Buyurun modern kehanetlere!

YORUM | M. NEDİM HAZAR

Dünya ekonomisine yön veren yayınlardan biri olan The Economist 2020 yılının ilk sayısının kapağını yayınladı. Bu satırları kaleme alırken derginin içeriği hakkında çok bir bilgi yoktu ama ilginç tasarımlı kapak tıpkı bir kehanet tasarımı gibi. The Economist patronaj açısından dünya ekonomisi için önemli bir yayın organı ve pek çok komplo teorisine göre bu derginin sahipleri paraya yön veriyor. 

Tipografi oyunuyla bir tür sudoku türü kelime bulmaca görüntüsü veren kapakta şu başlıklar dikkat çekiyor: 

Trump (Dünyanın başına bela olan ABD başkanı)

Brexit (İngilizlerin yılan hikâyesi)

AI (Yapay Zeka)

Tokyo (Olimpiyatlar)

Mars (Büyük sürprizlere hazır olalım)

Climate (Dünya elden gitti gidiyor)

XI( Muhtemelen Çin devlet başkanı Xi Jinping’e yapılan bir gönderme bu)

Recession (İşin bu kısmında Türkiye de var)

Modi( Hindistan Başbakanı)

Expo( Dubai’de planlanan fuar)

SDGS ( Sürdürülebilir Gelişim Hedefleri / Sustainable Development Goals)

Bond ( Evet bir film karakteri; Nisan’da vizyona girecek James Bond filmi)

Beethoven Visions ( Malum, 2020 Beethoven Yılı olarak kabul edildi.)

Bio Diversity ( Canlı Çeşitliliği)

Rat ( Evet, Avrupa’nın başına bela olan sıçan-fare istilası)

NPT (Nükleer Silahlanmanın Önlenmesi ve Kısıtlanması anlaşması / Non Proliferation of Nuclear Weapons – hedef İran)

Ren (Bildiğimiz Ren nehri) 

Raphael (Hıristiyanlıkta iyilik meleği) 

Nightingale (Meşhur Florance Nightingale – bunu tam çözemedim, yılı filan mı ilan ettiler acep?)

Russia ( malum, aynı zamanda Putin demek bu )

Aslında komplo teorisyenleri için şahane malzeme veren bu kapak ile ilgili milyon tane şey söylemek mümkün. Bir sefer 2020 yılını iki renkte yazmışlar; kırmızı-yeşil. 

Biri kan, diğeri çevre rengi. Biri savaş, diğeri paranın rengi. Meseleyi buradan tut, götürebildiğin yere kadar götür yani. Bununla beraber epey karamsar kelimelerin arasına tadımlık umut da serpiştirilmiş. Misal, Mars’ı ben bu cümleden saydım. Ancak, Putin, Çin, Trump, resesyon gibi iç karartan hatırlatmalar da epeyce belirgin şekilde yazılmış. 

Elbette bir ekonomi dergisi kapağına Nostradamus metni muamelesi yapmamalıyız ama büsbütün de görmezden gelmemek lazım sanırım. 

Bununla beraber çok enteresan bir durum daha var. Şöyle ki; 

Dergi vereceğini duyurduğu 2020 Duvar Takvimi’nde de yayınladığı illüstrasyonlar ile bu kehanet algısını destekleyen bir ek verecek. 

İsterseniz bizimle ilgili bölümü kadrajlayarak bakalım: 

Kevin Kallaugher’in çizdiği illüstrasyonlar çok ilginç. Bilenler bilir bu sanatçı çizimlerinde KAL imzası kullanıyor ve The Economist ve Baltimore Sun için politik karikatürler çizen biri. Ülkemizde olsa muhtemelen hapishanede olacak isimlerden yani. 

Kal çizimlerinde Trump, Brexit ve yaşadığımız çağın en büyük sorunu göçmenlik meselesiyle beraber özel olarak Tayyip Erdoğan ve Türkiye’yi odağına almış. 

Bir tahtta oturttuğu Erdoğan’ın sağ elini demirden yumruk olarak çizen Kal, “Modern Demokrasi” binasını yıkık olarak çizmiş. Buradaki espri ise (Malum demokrasi halk (dimos) ve  iktidar (Kratos) kelimelerinin birleşmesinden oluşuyor) Kal’in Türkiye demokrasisinde “Crasy” kısmını indirtmiş. 

Erdoğan’ın tahtının altının hapishane olarak çizildiği illüstrasyonda “Basın girişi” de özellikle vurgulanmış ve içeri zorla sokulan bir gazeteci figürü var. En ilginç ayrıntılardan biri ise “Otoriterleşme”nin “Auto” kısmının inşa edilmiş olması. Erdoğan’ın makamının dört yanı inşaat iskeleleriyle donatılmış durumda, bu gönderme de Erdoğan’ın hızla otoriterliği kurmaya devam edeceği yönüne… Erdoğan’ın ayaklarının altında ise adeta cemaat çizilmiş. İnim inim inleyen kadınlar, çocuklar ve masumlar. 

Bu sayfa sadece bir aya ait. Böyle 12 ay var The Economist’in duvar takviminde. Diğerlerini siz inceleyebilirsiniz. 

Sözün özü; kötü günler geride kaldı sırada daha kötü günler var.

Economist, dünyaya şöyle bir mesaj veriyor olabilir; kötü günler bitti zannediyorsunuz ama daha kötüsüne hazır olun!

https://www.youtube.com/watch?v=zvmjAWin8Ck