Kontrgerilla’nın fuhuş yurtları; hakimler, savcılar, istihbarat, Osmanlı Ocakları…

Avukat ve akademisyen Dr. Dilek Ekmekçi, devlet yurtlarının nasıl fuhuş bataklığına çevrildiğini, ailesini ararken ulaştığı bilgiler üzerinden anlattı. Fuhuş skandalı hakim, savcı, istihbarat, Osmanlı Ocakları, Melih Gökçek ve Perinçek ekibine kadar uzanıyor. Ekmekçi, devlet yurdunda kalan ablasının hakim ve savcılara eskortluk yaptığını öğreniyor.

Yeni Yaşam gazetesinden Gülcan Dereli çok önemli bir dosya habere imza attı. Doğduktan sonra devlet yurduna bırakılan ve kısa bir süre sonra evlatlık verilen Av. Dr. Dilek Ekmekçi’nin, evlatlık verildiğini öğrendikten sonra uzun yıllar biyolojik ailesini araştırmaya başlamasıyla skandal da ortaya çıkıyor. Bundan sonrasını haberden aktaralım:

“Ekmekçi, iğneyle kuyu kazar gibi geçmişini kazar. Önce kendisiyle birlikte yurda terk edilen bir ablası olduğunu öğrenen Ekmekçi, daha sonra annesi ve babasının kimliğine ulaşır. Ama öyle kolay olmayacak, yıllar alacak ve karşısına bir ‘fuhuş fabrikası’na çevrilen devlet yurtları gerçeği çıkacaktır.

Uzun uğraşlar sonucu annesinin kimlik bilgilerine ulaşan Ekmekçi, annesinin Kars’ta eziyet çektirilerek öldüğünü öğreniyor. Ekmekçi, anlatıyor: “Annemin kimliğine ablamın yurt dosyasından ulaştım, eşzamanlı olarak aynı yöntemle savcılık da ulaştı. Ablam savcılığa 3 kere şüpheli sıfatıyla ifade verdi. İki ifadesinde annemin kimliğini söylemedi. Üçüncüsünde artık savcılık yurt kayıtlarında bulunca, ablam annemizin kimliğini doğrulamak zorunda kaldı. Evet annemizin adı Pamuk Deniz. Biyolojik annemizin ölümünde cinayet şüphesi var. Çok ciddi ölümcül kırıklarla, eziyet çekerek ölmüş. 2009’da ölmüş ancak 2012’de yalan beyanla 2011 senesinde öldüğü söylenerek nüfustan ölümü düşürülüyor.”

Ablasının fuhuş bataklığına düştüğünü kendisine anlattığını söyleyen Ekmekçi, “Tanışmamızdan sonra ilk İstanbul’a gelişinde, ablamı beraber bulduğum avukat ortağım fakülteden arkadaşım Peren Sanrı Arslan’ın yanında 2010’ların Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı da olan adı başka eskort olaylarına karışmış Osman Kaçmaz’ın bulunduğu tekneye -ablamın anlatımıyla söylüyorum- eskort olarak gittiğini kendisi anlattı. Hatta orada bulunan diğer hakimin adını da verdi. Olaylara böyle vakıf oldum. Ama o dönem o kadar üzerinde durmamıştım. Benim derdim biyolojik anne ve babamı bulmaktı” diyor.
Parçalar birleşiyor
Mücadelesi sonucu ulaştığı bilgileri yıllar içerisinde birleştiren Ekmekçi, 2 kere Emniyet İstihbarat’a gidiyor. Ve orada yeni bilgilerle karşılaşıyor.

Annesini bulma umuduyla çıktığı yolda Ekmekçi, yurt çocuklarının nasıl fuhuş için kullanıldığının ilk halkasını tespit ediyor. İstihbarat’taki ilk görüşmeye dair bilgi veren Ekmekçi, “O dönemin Ziraat Bankası 2. Bölge Başkanı Murat Biçer de oradaydı. O da biyolojik ablamı tanıyordu. Ablam yurt kontenjanından Ziraat Bankası’nda memur olmuş. O gün Murat Biçer’i ikinci görüşümdü. Öğrencim Doğan vesilesiyle daha önceden de görmüştüm. O zaman ablam için ‘Gönül Çelik canımız ciğerimiz’ diyordu. Emniyet İstihbarat’taki görüşmede ‘Gönül mü bırak ya çamur’ dedi. Biçer hem öğrencim Doğan’ın, hem de Emniyet İstihbarat Şube Müdürü Koray Öner’in arkadaşıydı. Öner şöyle bir cümle kurdu: ‘Şu bizim kısa boylu esmer Gönül mü?’ dedi. Biz de şaşırdık nereden tanıyor diye, Biçer tanıyabilir çünkü Ziraat Bankası çalışanı ablam, ama Öner nereden tanıyor? Öner’e, ‘Siz nereden tanıyorsunuz?’ diye sorduğumuzda verdiği cevap: ‘Ben onu Savcı Mehmet Kalkan’ın sevgilisi olarak tanıdım.’ O an o ismi beynime kazıdım. Daha önce de ablam, hakimlere eskortluk yaptıklarını anlattığı için beynimizden aşağı kaynar sular döküldü” diyor.
Devlet yurt çocuklarını kullanır!
Emniyet İstihbarat’tan çıkan Ekmekçi, evlat edinen annesiyle beraber öğrencisi Doğan’ın arabasına bindiğini söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Arabada nasıl bir ilişki tarzları olduğunu sorgulamak isteyen evlat edinen annem, öğrencim Doğan’a sordu, ‘Nereden tanıyorlar Gönül’ü?’ Doğan da ‘Fazla karıştırmayın devlet yurttan çıkan çocukları, kızları kullanır’ dedi. Ama bunu fuhuş amaçlı kullanır gibi söylemedi. Devlet derken hatta istihbarat dedi. Sanki bu görevmiş gibi bir hava çizerek, ‘Karıştırmayın’ diyerek kamufle etmeye çalıştı.”

Kalkan ile gelen zincir…

Mehmet Kalkan ismini duyan Ekmekçi, araştırmaya koyuluyor. Savcı Kalkan’ı araştırdığında, açık kaynak haberlerden ablasının Ekmekçi’ye bahsettiği Osman Kaçmaz ile arkadaş olduğunu ortaya çıkarıyor. Hatta ablasına ait bir ses kaydından bahseden Ekmekçi, söz konusu kayıtta, ablasının, “Osman Kaçmaz ile sevgili oldum Hüseyin’e vermedim” diyor. Hüseyin ise diğer hakimdir ve Kaçmaz’ın da arkadaşıdır. Sözü Ekmekçi’ye bırakıyorum: “Osman Kaçmaz’ın, Hatay’da medyaya yansıyan bir eskortlu olay yaşadığını biliyordum. Ben araştırmaya devam edince Kaçmaz’ın hem ablamın anlattığı diğer hakim Hüseyin Kılıç, hem de savcı Mehmet Kalkan’ın arkadaşı olduğunu öğrendim. Zaten Kaçmaz ile Kılıç’ın birlikte sosyal medyada samimi resimleri var. Kaçmaz aynı zamanda Mehmet Kalkan’ın da arkadaşı onunla ilgili de açık kaynak haberler var. Bu Kalkan içlerinde en dikkat çekici şahıs. Kılıç benimle hiç uğraşmadı zaten. Şu anda da İstanbul BAM’da Ceza Dairesi Başkanı. Kaçmaz öyle değil, Hatay’daki eskort meselesi yüzünden ihracın kıyısından döndüğü, bu yüzden yıllar önce emekli olduğu iddia ediliyor. Kalkan ise hakkında ciddi iddialar olan çok daha enteresan biri.”

Sincan Adliyesi’nde hakim…

Kilit isim Mehmet Kalkan’dır. Savcı Kalkan’a dair ‘derin devlet’ ilişkilerine ulaşan Ekmekçi, şöyle devam ediyor: “Mehmet Kalkan ismini bu yapı benden özellikle saklıyor. Hatta inkar ediyor, Koray Öner bunu ağzından kaçırdı, evlat edinen annem de buna şahit, tabii sonra inkar ediyor. Çünkü Kalkan üzerinden işin varabileceği çok enteresan noktalar var. Kalkan öncelikle hep geriye dönük terfi etmiş. Sincan Adliyesi’nde Osman Kaçmaz ile birlikte çalıştığı dönemden sonra Elazığ’a, Kayseri’ye tayin edilmiş. Hep Ankara’dan taşraya yani. Ve en son Şubat 2020’de jet hızıyla benim fuhuştan suç duyurum örtbas edildikten sonra Haziran 2020’de Mardin’e sürülüyor. Sonra bana ulaşan tanıklardan öğrendim ki, hakkında Kayseri’de akaryakıt kaçakçılarının dosyalarını örtbas ettiği iddiaları varmış. Hakkında pek çok şikayet ve soruşturmalar olduğu söyleniyor. Bunların üzerine bir de benim eskort iddialarım kamuoyunda duyulunca, Mardin’e gitmeyip emekli olduğunu duydum.”

Emniyet İstihbarat halkası

İkinci Emniyet İstihbarat’a gidişinde ise farklı bir kişiyle görüşen Ekmekçi, bu sefer daha derin bir ilişki ağına ulaşıyor. Ekmekçi’den dinliyoruz: “İkinci Emniyet İstihbarat maceram da ilkinden 1-2 ay sonra oluyor. Biz yine yokladık evlat edinen annemle ne oluyor ne bitiyor diye. Öğrencime sordum, Koray Öner’den ses var mı diye, tabii ses çıkmadı. Öğrencim beni yine İstihbarat’a götürdü. Bu sefer başka birine götürdü, o götürdüğü kişinin adını bilmiyorum, herhalde söylemedi, gizledi. Orada bana biyolojik ablamın o dönem itibariyle son 6 ay içerisinde en çok görüştüğü 6 telefon numarası ve kimlerin üzerine kayıtlı olduğu bilgisi verildi. Bunlardan 4 tanesini biliyordum, ablamın anlattığı veya tanıştırdığı kişilerdi. Ama en çok görüştüğü ilk 2 kişiyi tanımıyordum. Bunların telefon numaraları da kendi üzerlerine değildi, biri kuzenin üzerine, biri de bir kebapçının üzerineydi.

AKP, Osmanlı Ocakları, Gökçek

İsimleri ablasından teyit etmek isteyen Ekmekçi, “Ablama sorduğumda birini söyledi sonra diğerinin soyismini yanlış verdi. Onu da süreç içerisinde öğrendim. Birinci en çok görüştüğü kişi Ali Hancıoğlu, telefonu kuzeninin üzerine kayıtlıydı, ikinci en çok görüştüğü kişi Mevlüt Öner, telefon E.Ç. adına kayıtlıydı. Mevlüt Öner’in de son aşamada Koray Öner’in kardeşi olduğunu öğrenmemle parçalar birleşti. Mevlüt Öner ile Ali Hancıoğlu Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde Melih Gökçek’in adamları. Hancıoğlu aynı zamanda Osmanlı Ocakları Merkez İlçe Başkanlığı, AKP’de yöneticilik, gençlik kolu başkanlıkları yapmış. Hancıoğlu Ankara 3. bölgeden milletvekili adaylığına, Beypazarı belediye başkan aday adayı olarak ortaya çıkan bir AKP’li. En önemli nokta hem Hancıoğlu’nun, hem de Öner’in Gökçek’in adamları olması. Maalesef Mansur Yavaş da bu isimleri koruyor ve bunları korumak için benim hakkımda mesnetsiz bir suç duyurusunda bulundu. Ankara metrosunda şef olan Hancıoğlu ve Öner iş arkadaşı. Ama lise mezunu Mevlüt Öner, Yavaş döneminde Anfapark’a danışman yapılarak terfi ettirildi. Mevlüt Öner, Emniyet İstihbarat Müdürü Koray Öner’in kardeşi. Ben Koray’ın Mevlüt’ün abisi olduğunu öğrenince zaten tamamen parçaları birleştirdim” diyor.”

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin