MÜSİAD’da etkin görev verilmeyen Nebati’ye Hazine Bakanlığı verilirse…

HABER-ANALİZ | M. AHMET KARABAY

Hazine ve Maliye Bakanlığı koltuğunda oturan Nurettin Nebati hakkında bu kadar çok yazı yazmak istemezdim. Sahibinin sadakatli bir sesi olmanın ötesinde bir özelliğinin olmadığını bilmek ve farklı ortamlarda yakından tanıma fırsatı bulmuş olmak beni buna biraz mecbur hissettiriyor.

Nurettin Nebati, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı olduğu, ismini kimsenin bilmediği sıralarda 21 Kasım 2021’de yazdığım Durmuş Yılmaz açıklamasıyla o adımın önünü kesti başlıklı yazıda adından söz ettim.

Yazıda Nebati’nin bakanlığa hazırlandığını anlattım. Bu çıkış, antrenörü tarafından sahaya sürülecek oyuncuya verilen ısınma işaretiydi. Ankara kulislerini iyi bildiğini söyleyen isimler Lütfü Elvan’ın yerine kim gelecek sorularına cevap ararken bu köşeyi takip edenler, 26 Kasım’da ‘Yeni’ Hazine ve Maliye Bakanının açıklamalarını iyi anlamalı başlıklı yazıda Nurettin Nebati’yi tanıdılar.

2 Aralık’ta Nebati göreve atandığında medyada, “Bu adam da nereden çıktı? Kim bu Nurettin Nebati?” diye konuşulurken, bu köşenin takipçileri için Nebati artık yabancı biri değildi.

Nebati adından ilk söz ettiğimde, MÜSİAD’da vitrinde olmasına rağmen sorumluluk verilmediğini aktarmıştım. MÜSİAD başkanlığı yapanlar, Nebati’nin birkaç cümleden fazla konuşmasını istemezlerdi. Konuştuğunda kıracağı potlardan çekinilir ve yapıya zarar vereceğinden endişe edilirdi.

SADAKATİNDEN BAŞKA VASFI OLMAYAN BİRİ

Henüz kimseden duymadım ama Nebati konuştukça saçını başını yolan AK Partili sayısı çok fazla olmalı. Yakında duyarız sanıyorum.

İlk olarak 13 Aralık’ta Habertürk yazarı Sevilay Yılman’a söyledikleri şaşkınlığa yol açmıştı:

“Sen maaş alıyorsun. En fazla neyini kaybedersin? Enflasyonun altında ezilirsin. Ama ben bütün varlığımı kaybederim bu iş düzelmezse eğer. 1000 çalışanımız var. 1000 kişiyle beraber bütün varlığımı kaybederim.”

Sonra TRT’de katıldığı programda inciler döktürmeye başladı. Ekonomide rakamları unutup, gözlerdeki ışıltı olduğunu söyledi.

Aileden zengin olması yetmiyormuş gibi Türkiye Cumhuriyeti tarihine bir de çift maaş alan ilk bakan olarak geçti. Bundan dolayı herkesin işinin yolunda olduğundan emindi.

Kovid-19 salgınında yeni varyantlar ülkeleri tekrar kapanmaya zorlarken, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, uyarı üstüne uyarı yaparken Nebati’ye göre salgın bitmiş, ekonomimiz şahlanmış durumda.

CNN Türk’teki programda Ahmet Hakan, Nebati’ye iktisat eğitim almadığından hareketle “Ekonomi müktesebatınız nedir?” diye sordu. Verdiği cevabı samimi bulabilirsiniz. Buna saygı duyarım, ama aynı zamanda bu sizi biraz da endişelendirmeli:

“Turizmi bilirim babamın oteli vardı. Akaryakıt işini bilirim benzin istasyonu vardı. Otomotivi bilirim bayilik işlettik.”

Bu CV ile gitse, ortalama bir holdingde CEO bile olamayacak birine ülkenin hazine ve maliyesi teslim edilmiş durumda.

Nebati’nin ABD Merkez Bankası FED’le ilgili söylediklerine bakılırsa ekonomi eğitimini aldığı önemli hocalarının olduğu anlaşılıyor. Nebati’ye göre FED, kamunun değil, ABD’de 5 önemli ailenin. Kararlarını bu ailelerin menfaati doğrultusunda alıyor.

Ülkenin ekonomide en önemli ismi tarafından ekranda dillendirilen bu söylemler, mahalle kahvesi düzeyinde bile artık bayatlamış durumda. Bu sözlerden bakan adına kulaklarınız mı kızarır, üzülür müsünüz bilmem ama ülkenin kimlerin elinde olduğundan büyük endişe yaşayın. Ben kendi adıma büyük endişe içindeyim.

FED’in nasıl kurulduğuna ilişkin bilgiler resmi sayfasında yer alıyor. Bu halka açık bir bilgi. İsteyen bakabilir. Özetle 1913’te JP Morgan ve öteki güçlü ailelerin acımasız tefeciliğiyle ülkeyi çıkmaza sürükleyeceğinden duyulan endişe üzerine kuruldu.

Nebati, FED’i kaynağından öğrenmek yerine Kadir Mısıroğlu’ndan ekonomiyi öğrenirse tablo böyle olur.

Hayatı boyunca parayı sevme dışında ekonomi ile ilgilenmemiş olan Ahmet Hakan, Bakan Nebati’nin söylediği temelsiz iddiaları görüp sormayı akıl edemedi. Yayın sırasındaki editörler de kendi gibi olmalı ki kimse hatırlatmadı.

Nebati, “Doların değeri arttığında Hazine’nin Kur Korumalı Mevduat ile artacak yükü ülkenin döviz borcu nedeniyle oluşan ek maliyetin altında olur” sözlerini söylediğinde Ahmet Hakan, “Bu çok iyiymiş” anlamında gevrek gevrek güldü.

Nebati’nin 20 Aralık büyük döviz soygununun gerçekleştiği gece yaşananları anlatış tarzı ise trajikomikti.

“20 Aralık büyük bir geceydi. Bir şeyler olacağını biliyorduk. Cumhurbaşkanımızın gelip kürsüye çıkışından hissediyorsunuz zaten. Büyük bir özgüvenle geldi. Büyük bir enerjiyle söyledi. Sonra mesajlar yağdı telefona.”

Döviz dün yüzde 6 dolayında değerlendi. Bakan Nebati’nin buna ilişkin yorumu gerçekten kendine boş güvenin doktorasını verdirecek türden.

“Bugün dolar kurunda görülen artış, kurun 18 liradan inmesinin doğal salınımı. Her şey kontrol altında.”

Her şeyin birbirini desteklediğini anlatmak için kullandığı, “Biz olumlu bir kısır döngüye girdik” demesi üzerine Ahmet Hakan’ın, “Fakat kısır döngü olumsuz bir tabir” hatırlatması üzerine, “Ben olumlu anlamda kullanıyorum” diyor.

Ekonomi Bakanı, “Sade vatandaşın dövizle ne alakası var?” diye sorabilecek kadar halkı ahmak gören birisi. Zira, bu sözünün dağ başında dünya ile irtibatı olmadığı sanılan biri için bile bir değer taşımadığını hemen herkes biliyor.

Ülkede her şeyin dövize endekslendiğini insanlar AK Parti iktidarı döneminde yaşayıp öğrendi. “Sade vatandaşın dövizle ne alakası var?” diye sormak olsa olsa “sade cahillik” olabilir.

Aslında Nurettin Nebati, Türkiye Cumhuriyeti’nin Hazine ve Maliye Bakanı olmasa hayli komik bir adam olarak görülebilir.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Adam varliklı bir aileden geldiğini söylüyor. l
    Piyasayı babasının yanında öğrenmiş.
    Babası acaba ne kadar vergi vermiş?
    Kardeşleri ortağıymış; bin kişi çalıştırıyorlarmış.
    Acaba onlar ne kadar vergi veriyorlar?

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin