Rant ve israf ekonomisinin sonu: Faiz, enflasyon, kur sarmalı

HABER İNCELEME | YUSUF DERELİ

Türkiye, Merkez Bankası’nın 15 Nisan’daki Para Politikası Kurulu toplantısında nasıl bir karar çıkacağını beklerken, Erdoğan’ın yeni makam aracının irsaliye faturası sosyal medyaya düştü. CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz’ın paylaştığı faturaya göre son model Mercedes’in fiyatı 474 bin 950 Euro. Yani yaklaşık 4 milyon 607 bin lira. Vergiler ve otomobil için yapılan ekstra donanıma ait ödemeler hariç…

Söz konusu otomobilden kaç tane alındığı bilinmiyor. Mevcut makam otomobillerinin ne sorunu vardı da yenileri sipariş verildi sorusunun cevabı da yok! ‘İtibardan tasarruf olmayacağını’ söyleyen iktidar temsilcileri, bu tür sorulara cevap vermeye bile tenezzül etmiyor. İşsiz sayısının 10 milyonu aşması, yoksulluğun kalıcı hale gelmesi, enflasyonun yüzde 30’ların üzerine çıkması ya da Merkez Bankası’nın swap hariç net rezervinin eksi 60 milyara gerilemesi rejimin umrunda bile değil.

AKP rejiminin ‘ranta’ dayanan ekonomi politikası Türkiye’yi yüksek faiz, yüksek kur, yüksek enflasyon ve yüksek işsizlik sarmalına soktu. Her ay olduğu gibi bu ay da piyasalar gözünü gelecek hafta yapılacak Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına dikti. 15 Nisan’daki PPK toplantısında yüzde 19 olan para politikası faizi indirilecek mi, pas mı geçilecek?

AĞBAL’IN NEDEN GÖREVDEN ALINDIĞI HALA AÇIKLANMADI

Zira Naci Ağbal, ‘sıkı’ para politikası uyguladığı, 4 ayda faizleri 875 baz puan artırdığı için bir gece yarısı kararnamesi ile görevden alınmıştı. Naci Ağbal, Şahap Kavcıoğlu değişikliğinin ardından ‘güven’ bunalımıyla birlikte dolar 7,20’ten 8.45 seviyesine kadar tırmandı. Yeni başkan, ‘faizlerin’ indirilmeyeceğini söyledi.

Dün itibariyle 8,20 seviyelerinde seyrediyor. TL’nin bir aylık değer kaybı yüzde 13 civarında. Böyle bir ortamda Kavcıoğlu’nun yüzde 19 olan politika faizini indirme şansı var mı?

15 NİSAN’DA PAS GEÇİLECEK

Ekonomistlerin neredeyse tamamı bunun mümkün olmadığını söylüyor. Koç Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden Prof. Dr. Selva Demiralp, “Salt başkan değişikliğinin bile finansal piyasalarda yarattığı çalkantılar göz önünde bulundurulduğunda bu ihtimal pek olası görünmüyor. O halde göreve atanmasının amacı neydi? Kestirebilmek zor.” diyor.

Ekonomist Dr. Cüneyt Akman ve Dr. Murat Kubilay da Selva Demiralp’le aynı görüşte. Her iki isim de 15 Nisan’daki toplantıda pas geçileceğini düşündüğünü söylüyor.

BU SARMALDAN NASIL ÇIKILACAK?

Ekonomist Dr. Cüneyt Akman, katıldığı bir YouTube programında ülkenin içinde bulunulan sarmaldan nasıl çıkılacağını net bir dille anlatıyor. Akman’a göre sorunun temelinde kaynakların kullanımında yaşanan sıkıntılar yatıyor. Sorun kaynakların yanlış yerlere aktarılması: “Dövizi düşürmek mi istiyorsunuz; birincisi Kanal İstanbul ve ona benzer saçmalıklardan vazgeçin. Bu zamana kadar para aktardığınız 5’li çete denilen müteahhitler grubuna garanti ödemelerini ‘yerli’ parayla yapın. ‘Ben devletin kaynaklarını benim desteklediğim iş adamlarına aktarmaya devam edeceğim’ derseniz bu sorunlar çözülmez.”

EMRE ALKİN: İSRAF ÖNLENMEDEN, DÜZELME OLMAZ

Prof. Dr. Emre Alkin de Cüneyt Akman’la benzer ifadeler kullanıyor son videolu mesajında: “Bu yaşananların ana kaynağı aslında belli: Verimsiz, rekabetçi olmayan, katma değer yaratmayan sektörlerin korunması. Piyasaların başıboş bırakılması, bundan sebeplenenlere göz yumulması. Kamu harcamaları hız kesmediği için sürekli her türlü verginin artması. Özetle meselenin özüne, gerçek kaynağına inmeden, sabırla çözmeden, kısa vadeli kestirme uygulamalarla istikrarı sağlamak mümkün gözükmüyor.”

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin