devlet inşa etti gerçekliğinizi. Artık siz orada varsınız. O gerçeklikte varlığınızı sürdürmeye mecbur bırakıldınız. Bu yeni gerçekliğinizin inşa ediliş tarihi, 17 Aralık’tır. Bu ceberut devlet 29 Ekim’de kurulan devleti, 17 Aralık’taki ucubeyle kaş göz arasında değiştiriverdi. Bir illüzyonistin yaptığı numara gibi, bizi, sizi, onları, herkesi, bir tür sanal gerçekliğe inandırdı. İnşa etti onu. CHP, bu gerçeklik inşa edilirken hep başını öteki tarafa çevirdi. Hatta bazen “cambaza bak!” diyerek devleti çökerten çeteye çanak tuttu, ona çalıştı.
Bu devletin mimarlarına sesleniyorum! İnşa ettiğiniz gerçeklikten mutluysanız eğer siz, bir şey söyleyemem. Hani kanserli çocukların annesine pasaport vermeyip onların yurtdışındaki tedavilerine engel olmak normalinizse, veya yazdığı herhangi bir gazete makalesi yüzünden birinin terörist diye damgalanıp hapse tıkılması olağansa, işkence halelerinizde makatına cisim sokulup bağırsakları patlatılabiliyorsa insanların, sizin düzelmeniz artık imkansızdır. Çünkü yarattığınız Frankenstein canavarının yaptığı budur. Bu devlete ve onun bu berbat gerçekliğinde yaşayan insanlara soruyorum! Mutlu musunuz bu inşa ettiğiniz rezil gerçeklikte! Memnun musunuz olan bitenlerden, ses verin! Hayat öyle devam ediyor mu işte diyorsunuz yoksa? Karnınız tok, eyniniz pek mi? Önemli olan da bu mu diyorsunuz? Libya’da generalinden erine birkaç şehit var, e ne olmuş modunda mısınız dünden beri? Üzerimize afiyet, sırtımız sağlam mı diyorsunuz yoksa? Size dokunmayan yılanların ömrüne mi duacısınız? Açım deyip kendini yakan veya ölmenin başka yollarını bulan insanların istisna olduğu fikriniz perçinlendi mi, bugün gittiğiniz alışveriş merkezinin dolu olduğunu görünce yoksa? “Üzerine bir de cumaya gittik mi, oh, rahatız işte!” olayı mıdır bu? Bu dünyanızı da öbür dünyanızı da kurtardınız öyle mi?
Berbat kokular
Berbat kokular geliyor inşa ettiğiniz gerçeklikten. O gerçeklikte yaşamaktansa, insanlar ölmeyi tercih eder oldu. Tercih etmeyenlere verdiğiniz opsiyon şehitlik mi? İyi de sadece fakirlerin fukaraların oğulları can veriyor! Evet, ölüyorlar, ölüyorlar, ölüyorlar dedim! Onları sizin gerçekliğiniz öldürdü, öldürüyor, öldürecek. O kokan onların cesetleri değil ama. O berbat koku sizin çürüyen ahlakınız, sahte dininiz, sanal huzurunuz, yapay sarayınız, çapsız ve bencil liderleriniz, havuza bağladığınız medya ve basınızdan geliyor. Bunlardan daha da berbat olanı, rejime eklemlenen “sosyal demokrat” ana muhalefetti.
BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️
Gerçekliğiniz var ya hani sizin inşa ettiğiniz, hah, onu diyorum, bildiniz mi? O bizim Moğol istilasından beri, Ermeni soykırımından beri, Sevr’den beri toplum olarak başımıza gelen en kötü şey. O sizin inşa ettiğiniz gerçeklik, tıpkı inşa ettiğiniz binalar gibi tek sarsıntıda yerle yeksan olur da, o sarsıntı insanlar sizin altınızda ezilmekten bıktıktan sonra olur, bekleyin! Yok ettiğiniz hukuk, yeni sahiplerinin emrine girdiğinde sizi ısıracak. Ama aslında bunu siz de bal gibi biliyorsunuz! İnşa ettiğiniz gerçekliğin tadına siz de bakacaksınız. Asıl mesele de bu işte. Yani sizin bunu düşünememeniz. Çünkü kendi kötülüklerinizle yüzleşeceksiniz, başkaları sizden daha büyük kötülük yapmaya başladığında size. Ve o an anlayacaksınız, geç olsa da, kazdığınız mezarın aslında tüm toplumla beraber sizi de alacak büyüklükte olduğunu! Fakat bu son ve kesin adaleti CHP getirmeyecek. Doğrusu CHP devletin çökertilmesinde ve başıbozuk anayasasız bir düzenin inşasında hep rejimle ortaktı, ortak olmakyı hiç bırakmadı.
Yok ettiler elbirliği ile anayasayı, yok ettiler hep beraber hukuku – kör topal da olsa vardı yasa-adalet namına bir şeyler! Yok ettiler doğayı, yok ettiler kentlerin mimarisini, yok ettiler var olan iyi-kötü siyasal kültürü. Ve yerine inşa ettikleri boşlukla doldurdular kentleri, kasabaları, köyleri. Siz al-sat yapıp havanda su döverken paraları cukkaladınız ama insanların çocuklarına alacak ekmeği umurunuzda olmadı! Diğer yandan, CHP tüm bu olanlara “Cemaat’i yok ediyorlar, dur bi bekle!” yaklaşımıyla göz yumdu. Ötekileştirilen insanların çektikleri acılar, bu rejiminizin yakıtı, üçkâğıtçı düzeninizin kamuflajıydı. Sizin yaptıklarınızı eleştiren herkes terörist oldu. Veya sizin terörist dediklerinizle irtibatlı veya iltisaklı! CHP hiç sistemin çöreklendiği insanların haklarını savunmadı.
Her şeyin başladığı yer: 17 Aralık 2013
Şimdi. Sadede geleyim. Tüm bu kötülüklerin başlangıç nokrası 17 Aralık 2013’tü.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, yer yerinden oynayacak diyerekten, 17 Aralık sürecide gündemde olan ses kayıtlarının (tapeler) otantik ve gerçek olduğunu açıkladı. Neymiş, tapeler montaj değilmiş! Ama ne yapmışlar? Türkiye toplumuna sanal gerçeklik inşa etmişler. “Paralel devlet” bu “montajları” yaptı demişler. Kim bunu diyor? Kılıçdaroğlu’nun avukatı! Bir de diyor ki “ülkeyi peşkeş çektiniz”! Kime diyor? Erdoğan’a!
Şimdi ne oldu da ittifak içinde böyle bir çatlak oluştu? Hani “paralel devlet yapılanması” sonunda “FETÖ’ye” dönüşmüştü? Paradigma bu değil miydi? Reis böyle reisleşmedi mi? Yenikapı’da onun etekleri altında, onun yarattığı sisteme biat etmemiş miydiniz? “Paralel devletten” başlayıp “FETÖ” kurgulamasıyla kapatılan diskurda 17 Aralık başlangıç değil miydi? O tapeler gerçektiyseler madem, neden 17 Aralık soruşturmalarını yapan polisler içeride? Neden o soruşturmaları yürüten savcıları cadı avına uğrattınız? Hâkimleri hapse tıktınız?
Yok öyle “tapeler gerçekmiş!” deyip sonra yine bildiğini okumak! Yolsuzluk dosyalarına “evet be, gerçekmiş bunlar!” deyip, o dosyalara zemin teşkil eden polis ve savcılık araştırmalarına “FETÖ yapmış bunları!” demek. Hani 17 Aralık soruşturmalarının “sivil darbe girişimi” olduğunu iddia edenlerin ipiyle kuyuya iniyordunuz? Hani “devlete sızan” bir takım “Cemaatçi” tiplerdi o polisler, savcılar, yargıçlar? Hani eşlerine kadar, çocuklarına kadar, anne-babalarına kadar takibata uğrattığınız, edilmedik haksızlık bırakmadığınız on insanlar “teröristti”? Ne oldu? Bu “tapeler sahte değilmiş”, “meğerse gerçekmiş” çarkınızdan dolayı şimdi size de “FETÖ’cü” dediklerinde, ne diyeceksiniz? Sözcü gazetesi gibi, “aslında biz FETÖ’cü değiliz, esasında biz ilk FETÖ’yle mücadele edenleriz” türü zavallı, acınası bir savunma mı yapacaksınız? Ya “onları oraya tıkan irade sizin de oraya tıkılmanıza kadar verirse, yine kuyruklarınızı bacaklarınızın arasına sıkıştırıp sıvışacak mısınız? Bu mu taktik? Yoksa “bak biz FETÖ’cü değiliz, ama bu Erdoğan FETÖ’nün siyasi ayağı” türü bir operasyona hazırlık mı bu? Nedir? Hangisi? Yoksa hiçbiri değil de, bildiğimiz “aslan sosyal demokratlar” türü bir çıkış mı, hiçbir bütünlüğü olmayan!
Amerika’yı yeniden keşfediyosunuz!
CHP, bu 17 Aralık sonrası üretilen gerçekliğin mimarı olmasa da, diyelim ki bir tür ustabaşı. CHP eğer dik durabilmiş olsaydı, bu kıyamet kadar yolsuzluğa karşın çürük elma bir siyasetçi sınıfı aradan sıvışabilir miydi hiç, kırdıkları tonla cevizden sonra? Yahu, adamlar İran’ın parasını uluslararası müeyyidelere rağmen akladılar, aradan komisyon hortumladılar, Zarrab’ın önüne yattılar, adam da açıkça “orospunun bahşişini önceden vereceksin!” diyerek açıktan meydan okudu soruşturmalara ya! Bunu CHP sineye çekmedi mi? TÜBİTAK’tan abrakadabra yöntemlerle sahte rapor alıp “tapeler sahteymiş” dediklerinde, CHP sessizce bu durumu kabullenmedi mi? Meclis’te Kılıçdaroğlu tapelerin deşifre edilmiş metinlerini kayıtlara geçirmek için okurken, sonradan “paralel devlet” ve “FETÖ” aşkına bundan vazgeçmedi mi?
Şimdi Amerika’yı yeniden keşfediyorsunuz! Hey gidinin aslan sosyal demokratları sizi! Ne sosyalsiniz, ne demokrat. Bildiğin İttihatçı DNA’sına sahip Kemalist nasyonalistlersiniz. Sizi Erdoğan’dan ayıran ne var? Biriniz dinci, diğeriniz laikçi. Ülkenin son 100 yıllık birikimini 10 yıldan kısa sürede bozuk para gibi harcadınız! Yok öyle şimdi “tapeler gerçekmiş!” repliği ile “demokrasinin umudu CHP” rolüne soyunmak. Önce bir özeleştiri yapın bakalım! İnşa ettiğiniz bu berbat devlette rolünüz neydi, ondan başlayın! 600,000 takibat mağduru fişlenmiş yurttaşın, dünyada en çok gazeteci hapseden ülkenin, işinden edilen 170,000 akademisyenin, içerideki Selahattin Demirtaş ve diğer Kürt milletvekillerinin hesabını bir verin! Bunu yapabilmek kolay değil mi diyorsunuz? Zorsa içinizdeki ulusalcı derin yapıları ayıklayın! Ergenekon’un avukatlığıyla 17 Aralık’ın retoriği arasında bir yerlerde kaybolan solculuğunuzu sonra aramaya devam edersiniz!
Amaaan Mehmet Bey!
Bunlar dediklerinizi anlamazlar.
Anlarlar da işlerine gelmez.
Tabi siz yine tarihe not düşün ama ben şahsen hiçbir faniden bir şey beklemiyorum.
Ama Rabbim bazı fanileri onların ihtiyarında olmadan sevk eder bir şeyler yaptırır adalet yerini bu şekilde bulursa bazı FANİlerden bir şey gelebilir. O da onların ihtiyarı harici olacak düşüncesindeyim.
Türkiye bu meselede kendi göbeğini kesecek durumda değil zaten, olmaz da diye düşünüyorum.
Ama Allah ne yapacak bilmiyorum. Ama yapacak. Sabırla bekliyorum.
Tek inandığım O.
Tek ümidim O.
Allah senin birseyler yapmani bekliyor olmasin kardesim.