DİB Başkanı Görmez görevinden ayrılıyor

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, görevi bırakacağının sinyalini verdi. Görmez, “Yeri zamanı geldiği zaman teslim edilir. Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir makamdan sonra talip olduğum bir görev vardır o da ilimdir. Hem aziz milletimizin hem de İslam dünyasının ilmi hayatına katkıda bulunmak için bir gayret içinde olacağım.” dedi.

Yandaş siteler ve iktidar yanlısı kalemler bir haftadan bu yana Görmez’in görevden alındığını söylüyordu. Erdoğan’ın, ‘görevinin başında ama farklı görev talebi var’ şeklindeki açıklaması da görevden alındığının işareti olarak yorumlanmıştı. Görmez’in bugün yaptığı açıklama da bu iddiayı doğruladı. Görmez’in DİB Başkanlığı, Mercedes tartışması ve iktidarın yolsuzluklarına dini kılıf bulma dönemi olarak kayıtlara geçti.

HAZİN SON

Diyanet İşleri Başkanlığı Konferans Salonu’nda düzenlenen basın toplantısıyla Fethullah Gülen’in konuşmaları ve kitaplarına yönelik yapılan çalışmanın sonuçlarını açıklayan Görmez, bu tuhaf çalışma ile görev dönmemini tamamlamış oldu. Görmaz Başkan’ın tuhaf açıklamalarından  satırbaşları:

‘DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞIMIZIN GECİKMİŞ SON VAZİFESİ OLDUĞUNU İFADE ETMEK İSTİYORUM’
Türkiye’de İslamiyet’in en masum çalışmasının irtica olarak değerlendirdiği günlerde istemeyerek halis niyetlerle çocuklarını bu örgütlü din istismarına kaptıran vatandaşlarımıza Diyanet İşleri Başkanlığımızın gecikmiş son vazifesi olduğunu ifade etmek istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin en zor zamanında bugün örgütlü bir din istismarı olarak bu hareketin Başkanlığımızca incelenerek bir rapora dönüştürülmesi topluma takdim edilmesi önemli. Sızıntı Dergisi sadece 70’li yıllardan itibaren başlayan bir derginin adı değil bir hareketin, metodun adıdır. Sadece kurumlara, ülkelere, devletlere, müesseslere bir sızma hareketi değil inançlara, düşüncelere, kalplere, değerlere bir sızma hareketi olduğunun çok açık göstergesi olduğu takdimlerde anlaşılacaktır.

Gülen’in üslubu ve yönetim hakkında bilgi vermek gerekirse, yöntem o kadar karmaşık değil aslında bilinçli olmamız bilince varmamız gerekiyor. Yöntemin ana unsur, yanlış bilgileri doğru bilgiler ile harmanlayarak vermek. Her konuşmada saptırıcı bir ifade adeta söz arasına gizlenmiştir. Kelime kalabalığı oluşturarak muğlak anlamalar üretmek. Kibrini tevazu olarak pazarlamak. İnananların itibar ettiği zatları çıkarı için şahit göstermek.

Bütün konuşmalarında tiyatral bir oyun sergilemek. Gösteriyi anlamın önüne geçirmek. Söylediklerine meşruiyet kazandırmak için önce zemin hazırlamak. Menfaati söz konusu olduğun yöntemleri ustaca kullanmıştır. Nasıl devletlere, kurumlara sızmışsa takiye ile. İnsanların dimağlarına, inançlarına, değerlerine de sızmıştır.

İnsanların Allah tasavvurunu değiştirmeye kalkışması. Bunu o kadar ileriye götürmüştür ki fırsatını bulduğunda doğrudan doğruya onun adı ile konuştuğunu mensuplarının karşısında haşa kendi şahsında Allah’ın mütecelli olduğunu söylemekten kaçınmamıştır. Ne hazindir ki bu sözleri cami kürsüsünde söylemiştir. Bu sözler onun sapkınlık derecesini göstermesi bakımından önemli. Daha tehlikeli olan bütünde Allah inancını sistematik olarak bozmaya çalışması. Mensuplarına, Allah’a ulaşmanın mümkün olduğunu anlatma çabasında olmuştur.

Dünyaca tanınan İslam Alimi Ali Cuma’dan Diyanet’e ‘firak-ı dalle’ reddiyesi

***

Abubakar Aliyu: Hizmet’e firak-ı dalle diyenlere meydan okuyorum, delillerinizi getirin

***

‘Dindar olmak ahlaklı olmayı gerektirmez’ ızdırabını, başkan Görmez de hissediyor mu?

 ***

17. yüzyılda bir taassup örneği: Sarayın fetvacısı Kadızadeliler

***

Reis’in Diyanet’i![Haber-İnceleme: Erman Yalaz]

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin