YORUM | HAKAN TANER
Koronavirüs’ün Çin’de ilk duyulduğu günlerde dünyanın geri kalanında bir umursamazlık hâkimdi.
Geri kalmış ve hâkim ideolojinin enjekte ettiği algılarla beslenen ülkelerde ise her zaman olduğu gibi iş birtakım komplo teorileri ile izaha çalışıldı.
Amerika’nın bir oyunu olduğunu söyleyenden biyolojik bir savaş olduğuna varıncaya kadar akla hayale gelmeyecek akıl dışı her şey üretildi ki bu durum aslında toplumlar için virüsten daha tehlikeli ve süreklilik arz eden bir hastalık.
Başkan Donald Trump, ABD’de “acil durum” ilan etti. Başbakan Angela Merkel, Almanların yüzde 70’inin bu hastalıkla temasının olabileceğini ifade etti. İtalya karantina altında. İran toplu mezarlar kazmakla meşgul.
Bu arada Çin kendisi açısından hastalığın etkisinin azaldığını açıklarken, Avrupa Birliği (AB) hastalığın merkezinin artık Avrupa olduğunu açıkladı.
Afrika ülkelerinden derli toplu bir bilgi henüz yok.
BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️
TÜRKİYENİN KORONAVİRÜS’E KARŞI ALDIĞI TEDBİRLER NE DURUMDA?
Türkiye uzunca bir süre olan biteni anlamaya çalıştı. İlk başta tedbir almakta çekingen davransa da etrafta olan bitenlerden yola çıkarak aşamalı olarak giriş çıkışlara bir takım tahditler koyarak virüsün dışarıdan girişine sınır koymaya çalıştı.
Bu arada enteresan gelişmeler de yaşandı. Bazı ülkeler kendilerindeki ilk Koronavirüs vak’asının Türkiye üzerinden gelen yolcularda tespit edildiğini dünyaya duyurdu.
Hükümet her olayı kendisi lehine bir kazanç elde etme olarak ele aldığı için bu defa da aynı yöntemi uyguladı.
İşin tedbir boyutundan daha çok iletişim boyutu öne çıktı. Bu konuda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın iyi bir iletişim stratejisi geliştirdiğini zaten herkes ifade etti.
Şahsen bu konuda önemli çekincelerim ve sorularım olduğunu not düşmek isterim.
Korona her ülke için artık bir milli mesele.
Türkiye her olayda olduğu gibi bu konuda da ayrışmayı başarıyor.
Anlaşılan o ki bu virüs ülkeleri sırayla ziyaret ediyor. Sırada hangi ülke olduğunu da sadece kendisi biliyor.
Türkiye sırasını nasıl savacak henüz bilmiyoruz.
Sağlık Bakanlığı virüsle mücadelede başarılı olarak addediliyor, fakat bu hastalığa karşı nasıl bir tedbir alındığı ya da çare bulunduğu konusunu kamuoyu ile tam olarak paylaşmadı.
Dünya Bankası’nın açıkladığı yardım paketinin hemen akabinde açıklanan ilk virüs vakası sonrasında zincire yeni vakaların eklendiğini de paylaştı.
Şu an ülke genelinde gerçekte kaç vak’a olduğu konusunda hiç kimsenin tam bir bilgisi yok.
Nasıl tedbir alındığı konusunda merakla neler yapıldığını biraz araştırdığımda örneğin İstanbul’da Anadolu yakasında 1 hastane, Avrupa yakasında iki hastane bu konuya tahsis edildi.
Hastalık şiddetini artırırsa bunun yeterli olmayacağı kesin.
Öyle anlaşılıyor ki Türkiye’nin hastalıkla mücadelesi yeni başlıyor…
Bugüne kadar her konuda ve her alanda iktidar eliyle büyük ayrıştırmaları ve bundan büyük rantlar elde etmeyi başaran iktidara tavsiyem: İlk kez bu konuda ayrıştıran değil, birleştiren olun.
Çünkü bu konuda psikolojik moral ve motivasyon ilaçlar kadar önemli olacak…
