Rakamlar ve iktidar!

YORUM | M.NEDİM HAZAR

Gelişmeleri biliyorsunuz, ayrıntısına girmek malayani olacak. Bazı akademisyenler “Barış Bildirisi” denilen bir metni imzaladıkları için okullarından atılmış, kimileri tutuklanmış, hemen hepsi aç susuzluğa terk edilmişti. Anayasa Mahkemesi bu kararı boşa düşüren bir karar almakla yetinmedi bir de tazminat ödenmesine hükmetti.

Bu haber iktidarın hoşuna gitmemekle kalmadı, elindeki medyanın tamamında bir karşı saldırı başlattı. Yetmedi kendince bir organizasyona girişip, bir tür karşı atak gerçekleştirdi ve kamuoyuna “1071 akademisyenden karşı bildiri” ismiyle bir açıklama sürdü.

Açıklamanın içeriği ya da imzalayanlara ne kadar akademisyen denir, bu tartışmalara hiç girmiyorum. İktidar cenahı da işin gerçek yüzünü çok iyi biliyor.

Pek çok akademisyen kendilerinin haberi olmadan isimlerinin listeye girdiğini söyledi. Kimi isimler ise üçer, beşer kez yazılmış. Üniversite kantini işletenler de akademisyen olarak listede yer almış filan.

Bunları geçelim…

1071 önemli…

İktidarın daha doğrusu siyasal İslamcı çevrenin bidayetinden beri ezoterik ve subliminal hastalığı artık devlet aklına sirayet etti.

Tabii böyle bir akıl kaldı mı ondan da emin değiliz.

Zira birkaç gün önceki Aydınlık’ta, böylesi bir yazı yayınlandı. İsmet Özçelik isimli yazarın köşesinin başlığı şuydu: Devlet aklı devrede!

Yazının tamamında “Devlet Aklı” kelimelerini çıkarıp yerine “Ergenekon” kelimesini koyunca gerçek kabak gibi ortaya çıkıyordu. (Yazıyı şuracıkta okuyabilirsiniz)

Bugünkü meselemiz devletin artık tamamen Ergenekon tarafından teslim alınmış olması da değil.

İslamcılarımızın sübliminalite hastalığı.

Kola logosunu ters çevirince “La Mecca” yazıyormuş türünden orta mektep komploculuğu yerini artık koca koca heriflerin devlet adına, hukuk adına yaptıkları bu tür şaklabanlıklara bıraktı.

Artık savcı denilen şahıslar 1453 sayfalık iddianameler hazırlıyor, 1071 imzalık karşı bildiriler ile hücuma geçen bir kitle var.

Bir dönem Püff isimli mizah dergisi çıkarmaya karar verdiğimizde, ilk sayısına yazdığım yazı aklıma geldi.

Püff’ün logosu için ortaya atılacak deli saçması komploları bir araya getirerek İslamcı cenaha sevabına yardım etmiştim.

Efendim logomuzu ters çevirip 70 dereceyle bakınca İsrail haritası ortaya çıkıyor, dergi logo renklerimiz Evangelist Cizvit keşişlerinin elbisesinin bir ton açığı filan.

Her gün bilmem kaç milyon liralık elektrik sarfiyatıyla ülkenin en büyük israf kalemi olan Saray yeni açıldığında İslamcı cenah birbirine şöyle diyordu; “Hacı öyle diyorsun ama bilmediğin şeyler var. Bak şimdi oda sayısına bir anlamı var… Merdiven basamakları bile tesadüfi değil vs…”

Zannetmeyin ki birkaç yobaz şahıs bu iddiaları dile getiriyordu.

Bakınız aşağıdaki yazı Havuz’un en acayip şeysi Takvim’in yayın yönetmeni Ergün Diler’den geldi.

Ergün’ü tanırım, halı saha maçı filan yapmışlığımız var. Benim zamanımda yayıncı değil tasarımcıydı ama olsun. Ergün enteresan bir yazı kaleme almış Saray hakkında. Diyor ki; “Ama kim ne yaparsa yapsın, Ankara yoluna tüm hızıyla devam etmektedir!

Bunun kanıtı da yeni SARAY’dır!

Herkesin dilinde sarayın maliyeti, rengi ve oda sayısı var! Beyaz Saray’la, Kremlin’le, Buckingham’la mukayese eden edene!

Günlük ve anlık değerlendirmeler!

Oysa SARAY ilerideki İMPARATORLUĞU temsil etmektedir!.”

Artık kim nasıl gaz verdi bilmiyorum ama coşmuş Ergün tutabilene aşk olsun:

“Biz Türkiye’nin ne kadar büyük olacağını tartışacağımız yerde maliyet hesabını yapıyoruz! Neden SELÇUKLU mimarisinin ağırlıklı olduğuna kimse kafa yormuyor!

Oysa şifre sarayın içindeki 1000 odada!

Yani 2071’de, ANADOLU’ya gelişimizin 1000. Yılında, Yeni Türkiye İmparatorluk olacak!

Biz görmeyiz ama çocuklarımız büyük bir ülkenin çok güçlü vatandaşları olacak!

Sancı bu!

Doğum sancısı!.”

Gördünüz değil mi?

Bilmeyen cahiller eleştirir tabi, yok klozetler altınmış, yok bardaklar bilmem neymiş filan!

2071’e hazırlığın simgesiymiş Aksaray!

Yazının tamamını şuradan okuyabileceğiniz bu mantık sarhoşluğuna çok takılmayacağım. Ama şunu da söylemeden geçmeyeyim; eğer 2071’e bu saray, bu mimari yapı ile giriyorsak zaten dünyadan umudu kesmek lazım. Çok afedersiniz, Bu “hanzo” mimari ve ilkel yapıyı geleceğin temsil odağı olarak görmek başlı başına bir mizah konusudur.

Rahmetli Erbakan bir gün basın toplantısı yapacağını duyurdu. Merkezden faks geçmeleri yetmemiş bir de özel olarak telefon açarak davet etmişlerdi. Haber merkezindeydim ve genç bir arkadaşı yolladım.

İddia çok büyüktü:

Amerika’nın ipliğini pazara çıkaran yasaklı filmi, Erbakan Hoca açıklıyor. Yer yerinden oynayacak, dünya sarsılacak!

Arkadaş haberden dönünce, Erbakan hocanın o müthiş, yasaklı ve her türlü gizli işleri açığa çıkaran filmini görüp görmediğini sordum.

Görmüş,… Hoca izletmiş filmi.

İsmini söyledi..

Enteresan, ben de izlemiştim. Üstelik yasaklı filan olmadığı gibi, Hoca’nın yaptığı basın toplantısından çok önce bu filmin basın gösterimine gitmiş, Aksiyon’da eleştirisini bile yazmıştım.

Erbakan Hoca’yı bu kadar heyecanlandıran sıradan bir Hollywood filminden başkası değildi. Reny Harlin’in yönettiği ve Geena Davis ile Samuel L. Jackson’un başrolünü paylaştığı Long Kiss Goodnight’ti.

Filmde vaktiyle tetikçilik yapan bir bayan ajanın sıradan hayat sürmeyi tercih etmesinin zorluğunu ve bir süre sonra tekrar pis işlere dönmesini anlatıyordu.

Nikita gibi bir filmdi ama onun kadar değildi şüphesiz.

Ancak, sinemadan, komplodan çok fazla haberdar olmayan rahmetli Erbakan Hoca’nın aklına kim girdiyse bu filmi öylesine abartmıştı ki, komik duruma düşme pahasına o basın toplantısını yaptırmıştı.

Günümüz İslamcıları artık camilerin, nargile kahvelerinin köşelerinde değil, bizzat devlet resmi binalarında yapıyorlar bu subliminal çılgınlıkları.

İktidar bir yandan rakamlarla oynayarak gerçekleri gizleyebileceğine inanıyor nedense. Enflasyon rakamıyla oynuyor, işsizlikle, döviz kuruyla, faizle filan.

Diğer yandan yine rakamları kullanarak kurdukları bu kurmaca gerçekliği pekiştirme adına sübliminal bir dünya inşa etmeye çabalıyorlar.

1453 sayfalık iddianameleri, 1071 imzalı bildirileri, 1111 odalı saraylarda hazırlıyorlar!

Kim tutar bizi!

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin