İktidar temsilcileri kayıp silahlar konusunun gündemde tutulmasından rahatsız. AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, “20 tugayı donatacak 100 binden fazla silah kayıp” iddialarını ilginç cümlelerle değerlendirdi. Kayıp silah tartışmalarının ’15 Temmuz’la ilgili millet nezdinde ve uluslararası alanda oluşmuş olan meşruiyeti yaraladığını’ anlatan Ünal, açıklamaları iyi niyetli olarak görmediklerini söyledi.
Mahir Ünal’ın 5 yıldır rejimin tepe tepe kullandığı 15 Temmuz’un siyasi malzeme yapılmaması gerektiğine dair sözleri de dikkat çekti.
Mahir Ünal, “15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümünde CHP’nin, CHP’nin yandaş medyasının hem KHK’lıları gündeme getirmesi, hem kayıp silahlar konusunu gündeme getirmesi, bunun da 15 Temmuz’un yıl dönümüne denk gelmesi, 15 Temmuz’la ilgili millet nezdinde ve uluslararası alanda oluşmuş olan meşruiyeti yaralayan, itibarsızlaştıran argümanlar maalesef içeriyor. Kayıp silahlar iddiası daha önce F.TÖ’cü hesaplar tarafından ortaya atıldı. Türkiye’de de hemen bazı hesaplar bunu alıp kullanmaya ve yaymaya başladılar. Bunları iyi niyetli açıklamalar olarak görmek mümkün değil.” diye konuştu.
Peygamber Efendimiz’in (SAV) “şakkı kamer” mucizesi izahında Bediüzzaman Hazretleri, : “Bazı kitablarda Kamer iki parça olduktan sonra yere inmiş ilâvesi ise, ehl-i tahkik reddetmişlerdir. Şu mu’cize-i bahireyi kıymetten düşürmek niyetiyle, belki bir münafık ilhak etmiş demişler” diyor.
(Haşa) Uğur Dündar beyin “20 Tugayı donatacak kadar 100 bin silah kayıp” demesiyle, bu konu arasında bir korelasyon var demek istemiyorum ancak Mahir Ünal gibilerin eline iyi bir imkan verildiği ve işin sulandırıldığı da açık.
100 bin silahın verilmesini kabul ettiğinizde, bu konuyu, “bir kişiye iki silah verildiğini ve bunların da, 5 yıldır silahların bakım ve temizliği yapıp kimseye söylemediğini bile varsaysanız, en az 50 bin insanın bu işten haberinin olması demektir. Bunu aklınız alıyor mu?
250 insan, kaç silahla şehit edilir…
“250 kardeşimizi şehit eden silahlar hangi silahlardı?”; “eğer katiller darbeci asker, polislerse bu silahlar hangi envantere kayıtlıydı? Bu katiller kimler? Neredeler? Birinin bile katili bulunamaz mı? Otopsileri neden tamamlanmadı” gibi sorular açık, net, reddedilemeyen sorularken,
“kayıp silahlar 20 tugayı donatacak miktarda; 100 bin silah kayıp” demek, -belgelenmediği taktirde- “iyi bir gazetecilik” değil, en hafif ifadeyle düpedüz “saçmalamaktır”…