Fetva sorunu ve bugünümüz

YORUM | AHMET KURUCAN 

(Fetva Sorunu Yazıları-3)

Adem Yavuz Aslan haklı. Dizi yazılarına dönüyor kaleme aldığım konular. Ama ne yapayım? Köşe yazısı formatında derinlikli konular ele alınınca başka yol bulamıyorum. Konuyu kısaca ve özet bir şekilde ele alma imkanı olmayınca ya köşenin sınırlarını zorlayacağım ya da yazıyı parçalayacağım. Fetva sorunu yazıları bunlardan birisi. 2 yazı kaleme almıştım. Fakat Enes Kara’nın intiharı bu seriyi bozdu. Ardından o yazıya gelen okuyucu yorumları üzerine arka arkasına 6-7 daha yazı kaleme alınca uzun süre o seri yazılara ara vermiş oldum. Kaldığım yerden devam ediyorum ama siz isterseniz “İslam dünyasının ‘fetva’ problemi” ve “Yürürlükte olan hukuk ile fetva ilişkisi” başlıklı yazıları okuyarak neler yazdığımı ve nerede kaldığımı hatırlayabilirsiniz.

BU YAZIYI YOUTUBE’DA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️

En son fetvanın günümüz dünyasında icra etmiş olduğu fonksiyon ve toplumsal hayattaki karşılığından bahsetmiş, değişen dini, siyasi, iktisadi, tarihi, hukuki ve kültürel arka plan şartlarını nazara almadan fetvanın aynı fonksiyonu bugün icra edemeyeceğini yazmıştım. Evet, Müslüman halk muhayyilesinde fetvanın hala daha böyle bir kabule mazhar olduğunu biliyorum ama bu haliyle fetva sorunlara çözüm oluşturmuyor aksine sorunun bizzat kendisi haline geliyor. Genelde kadınların ve çocukların mağduriyeti ile son bulan imam nikahı ile yapılan ikinci evlilik fetvaları buna sadece bir örnek ve ben yazının ilerleyen safhalarında zaten buna değineceğim. Ama önce şu fetvayı günümüz şartları içinde neden sorun olarak gördüğüm ile alakalı iki hususa daha değinmem lazım.

Müslüman halk muhayyilesinde hem dün hem de bugün fetvaya verilen değerin altında yatan en önemli sebeplerden birisi, hayata ait hemen her meseleyi din ile irtibatlandıran zihniyetin varlığıdır. Bu zaviyeden bakınca “hayatın her sahası dine aittir ve dinin söylediği ya da söylemek zorunda olduğu beyanı vardır”. Hayatın dinle irtibatlanması yaklaşımına ben de katılıyorum. Peygamber Efendimizin misyonlarından birinin bu olduğuna ben de inanıyorum. Nitekim Efendimizin fiili, kavli ve takriri söylem ve eylemlerini sınıflandıran alimler fetva-müftü misyonuna hep ayrı bir başlık açmışlardır.

Gerçekten İslam’ın ayet ve hadislerle müntesiplerine sunduğu emir ve yasaklar, bunlar aracılığı ile insanlığa sunduğu genel değerler, ilkeler, prensipler hayatın bütününü kucaklıyor. Ama zannedildiğinin aksine İslam hayatın en küçük detaylarına kadar inip ahkam kesmiyor. Bütün zaman, mekan ve insanları ihata edecek kapsamda paket çözümler öne sürmüyor. Hz. Muaz’ın Yemen’e vali olarak giderken Efendimizle yaptığı son konuşmayı hatırlayabilirsiniz.

Biz buna literatürde “şuurlu boşluk” diyoruz. “Sınırlı nasslar sınırsız hadiseler” diyerek izahlar getiriyoruz. İsteseydi Allah dinini öyle vaz’ eder, Peygamberinin hayatını bu çerçevede bir zemine oturturdu. Bizler de sonradan gelen Müslümanlar olarak her şeyi hazır bulup hayatımızı buna göre yaşardık. Halbuki Allah bunu murad etmemiş. Etmemiş zira yine Allah’ın ortaya koyduğu tekvini kurallar buna mani. Onun içindir ki tarihi zeminde tarihsel hadiseler eşliğinde tarih üstü mesajlarla birçok alanın bizler tarafından doldurulmasını istemiş Allah. Zaten İslam’ın evrensel ve tarih üstü din olma keyfiyeti de bunu gerektirir. İşte bu bağlamda Müslümanın hayatında fetva önemli bir yer işgal eder ama yukarıda ifade ettiğim gerçeğin gözetilmesi şartıyla.

Fetva ve sorun özelinde kısaca işaret etmem gereken ikinci husus, fetvanın kim tarafından verileceği konusudur. Fetvayı günümüzde sorun yapan en önemli konulardan birisidir bu. Klasik fıkıh kitaplarımızda içtihat için söylenen “ehlinden sâdır, mahalline müsâdif” olması fetva için de geçerlidir. “Müftü aynı zamanda müçtehid olmalıdır” tespiti bunu ifade eder. Fakat şu hakikatle yüzleşmek zorundayız, taklitçi zihniyetin asırlardan beri hakim olduğu bir dünyada içtihat ve ifta özelliğine sahip yetişmiş insanımızın sayısı çok az. Ben isim vermeyeyim ama isterseniz fetva adı altından halka ahkam kesen kişileri şöyle bir gözünüzün önünden geçirin, ne demek istediğimi daha rahat anlayabilirsiniz. Mahalle camiindeki imam ve müezzininizden, TV ekranlarında boy gösteren tele-vaizlere varıncaya kadar o kadar çok isim var ki bunların hemen hemen hiçbirisi İmamı Azam deyip ağızlarını doldura doldura konuştukları o koca hukukçunun bir kitabını bile okumamışlardır. Kur’an, sünnet, icma, kıyas vs. deyip sıraladıkları hüküm istinbat metotlarını söz gelimi İmamı Şafii’nin ne er-Risale ne de el-Umm adlı eserinden açıp bakmışlardır. Bunları okuyacak Arapça lisanları bile yoktur. Söylemeye gerek var mı bilmiyorum ama sahasının uzmanı, uzmanlığının hakkını veren insanlar tabii ki istisnadır.

Üçüncü bir husus fetvası aranan, istenen mevzunun günümüz şartlarında çok boyutlu olarak değerlendirilmesi zaruretinin gözden kaçırılması ya da bilerek göz ardı edilmesi, asırlar öncesinin basit ve durağan hayat şartları içindeki usul üzere ele alınmasıdır. Bir başka tabirle dini konularda gerçekten fetva ehliyetine sahip bir insanın uzmanı olmadığı, ansiklopedik seviyede dahi olsa malumatının bulunmadığı konularda fetva vermeye kalkışmasıdır. Kripto paranın sözlük karşılığını dahi bilmeyen, onun blockchain (blok zincir) içinde ne anlam ifade ettiğine dair bir makale bile okumamış olan bir insanın caizdir, caiz değildir demesini kastediyorum. Halbuki ekonomi başta olmak üzere politik, sosyolojik, psikolojik, tarihi ve hukuki boyutları olan bu mesele ancak ve ancak sahalarında uzman olan insanların bir araya gelip ortaklaşa yapacağı mütalaalarla bir sonuca ulaştırılabilir. Heyet içtihadı, kolektif içtihat denilen şeye işaret ediyorum. İslam hukukunu ilgi alanı olarak benimsemiş bir insan bu kurulda sadece bir fert olabilir. Halbuki bırakın İslam hukukunda uzmanlığı İlahiyat mezunu diplomasına sahip olmayı manası ve işlevini dahi bilmediği kripto para konusunda fetva vermeye yeter zanneden bir zihniyet var karşımızda.

Bu madalyonun bir yüzü. Bir de diğer yüzü var. O da bu zihniyetin ve temsilcilerinin toplumda karşılığının olması. Maalesef kaydıyla ifade edeyim, maalesef bu insanların toplumda karşılıkları var. Böyle olunca fetva sorunu yükselen bir ivme ile mesafe kat ediyor ve katman katman toplumun en derinliklerine kadar yayılıyor.

Bitmedi. Buradan devam edeceğim. Fetva sorunu üzerinde genel değerlendirmeler adına bir yazı daha kaleme alıp imam nikahı ile gerçekleştirilen ikinci evlilikler konusuna gireceğim nasipse.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

8 YORUMLAR

  1. Sayın A. Kurucan,

    Sizleri uzun zamandan beri takip ediyorum. Konulara bakış açınızı elbette önemsiyorum. Fakat bu ricamı da eklemek istiyorum:
    Sizler de gayet iyi biliyorsunuz ki meseleyi özet niteliğinde ele almak maharet istiyor. Sizler de pek ala bunu yapabilecek iken daha ayrıntılı (kendi gördüğünüz lüzuma binaen muhtemelen) kaleme almalarınız konuları bende:
    a. Yazınızı uzun ve okunmaz bulma
    b. Yazı muhtevasında kaybolma
    c. Netice ne? sorusunu kendime sorma
    ç. Yazı daha devam decekmiş keşke bir seferde bitirse, blog açıp uzun metinlerini oraya kayıt etse temennisi oluşturmakta.

    Kısaca, gündeme dair mühim konuları benim gibi literatüre uzak insanlar için daha Ahmet Şahin, Hekimoğlu İsmail tarzında kısa, neticesi net, devamı mümkünse olmayan yazılarınız ile değerlendirirseniz pek memnun olurum. Sizlerden daha fazla istifade etmiş olurum.

    Selam ve Hürmetlerimle

    • Söyleyeceklerime nazik bir tercüman olmuşsunuz Asaf bey. Ben kabaca cahilce söyle yaziverecektim: Çok uzatiyorsunuz Ahmet bey, anlam bütünlüğü kayboluyor ama konuyu da merak ediyorum okurken zorlanıyorum. Daha veciz ifade edebileceğinizi düşünüyorum.

  2. Abi böyle devam et 🤘🤘 Parçalayarak anlat ki lokmaların tüketimi, sindirimi kolay olsun! Yoksa hepsini birden nasıl yiyelim 🤷‍♂️🤷‍♂️

    Ahmet Abi, lütfen ama lütfen, Allah rızası için konuları çok boyutlu/detaylı ele almaya devam et!!!! Çünkü sen detaylandırdıkça, zihnimde doğan fikirler dahada derin manalar kazanarak daha içlere kök salıyor… Yazılarınızı bunları zihnimde hissederek okuyorum!! Kimi zaman okuyucu yorumları da cabası oluyor.

    Post modern dünyada İslamın/Müslümanların ve bunlara dair detayların yerine dair şeyler anlatmak elbetteki İslam Dünyası’nı da eleştirmeden olmayacaktır! Ee böyle bir yazı da/anlatı da elbette kısa olamayacaktır!!!

    Lütfen biz genç zihinlere hayatın her alanına dair yazarak yardımcı olunuz!! Cenab-ı Allah, sizle bizlere aklımızın ucundan geçmeyecek yanlarını tanıtsın! Hiç görülmedik/tadılmadık bakış açılarıyla kendini sanatını, ilmini tanıtsın!! Kıyamet zamanı bile, okuyacak olan inançsızlar bu yazılarla Allah’ı imanı olumluyan insanlar olsunlar!!!

    Dediğiniz gibi “asırlar öncesinin basit ve durağan hayat şartları“nı kısadan hisselerle ifade etmek, ona hitap etmek kolay!!! Ama bugünün dünyası öyle değil!! Bu gerçeğide görmeli!! Yazıların uzunluğu gerçekçi bir bakış açısıyla, maksimum fayda güdülerek yazılmalarında… Bu da sorunları ve literatürü iyi bilmekten ileri geliyor… Bu da işi ciddiye almaktan, önemsemekten vs…

  3. Hocam yazılarınızı takip etmeye çalışıyorum. Araştırmalarımda kripto madencilik ve kripto paralarla işlem yapma konusunda doyurucu bir cevap bulamadım. Sizin güncel fıkhi meselelerdeki görüşleriniz benim için çok değerli. Bu yüzden İslama göre kripto işlemlerinin uygun olup olmadığı konusunda sizden bir yazı yazmanızı rica ediyorum. Şimdiden teşekkürler

    • Doyurucu cevap derken, soyle titri saglam birisinin cevaz vermesini mi icinden temenni ediyorsun, yoksa hakikaten Kurucan ciksa dese ki” icinde hakiki emek olmayan, hayali bir ticarete ya da nerdeyse kumarimsi bir ortami andiran, vs vs” bir suru sebep sirlasa ve bu yuzden dinen ‘caiz’ gormuyorum dese, “tamam tatmin oldum” diyebilecek misin, yoksa baska ilahiyatci arayacak misin? Bunu senin sahsinda soruyorum, sahsi bir ilisme/satasma manasinda algilama lutfen! Zira, tespitim su ki, bu hizli zengin olma istegi/hastaligi cogu insanda var. Fakat, bu tarz zekice hazirlanmis seytani tuzaklardan uzak kalmak icin basinda gosterilen piyango(!) kazananlarin mutlu anlarindan ziyade, arka planda gerceklesen yikilan hayaller, kaybedilen binler/milyonlar, yikilan arkadasliklar/aileler/hayatlar vs dikkate alinmali ve vicdanina danismalisin. Bir tur bahis oyunlari bunlar; isin globallesmesi, bazi devletlerin ise resmen girmesi olayi yasallastirsa bile helal kilmaz. Zaten devletlerin bu kara para, sanal kumar, kacakcilik ve uyusturucu ile ne kadar icli disli oldugunu bu surecte bazi hakiki gazetecilerin youtube kanallarinda son zamanlarda acikca gorduk, dinledik. Daha fazla gizli yapmak yerine kilif degistirip insanlara sanal, simdilik yari resmî bir bahis ortami sunuluyor. Talep artiyor, fiyatlar yukseliyor, sonra gummm! Pump and dump! Birileri koseyi donuyor, yuzlercesi şokta! Sonra hadii, bir daha! Allah cc hepinize, helalinden (ki hesabi var), haramdan uzak (ki cezasi var) bol kazanclar nasip etsin! Vesselam!

  4. Abdullah Bey,

    mevcut durumda görüşlerine katılmakla birlikte,

    “bazi devletlerin ise resmen girmesi olayi yasallastirsa bile helal kilmaz.”

    şeklindeki açıklamanıza açıklık getirmek zorundayım.

    Kripto para kavramının mantığında kumar yok. Yani, mevcut günümüzde hali hazırdaki durumda riskleri belirsizlikleri var o nedenle mevcut durum için güvenli değil denebilir, ama bu zamanla değiştikçe, kripto paraya dünya geçecek görünüyor. Geçmemesi için tek gerekçe dünyanın işlerine gelmemesi. Para tek başına para değildir çünkü. Para bir şeyi temsil eder.

    Aslında şu an bile geçilebilir ama bu ekonomik hegomonyaların işine gelmediği için kontrollü bir geçiş öngörülüyor sanıyorum. Ama şunu özetleyeyim, Kripto para özünde adil paradır, gerçek anlamda dört başı mamur uygulanabilirse.

    Finans,ekonomi ağırlıklı kamu kurumlarında çalıştım bir dönem, bunu ben bu konuyu biliyorum modunda yazmıyorum, tam tersi böyle çalışmış olsam da, bu yeni çıkan durumu anlamadığımı başta söylemem gerekir. Zaten, ilgilenen dışında, bir çeşit yatırım aracı olma dışında çok da fonksiyon icra etmiyor günümüzde.

    Ama şunu demeliyim ki, mantık olarak, kripto para ideal bir para sistemidir. Keşke dünyadaki sistem gerçek anlamda kripto paraya geçse de, konvertibl paraların, dolar, euro, yuan gibi paraların senyorajından elde edilen gelirler ortadan kalksa.

    Malum muhakkak duymuşsunuzdur, belki okuduğunuz bölüm gereği belki dersini de almışsınızdır, PARA diye bir ders var. Öyle gözüktüğü gibi kağıt para, banknot para değil, dallanıp budaklanıyor Para.

    M1, M2, M3, M3Y, L, M4 diye çeşitli türleri var, Merkez Bankaları bunun kontrolünü yapıyor. Hani kripto para dedik ama eğitimi yahut ilgisi olmayanın PARA nın ekonomide ne demek olduğunu anlamaması çok normal. Yani biz parayı da tanımıyoruz demem o, kripto paraya göre daha anlaşılır buluyoruz mantığını çünkü kullanıyoruz, ama bu adil bir para demek değil. Dikkat edin ADİL bir para sistemi yok demek istiyorum şu an dünyada.

    Basitçe anlatılırsa eğer,

    Bir ödeme aracının PARA sayılabilmesi için,

    Değer ölçüsü ve hesap birimi olma
    Mübadele aracı olma
    Değer saklama aracı olma…. fonksiyonlarını yerine getirmesi gerekir.

    Bunları yapabilmesi için de İTİBARININ olması gerekir. Zaten bir yönüyle Paraya itibari para denir.

    En önemli nokta da burası. Bir kağıdın üzerine ben 100 dolar yazarsam sokakta gören güler geçer, ama Amerikan Merkez Bankasının bastığı özünde bir kağıt olan şeyin üzerinde 100 dolar yazdı mı, herkes onu kullanır. Buna itibari değeri denir.

    Özünde, güç kimdeyse onun kullandığı paradır. Ülkede, devletin egemenlik gücünü temsil eder bu nedenle para, uluslararası boyutta da dolar bu durumda şu an.

    Tarih dersinde basitçe anlatılır geçeriz de, çok önemlidir, hani padişah başa geçince adına hutbe okutup para basar. Paraya kim sahipse güç ondadır çünkü. Çok önemli bir ayrıntıdır ekonomik güç için bu.

    Mesela, şu anki Dünyadaki para sistemi BRETTON WOODS para sistemidir.

    2. Dünya savaşı sonucunda başta Amerika olmak üzere otururlar, ALTIN-PARA sistemini kurarlar. Yani, her ülkenin altının karşılığında kağıt para basılacaktır. Herkes altınlarını İngiltere, Amerika ya verir, bir çeşit sistem emniyeti olarak, karşılığında da dolar alırlar. Altın karşılığı dolar sistemi yani basitçe anlatmak gerekirse.

    Yani, piyasa da kullanılan dolar bir VEKİL dir. Altını temsil eder (di). Altın alınıp verilemeyecğine göre, parçalara ayrılıp taşınamayacağına göre yada, onun yerine Dolar kullanılır denir. OPEC kriziyle de tabi bu böyle olmadı. Altın para sistemi çöktü, artık Amerikanin egemenlik gücüne dayanarak,finansal sistemin gereklerine bağlı olarak, altın karşılığı olmadan basılıyor.

    Yani, paranın özünde, itibar vardır. İtibar derken güç olarak anlayın siz onu.

    Bakın mesela, çok ilginç, Kripto para mantığıyla tam uyuşmasa da, bir yönüyle benzeyen şekilde, o dönemin en ünlü ekonomisti KEYNES, 1944 de, savaşın hemen ardında Bretton Woods anlaşmasına önerdi, dolar değil BARCOR diye bir para kullanılsın dedi. Dünya da farklı farklı para kullanımı kalksın, her ülke, dünya da bu parayı kullansın dedi, en azından uluslararası mübadele de. Böylece, ne senyoraj ne de arbitraj geliri olmaz, spekülasyon amacıyla da kullanılamaz çokta fazla dendi.

    Kabul edilmedi. Dolarda karar kılındı. Ayrıca, Para bugün, likit olmamasına göre, şekilden şekile girmiş halde. Hisse senedi de bir para-maldır artık, hisse senedinin el değiştirmesinden oluşan kar-zarar RİSKİ de bir maldır.

    Dünya da, mevcut durumda PARA, RİSK oranında kazandıran yahut kaybettiren bir çeşit emtiadır, maldır yada.

    Piyasalar, piyasaların piyasaları türevler, onların uzantıları tezgahaltı para piyasaları derken, dev bir finansal sistem var artık.

    Sigortacılıkta, mortgage da, RİSKLER alınıp satılıyor. Bakın, riske göre değer azalıp artmıyor, artık Riskin kendisi fiyatlanıyor.

    Parayı bizim anladığımız anlamda, alınıp satılmayan, değişim aracı olarak düşünen, diğerlerine nazaran tabi, en yakın kurumlar Merkez Bankaları.
    Bir onlar,Klasik ekonomi kurallarına göre hareket ediyor, onda da enflasyonu sabit tutmak görevleri olduğu için.

    Kripto para bir yönüyle bir çeşit devletlerin kendi içinde yaptığı durumu, uluslararası finans sisteminde yapabilir. bir çeşit, MV=Py durumu uygulanabilir.

    Para bir çeşit, peçe ,birebir değişim aracı, örtü olarak kullanılabilir.

    Yani diyeceğim şu, kripto para mantıken güzel bir uygulama.

    Ancak, İTİBARİ DEĞERİ YOK.

    Kilit nokta bu. Bir şeyin para olması için, itibari olması, yani bir güce dayanması gerekir.

    Risale de sık sık okuduğumuz,bir padişahın namıyla gidince akan sular duruyor, o misal, dünya da bunu kabul ettirecek kuralları olacak bir güce dayandığında KRİPTO PARA hem ADİL para hem de güvenli paradır.

    Tüm bu anlatımlarım Kripto paranın dayandığı o teknolojik mantığaydı elbette.

    Kripto para uygulanırsa ne olur;

    1)Senyoraj gelirleri ortadan kalkar konvertibl paraların,
    2)Arbitrajdan para kazanma oldukça azalır,
    3) Dünyada, Tek fiyat Kanununa daha da yakınlaşılır..

    Bu nedenle Kripto paranın ardındaki teknolojik mantık, günümüzde mübadelelerde kullanılırsa daha ADİL bir finansal sistem olur.

    Peki olur mu? İşte bu yazdığım gerekçelerle olmaz. : )

    Kimse kendi ayağına sıkmaz, ya da kendine uygun yapar.

    Lakin kendine uygun yapsa da, tüm dünyada İTİBARİ değeri olsa, dolar almak, euro almak, altın almak ne ise helal haram durumunda, o da farklı olmaz. Zira, hepsi de aynı İTİBARın güvencesindedir.

    • Abi, sen ne güzel ele almışsın bu mevzuyu, ne güzel anlatmışsın. İşte bize, bizim gibi bakabilen uzmanların anlatımıdır, güncel konuları kavratacak olan!!! Yoksa bu konuya değinen yüzlerce youtube ve metin içeriği de bulmak mümkün öylede anlayabiliyoruz ama anlamak başka, kavramak başka… AhmetinAhmet abi ellerin dert görmesin. Dua ve selamla… Hürmetler… 🌷🌿

  5. Ahmet hocam sa. UK de Amazon flex yapıyorum bazen paketlerde Alkol olur. Taşıyacağım paketleri belirleme ihtimalim olmadığından taşımak zorunda kalıyorum. Bu durum caiz midir? Uzak durmak mı lazım. Teşekkür ederim Allah razı olsun

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin