Erdoğan bile halka böyle hakaret etmedi

HABER-ANALİZ | M. AHMET KARABAY

Bir ülkenin maliye bakanı, sözleriyle değil icraatlarıyla konuşur. Bir hükümetin en önemli üç bakanlığı sıralandığında Dışişleri, Maliye ve İçişleri bakanlıkları en başlarda yer alır. Bunlar içinde en kritiği hangisi denilirse, bu işle uğraşanların üzerinde ittifak ettikleri ilk bakanlık olarak Maliye gelir.

Dışişleri ve İçişleri bakanlarının yerine göre çok konuştukları olabilir. Dış ve iç dengeler kimi zaman fazla kelam etmeyi gerekli kılabilir. Ancak bunlar içinde en az konuşanı hangisi olmalı denirse benim söyleyeceğim Maliye olur.

Peki bizim son dönemdeki Maliye bakanlarımız nasıl? Damat Berat Albayrak ve son bakan Nurettin Nebati, hiç durmadan konuşuyor. Ülkeyi konuşarak düzelteceğini sanıyor. Bu durumu eskiler “ishal-i kelam” (söz ishali) diye tanımlarlardı. Nebati’nin durumunu tanımlayacak en kısa söz bu sanırım.

Nurettin Nebati’yi uzun zamandır tanırım. 3 Aralık 2021’de göreve atandığında pek çok kişi, “Bu adam da nereden çıktı?” diye şaşkınlıklarını dile getirirken, bu köşeyi takip edenler, 13 gün önce 21 Kasım’da, Nebati’nin bakanlığa hazırlandığını yazdığımı bilirler. 

İlk atandığından sonra yazdığım yazıda da “kokusunun yakında çıkacağını” kendimce anlatmıştım. Yazımı, “Nebati, Türkiye Cumhuriyeti’nin Hazine ve Maliye Bakanı olmasa hayli komik bir adam olarak görülebilir” diye bitirmiştim. 

Bakan Nebati, rakamlarını Saray’dan aldığı öne sürülen TÜİK’in, Temmuz ayı enflasyonunu yüzde 79,6 olarak açıkladığı gün A Haber’e çıktı. Melih Altınok’un konuğu olan Nebati, enflasyonu kontrol altına aldıklarını söyledi. (Programın tamamını merak edenler ve ‘bende o sabır var’ diyenler bu linkten izleyebilirler.)

Nebati bakan olduğunda, Türkiye’de enflasyon yüzde 21,3 idi
Bugün resmi TÜİK enflasyonu yüzde 79,6.

Resmi verilere göre bu ülkede bir yılda 200 liranın satın alma gücü yüzde 80 düştü. Yani geçen yılki 200 TL’nin alım gücü 40 TL’ye indi. Eminim, Bakan Nebati, hiçbir şeye karışmasaydı bundan daha kötüsü olmazdı.

Ülkede enflasyonu azdırmada Erdoğan’ın maşa olarak kullandığı isimlerden olan Nebati’nin, “Enflasyonu kontrol altına aldık” sözü bu toplumu ti’ye aldığı tek sözü değil. Daha önceki programlarda hayli laflar etti. Bazı konuları kendince mizahla ortaya koyduğunda toplumun daha iyi anlayacağını düşünüyor olmalı. 

Nebati, Melih Altınok’un “Sebep Sonuç” programında olduğu kadar mizah malzemesi hiç vermedi sanıyorum.

NEBATİ’DEN TÜY DİKEN LAFLAR 

Geçen yıl Aralık ayında alıp başını giden doları durdurmak için bu ülkede başvurulmadık yanlış yöntem kalmadı. Dolar, o günkü değeri olan 18 TL’ye tekrar geldi. Bakan Nebati’ye göre döviz fiyatları o zaman bir manipülasyon sonucu o seviyelere çıktı. Bu kez geldiği noktaya ise hak ederek ulaştı. Sahi kim hak ettirdi dersiniz?

Nebati, doların bugünkü fiyatlamaya bir anlamda alnının teriyle geldiğini anlatıyor. “Şimdi bakıyorsunuz bir enflasyon gerçekliği var. Enflasyondan kaynaklı bir döviz kuru artışı var” sözleri meramını anlatmaya yeterli sanıyorum.

“Vatandaşlarımız bana baktıklarında Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı görüyorlar” sözünün hesabını, Saray’a çıktığında verecek. Saray’da sadece azarlanmakla mı kalacak, yoksa bir dizi hakaret mi işitecek, yoksa başka bir şey mi yaşanır bilemiyorum. 

Nebati, aynı programda adını açıklamadığı bir yabancı bakanla aralarında geçen şu diyaloğu paylaştı:

“Yabancı ülkenin bir bakanıyla sohbet ediyoruz; ‘sizin enflasyon çok yüksek’ dedi. Ben de ‘doğru’ dedim. Ama bakın ben bu enflasyonla sokağa çıkabiliyorum, siz yüzde 10’luk enflasyonla sokağa çıkamıyorsunuz.”

YEMİNLE SÖYLÜYORUM, MUHALEFET PAZARDA KAÇACAK YER ARAR

Bu sözü sarf eden bir bakana diyecek hiçbir sözümüz olmamalı. Muhalefet temsilcilerinin Bakan Nebati’ye verdikleri tepkileri dinledim. CHP temsilcileri, Maliye Bakanına, “Çarşı pazarı birlikte gezelim. Halkın arasına girebiliyor musunuz görelim” diye meydan okudular.

Muhalefet partilerinin temsilcilerini uyarıyorum. Zerre kadar da espri falan yapmıyorum. Çok ciddiyim. Bu meydan okumadan tez zamanda vaz geçin. Nebati, bu blöfü görüp “Haydi çarşıya pazara çıkıp gezelim” derse perişan olursunuz.

Sizi gördüğünde iktidar aleyhine ağız dolusu sözler eden halk bir anda sizi satar. Gelinen noktayı, dünyadaki savaşa bağlar, dış güçlere yükler, düzeltecek olanın yine mevcut iktidar olduğuna sizi ikna etmeye başlar. 

Ey muhalefet temsilcileri! 

Siz daha Tek Adam rejiminin ne demek olduğunu tam kavrayamamışsınız. Halk her zaman gücü elinde tutanın yanında saf tutar. Belki gönlü sizden yana olabilir. Ama Nebati’yi ve sizi gördüğünde sizi yerin dibine batırır. 

O dün yüzünüze gülen halk, sizi yuhalamaya başlar, yüzünüze tükürür, başınıza atılanların en iyisi çürük yumurta olur. Emin olun kaçacak delik ararsınız.

Nebati’nin adını vermediği yabancı bakan, utanma duygusu taşıdığına göre Ortadoğulu falan değildir. Muhtemelen Batı Avrupalı bir bakan olmalı. Bizim bakan, Zaytung yaklaşımıyla söylemek gerekirse, ”Adamlarda utanma diye bir kavram var. Şimdi burada tarif etmem zor. Enteresan bir kültür…” yaklaşımıyla “Ben çıkabiliyorum” diyor.

CHP’li Veli Ağbaba, “Siz onurlusunuz, yüzde 10 enflasyon olsa bile sokağa çıkamıyorsunuz. Bizde utanma duygusu yok demiş farkında değil” diye tabloyu özetliyor. Öteki muhalefet temsilcileri de benzeri bir yaklaşımla Bakan Nebati’yi eleştiriyor. 

Oysa, Nebati’yi sadece ar damarı çatlamakla suçlamak iki temel sebepten birisi. Dile getirilmeyen öteki sebep, anayasal özgürlüklerin vatandaşa kullandırılmaması. Bunun üzerinde duran bir muhalefet temsilcisi olmadı. 

Aslında söyleyenden çok söyletene bakmalı. Sorgulamayan, biatçı kültür yapısı Nebati’ye bu sözleri sarf ettiriyor. Sokaktaki enflasyonun yüzde 200’lere çıktığı bir ülkede iktidarın hiçbir ferdi sokağa çıkmaya cesaret edemez.

Aslında bu sözle, Nebati topluma bir siyasetçinin bugüne kadar genellemeyle en büyük hakareti yapmış oldu. AK Parti lideri Tayyip Erdoğan, çok daha ağır eleştiriler yapıyor ama önce toplumu ayrıştırıyor ve öte tarafa ittiği kitlelere hakaretlerini sıralıyor. 

Nebati ise toplumun hiçbir kesimini ötekileştirmeden eşit ve adil bir şekilde aşağılamış oldu. Her seferinde bu kadar komik, kimi zaman da utanç verici bir söz bir daha söylemez diyorum. Her defasında yanılan ben oluyorum.

Utanç duyacağı şeyleri gurur duyarak anlatıyor. Erken Hıristiyanlık döneminin en önemli teologlarından olarak bilinen Saint Augustinus (MS 354-430) bu sözünü sanıyorum Nebati gibileri için söylemiş olmalı:

“Utanmamak kadar utanç verici bir şey yoktur.”

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Urfa da tefeci olarak bilinen birisini, her döviz indi bindisinde parayı vuran birisini nasıl övdünüz farkında bile degilsiniz, bizim hizmet medyası yine herşeyi biliyormuş moduyla, bir tefeciye saf cahil siyasal islamcı muamelesi yaparak paye verir.

    Sayın Karabay,

    Bir tefeci asla saf biri değildir, ideolojisi de yoktur. Az bir Urfa tarafında kulağı delik dostunuz varsa sorun derim.

    Meramım şu,

    Eskiden de, bugünde tefeci olanlara tefeci muamelesi yapın, siyasal islamcılık bile bazen payedir.

    Saf değil uyanık bir insan var karşınızda, bundan zerre şüphe etmeyin.

  2. Sayın Karabay 3 yıldır yurt dışındayım en çok kıyaslanan ülkede. Enflasyon 7- 8 ama inan geçim 2 sene öncesine göre çok zorlaştı. Buradakiler sosyal patlamadan bahsediyor. Lamba açmaya korkuyoruz. Her şeyi idareli kullanıyoruz. Şimdide kışın dogalgazin kesilme korkusu sardı. Birde en ucuz marketler Lidl- aldi var iyiki. sürekli indirim kovalıyoruz. Daha taze meyve sebze yemedik doğru dürüst. Söyle 2-3 kilo Çekirdeksiz üzüm şeftali incir armut kiraz erik kestane….bilumum sebzeler. Türkiyede bakıyorum pazar tezgahları yığın yığın. Demek hala Avrupalıların durumuna düşmemiş. Ha iyi mallarda var ilaclik çok zenginler belki alıyordur. Taze sivri biber carliston iyi domates almak çok zor. Maydanoz alırken bile kırk kez düşünüyoruz. Ha adamlar zengin zengin olmasinada memleket gibisi yok be. Onların bütün hayatı ota çöpe her seye makina üretmek. Neyse çok şey yazılabilir. Çarşının göbeğinde İnternet çekmiyor. Çöp konteynerleri haftada bir bosaltiliyor Kurtlaniyor kokudan yanına varılmıyor. Uzatılabilir. Bardağın boş tarafida var. Çok abartmaya gerek yok. Nebati gider Necati gelir. Zengin heryerde zengin fakir her yerde fakir. Bu dünya böyle kurulmuş böyle gider. Sizden daha evrensel bakışlar katan yazılar bekliyoruz. Bu kalite yazilarinizda var. Başarılar saygılar.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin