Din AKP’nin elinde afyondur!

YORUM | ALPER ENDER FIRAT

İslam değil ama Hayrettin Karaman’ın anlattığı din, Recep T. Erdoğan ve şürekasının kitleleri uyuşturmak için kullandığı bir afyon. Önceleri ‘çalıyor ama çalışıyor, yol yapıyor’ diye uyuşturuyorlardı halkı. Her uyuşturucu bağımlılığı gibi dozu giderek artırmak zorunda kaldılar. Artık Nirvana’ya ulaştılar; son kozu oynadılar. Yeni motto ‘çalıyor ama şeriatı getirdi.’ Toplum aşırı dozdan gidecek, ortada millet diyebileceğimiz bir insan topluluğu kalmayacak bu gidişle.

Hayrettin Karaman’ın “Bundan önceki birçok iktidar döneminde İslâmî kesimin ayaklarında maddi ve manevi hareketlerini engelleyen bağlar, bukağılar, prangalar vardı. Bu iktidar bunları teker teker çözdü, şimdi iyi Müslümanlar olabilmek için maddi ve manevî neye ihtiyacımız var ise mevcuttur. İnsanların kendi aralarında anlaşarak -ceza alanı hariç- birçok alanda ve ilişkide şeriat kurallarını uygulamalarına da engel yoktur.’’ Diye yazdığı bir zaman da ABD’nde Recep T. Erdoğan ve ailesinin dünyadaki mal varlığının araştırılması için yasa tasarı hazırlandı.

Karaman’a göre; Müslümanların ayağındaki bütün prangaları kaldırmış bir isim olan Erdoğan’ın, devletten aldığı maaşla araştırılmaya değer bir mal varlığı da edinmemiş olması gerekir öyle değil mi? Yemese içmese hepsini biriktirse bile yine de bir dişin kovuğunu doldurmaması gerekir.  İyi Müslüman olabilmek için bütün bukağıları ortadan kaldıran bir adamın ailesinin de ne mal varlığı olabilir ki? Bu konu nasıl oluyor da dünya ölçülerinde bir mesele geliyor ve ABD kongresinde yasa tasarısının konusu olabiliyor?

Normal bir ülkede herkesin aklına gelecek bu soru konu söz konusu Din ticareti yapan Erdoğan ve ailesi olunca kimsenin aklına gelmiyor. Çünkü hırsızlık öylesine kanıksanmış ve içselleştirilmiş ki kimseyi hayrete düşürmüyor bile.

Ancak AKP tabanında homurtular, hışırtılar, rahatsızlanmalar her geçen gün artıyor olacak ki elinde din sopasıyla Hayrettin Karaman çıkıyor ortaya. Rahatsızlığını seslendirmeye başlayan AKP tabanını avutmak, uyutmak, afyonlamak için kaleme sarılıp ‘bu hükümet şeriatı bile getirdi’ diyor. Konu kamuoyunda şeriatı getirdik diye tartışılıyor, Karaman’ın AKP tabanını dinle nasıl afyonladığı tartışma konusu bile olmuyor. Sembolleri seven Kemalistler olayı sadece Şeriat kelimesiyle okuyor.

Saray sakini ailesiyle birlikte tarihimizin gördüğü en büyük hırsız olmasına başka ülkeler itiraz ederken Türkiye’de din adına konuşanlardan tek kelime ses çıkmıyor.

Karl Marks ‘Din toplumun afyonudur’ sözünü zannediyorum tam da bunun için söylüyordu. Zalimin masumları inim inim inlettiği, hırsızlığı gizlemeye bile gerek görmediği bir zamanda Karamangillerin çıkıp bu hükümetin iyi Müslüman olmak için bütün prangaları kaldırdığını yazması dini bir uyuşturucu olarak kullanmaktan başka şey değildir.

Hz. Ebubekir’i, Hz. Ömer’i de andığı yazısının hiçbir yerinde onların devleti yönetirken takındığı tavırdan bahsetmiyor. Devlet hazinesinden bir çöp kullanmayanları anarken, yazısında savunduklarına ‘bu kadar parayı nereden buldun?’ diye sormuyor. Demiyor ki yeryüzündeki bütün Müslümanlar sizin hırsızlığınız yüzünden aşağılanıyor.

Dini zalim bir hırsız güruhunun baston değneği haline getiren Hayrettin Karaman ve benzerleri, iman edenleri afyonlayan birer üfürükçü. İktidarın yaptığı bütün hırsızlıklara, zulümlere, cinayetlere dini kılıf bulan bu adamlar sadece hokkabazlık yapıyor.

Afyonlanan bu halkın soramadığı şeyi yani bu hırsızların servetlerinin kaynağını da ABD soruyor.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Klişe ifade olacak amma, yine sivrisineklerı nazara vermişsiniz. Bataklıktan bahsetmemişsiniz.
    Mesele, çürümüşlüğün halk arasında korkunç boyutlara ulaşmasından kaynaklanmıyor mu? Toplumda sahtekarlık, kazıkçılık, harama-haksızlığa karşı duyarsızlık bu kadar yaygın olmasa yolsuz-hırsız, ahlaksız politikacılar nasıl yerlerinde duracak, nasıl bu kadar melanet çevirecekler? Halkın büyük çoğunluğu onları yadırgamıyor, tam tersine, onlarda kendini buluyor. Onlar da o politikacıların yerine gelseler, üç aşağı beş yukarı aynı şeyleri yapacaklar. Bulundukları toplumsal katmanın fırsat verdiği çapta yapıyorlar da zaten…
    Çürümüş yığınların ehl-i irşadı düşman olarak görmesi ve onlara saldırması boşuna değil. Bilinç altlarında onları çıkarlarına tehdit olarak görüyorlar.

  2. Bir de, şeriatı getirdiler diyor.
    Şeriat gelmiş olsa, bilmem kaçta kaçının kolu-bacağı gider, kalanın bilmem ne kadarı da recm edilirdi…

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin