Bu kez iğneyi kendime batırdım

YORUM | HASAN CÜCÜK 

‘’Şu hayatta sevmediğim şey bu kadar önemli bir konuda bir teknik direktörün fikrinin önemli olması. Bunu anlamıyorum. Bunu gerçekten anlamıyorum. Bu soruyu kendine sor, seninle aynı durumdayız. Ünlü insanın her dediği önemli değildir. Olayları doğru ele almalıyız. Benim gibi bilgisi olmayan insanlar konuşmamalı. Bilgi sahibi insanlar konuşmalı. Bize ne yapıp yapmayacağımızı söylerler, her şey düzelir, ya da düzelmez. Siyaset ya da başka şeylerden anlamam. Ben beyzbol şapkası takan çirkin traşlı bir adamım.”

Giriş paragrafındaki alıntı cümleler Liverpool’un teknik patronu Jürgen Klopp’a ait. Chelsea maçından sonra bir gazetecinin, Klopp’a tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüsü sormasına bu cevabı verdi. Cevap kadar, Klopp’un neden başarılı bir teknik adam olduğunun şifreleri verdiği cevapta yatıyor. Adam sadece işini yapıp, dünyanın en iyilerinden biri oluyor.

Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunan bir dönemi yaşıyoruz. Herkesin her konuda mutlaka bir fikri var. ‘Bilmiyorum’ kelimesi lügatlarden çıkalı uzun zaman oldu. Eskiden kahvehane köşelerinde yapılan ‘geyik muhabbetleri’ şimdi televizyon ekranlarında yapılıyor. Elbette tarz biraz değişti. ‘Ben olsam Taksim’de sallandırır 3-5 kişiyi, bak ülke nasıl düzelir’ cümleleri kullanılmıyor ama onun yerine beyin yakan komplo teorileri ekranlardan boca ediliyor.

Garip zamanlarda yaşıyoruz. Ülke gündemine göre, uzmanlarımız da (!) pozisyon alıyor. Uzun zamandır Türk televizyonlarından haber ve tartışma programları seyretmiyor. Bunun miladı sandığınız gibi 15 Temmuz sonrası değil. Uzun yıllardır böyle. Sizi bilmem ama ben hassaten siyasi tartışmaları zaman israfı olarak görüyorum. Bir sırrımı daha ifşa edeyim, hayatım boyunca en az okuduğum gazete sayfaları politika sayfaları oldu. Her salı günü meclis grup toplantılarında hep aynı nakaratı tekrarlayan siyasilerin haberinin ertesi gün gazetelerde kocaman yer almasını anlamakta zorluk çektim. Hala da anlamış değilim. Danimarka’da da salı günleri grup toplantıları olur ama gazetelerde hiç haber olmaz. Dahası yıllar önce bir hafta boyunca, Türkiye ve Danimarka’dan üç gazetenin birinci sayfalarını incelemiştim. Danimarka başbakanı bir kez bile birinci sayfada yer almazken, Türkiye’de durum tam tersiydi. Bu basit test bile iki ülke arasındaki farkı göstermeye yetiyordu.

Yıllarca duymaktan bıktığım cümle, ‘Burası Türkiye’ oldu. Demokrasi kuralı aslında her tarafta aynıydı. Güzel ülkemizin, üç tarafı denizle, dört tarafı düşmanla çevrili olduğundan bazı farklılıkların olmasını baştan kabul etmek gerekiyordu. Ne de olsa orası ‘mevzu vatansa, geri teferruat’ olan, ‘devlet için evladın feda edildiği’ topraklardı. Farklılık doğaldı. Ama durum Hakan Ural’a, Suriye politikasını anlatacak duruma da gelmemeliydi. Şaka yapmıyorum, geçen sabah tevafuk ettim. Magazin programında Hakan Ural, dış politika değerlendirmesi yapıyordu. Olmaz denilen her şeyin olduğu cinnet ülkesinde Hakan Ural’ın dış politikayı değerlendirmesi doğal oluyordu. Magazin programında ne alaka demeyin sakın!

Klopp’tan başlayıp nerelere geldik. Az da iğneyi kendimize batıralım. Sürecin getirdiği bir durumda, hepimiz her konuda fikir sahibi olduk. Hayatımızda yolumuzun hiç kesişmediği isimlerin ne dolaplar çevirdiğini anlatmakla bitiremez hale geldik. Hakkında konuştuğu adamın fotoğrafını önüne koysan tanımaz ama bütün sırlarına vakıftır. Elimize baltayı alıp, önümüze geleni doğruyoruz. Sarfettiğimiz cümlenin nereye varacağını hesaplamıyoruz. Elimizde boya kutusuyla dolaşıp, kafamızı bozanı ‘hain, kripto’ ilan ediyoruz. Geçenlerde sözüne itimat ettiğim bir abi, ‘Bugün ölçüsüz konuşanlar, yarın çok pişman olacaklar’ dedi. Haklıydı. Zor zamandan geçmek zor olduğu kadar, bu zamanda ölçüyü korumakta zor.

Yeniden Klopp’a döneyim. İğneyi biraz daha kendime derin batırayım. Her konuda fikri olan biri değilim. Az birazcık Avrupa futbolunu yakından takip edip, bilgi kırıntısı sahibi biriyim. Pek de boyumu aşan anlamlar yüklemeyin. Her konuda benden fikir beklemeyin. Tek derdim var, elimden geldiği kadar zulmü duyurmak ve gazetecilik mesleğime devam etmek.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Merhaba, bazilari uzmanlik olduklari bir konuda yanlis yaptiklarinda su konuda yanlis yaptim, dogrusu soyle olacakti,ozur dilerim, bile diyemiyor Hasan bey.

  2. Okumayı ne çok özlediğimiz bir üslup. Ağzını açmış umarsızca kusan insanlar görmekten helede değer verdiğimiz insanların bunu yaptığını görmekten çok sıkıldık. Ve tamda böyle bunalmış, bu üslup çatışmalarının sonu nereye gidecek diye düşünürken yazınıza denk gelmek çok iyi geldi. Teşekkürler …

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin