Ankesörlü telefonla ardışık arama 

YORUM | Prof. Dr. MEHMET EFE ÇAMAN

– Sayın savcım, gerekçe olarak ne yazalım? 

– En son ne yazmıştık?

– En son kermes demiştik. 

– Bir daha kermes desek çok sırıtır mı?

– E, doğru olmaz tabii. 

– Niye lan? 

– Ne bileyim, cılkını çıkarmayalım derim ben. Geçen karısından boşanmak isteyen bir adam savcılığa gelip “karım okul aile birliğinde kermes düzenlemiş, FETÖ’cü olmasından şüpheleniyorum!” diye ifade vermiş.

– Vay şerefsiz. Ayağa düşürdüler güzelim gerekçeyi! E peki, banka hesabı desek?

– Onu geçen gün kullandıktı! 

– Ohooo ya ben diyorum banka hesabı şeyini çok şey etmeyin diye! Bak zorlanıyoruz sonra! Dur bir düşüneyim o zaman! Oğlu dershaneye kayıtlı desek?

– Kadının iki çocuğu da ellili yaşlarda! 

– E ne olmuş, eskiden gitmişler dershaneye deriz! Olmadı, özel ders aldığı hoca bölge imamıymış der geçeriz. 

– Dâhiyane bir fikir! Bunu çözdük! Diğerleri?

– Öbürüne de aynı gerekçeyi koysak?

– Tepki çekmez mi?

– Hah hay! Güldürme beni yahu! Ne tepkisi? Milletin umurunda değil. Değil de, saraydan sıkıştırıyorlar. Daha çok çalışın, daha güzel gerekçeler bulun beklentisi var! 

– Savcım, acaba bir doları varmış desek? 

– Var mı? 

– Yok da, koruz olur! Hatta artık koymuyoruz, var, bulduk diyoruz. Zaten soran mı var?

– Şimdi biz iddia makamı olarak bunu yaparız da, yarın çıkar avukatı delili görmek ister falan, neme lazım! 

– Yahu Savcım, siz de çok pinpiriklisiniz ya! Adamların savunmasını hiçbir avukat üstlenmiyor zaten! Üstlenince onu da “FETÖ’cü” deyip alıyoruz.

– O da var! 

– Çekinmeyin Savcım, bakın acizane deyivereyim de içimde kalmasın: az bir daha gayretli olun, daha girişken olun. Bakın Fatma Hanım ve Ali Bey sizinle aynı dönemde başladı, şimdi valla üçün birine indiler. En az iki bin lira fark ediyor maaşları! 

– Cidden? Fatma’anım da mı? Ciddi misin ya! Yaz o zaman! Hatta bir değil, on adet F serisi bir dolar bulundurdukları tespit edilmiş olup…

– Hah ya Savcım! Oh ya! Açılın biraz! Rahat olun! Tamamdır. Harika oldu. 

– Elde var iki! 

– Evet savcım…

– Gelelim üçüncüsüne. Buna ne diyelim? 

– Katalog evliliği yapmış deriz?

– Kocası ölmüş bunun. Hem yaşı da…

– Ya başlatma yahu yaşına. 

– O değil de, hem bunlar inanın 30 yıllık evli. 

– O zaman kocasını da alın.

– Kocası felçli. Yatalak. Konuşamıyor bile adam.

– Numara yapıyor deriz. Gizli kamera kaydında yürüdüğünü tespit ettik deriz.

– İyi de kayıt nerede derlerse?

– Kim diyecek ki! 

– O da var! 

– Derlerse flaş bellek bozuldu, bunu “FETÖ” sabote etmiş der, bilgisayarın programlarını yükleyen firmanın sahibini “FETÖ’den” alırız! 

– Ya savcım, siz yok musunuz siz!

– E alacağımız maaşı hak etmek için. Çalışmayana ekmek yok! Tuttuğumu alıyorum. Aldıkça inan mahallede yanından geçerken komşularım ceketi yokken bile önünü ilikleme hareketi çekiyor!

– Haklısınız. Ben de açık öğretimden hukuk okuyorum biliyorsunuz. İdolüm sizsiniz! Hukukçuluk kadar prestijli, saygın meslek var mı da?

– Maşallah. Hukuk, hukukun üstünlüğü, hukuk devleti! Bizim gücümüz buradan geliyor!

– Sıradaki?

– Buna başka şey bulsak… Mesela gazete aboneliği gibi!

– Bak o joker! Mis! 

– Yahu bu ne çabuk oldu böyle? Su gibi derler ya hani, aynen öyle oldu! Tamam, o zaman. Yaz kızım: “Örgütün yayın organına abonelik…”

– Kaç yaptı?

– Sayısını unuttum.

– Daha var mı? 

– Çok var be Savcım…

– Öf yahu öf! Ne çok terörist var! Ne büyük terör belası var memlekette be! 

– Öyle vallahi. Maazallah Allah kurtarmış bizi be! 

– Neyse. Ne desek dördüncüye? 

– Ya bu zor be savcım! Uğraştıracak bizi biraz. 

– Nedenmiş? 

– Bu daha önce liseli Dev-Genç’ten tutuklanmış Cezası ertelenmiş. Evini bastık, devrimci kitap çıktı her yerden. Dinle diyanetle de ilişkisi yok. Zaten Alevi kökenli, bir de ateist diye biliniyor! 

– Vay hınzır. E neden bunu gözaltına aldınız?

– Aradan yanlışlıkla almışlar. 

– Bıraksaydınız? 

– Bırakamayız! 

– O neden? 

– E hepsine tutanak tuttuydunuz ya geçen. Bunun adı da var listede. 

– Mmm. Aradan kaçmış ha? 

– Evet. Aynen. 

– Tamam. Bunu kombine terör suçundan alalım. Hibrit örgüt. Deriz ki, örgütün sol görüş imamı. 

– Bak o güzel oldu. Tamam. Kripto “FETÖ’cü” deriz. 

– Hah, onu dedim işte! 

– Bin yaşayın siz Savcım! 

– Sağ ol. Cümlemiz. Vatan hizmeti bu! Büyüğü küçüğü yok.  

– Kaç ettik? 

– Dört. 

– Daha dört mü be! Hızlanalım biraz. Şöyle seri bir şeyler yapsaydık iyi olurdu. 

– Gerisi 25 kişi Savcım. Bunlar Kara Kuvvetleri’nden, çoğu muvazzaf, arada emekli olanlar da var. Malum yollardan bize listeleri ulaştı. Ama görev yerleri, devreleri falan, arada bağlantı kuramamış arkadaşlar. 

– Bağlantıyı arkadaşlar değil, biz kuracağız. Boşuna mı hukuk okuduk! Bu vakalarda en güzeli ankesörlü telefon! 

– Nasıl olacak? Aralarında bağlantı meselesini nasıl halledeceğiz?

– Ankesörlü telefonla ardışık aramaya takıldılar deriz. Telekomünikasyon ile alakalı oldu mu akan sular duruyor. Halk bunu seviyor. İspat etsen ispatı yok. Hem hayatlarında bir dönem mutlaka ankesörlüden konuşmuşlardır. Konuşmamışlardır diyen zaten “FETÖ’cüdür”! 

– Savcım, bu vatanseverliğiniz Cumhurbaşkanlığı nişanı ile ödüllendirilecek! 

– Tabi olursa güzel olur da, aslında yemişim nişanını! Esas onunla beraber bizi üçün birine yükseltseler kafadan bizim arabayı bedavaya getirmiş oluruz. 

– Cinsiniz, cin! İnanın sizi rol model alıp hukuk okumaya karar verdim. 

– Ne varsa hukukta var bu devirde. Çok isabetli karar.

– Eksik olmayın Savcım. 

– Bak her yerde anlatma bu benim çalışma metodumu ha! 

– Estağfurullah. Siz müsterih olun. Asla! 

– Burada vatanımızı teröristlere karşı canla başla koruyoruz. Bu vatanı böldürmeyeceğiz. Bak yarın değil öbürsü gün Ayasofya’da Cuma için ön saflardan davetiye buldum! Bu tutuklamalar, üzerine bu namaz, hayırlısıyla üçün birine iner miyim, inerim! İstikbalimiz memleketinki kadar parlak olsun. 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin