3 çocuk annesi Demet Aksoy: O kadar yoruldum ki kalbim kaldırabilecek gibi değil; benden terörist olmaz

2012 yılına kadar KHK ile kapatılan bir özel okulda öğretmlik yapar ve şu anda cezaevine girme riski olan üç çocuk annesi öğretmen Demet Aksoy, HDP’li vekil ve insan hakları savunucusu Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun ÖFG TV’ye konuk oldu.

Atanamayınca özel okulda öğretmenliğe başladığını belirten Aksoy, “Bebeğim olmadı tüp bebek tedavisi ile anne oldum. Hatice 9 Ümit 7 Zümra 4 yaşında. Ben darbeyi haberlerde öğrendik. Ülkesini seven herkes gibi üzüldük yaşananlara. 2012’de işten ayrılmışım ve terörden yargılandım” ifadelerini kullandı.

Evinde 1 dolar bulduklarını ve kendisini onunla suçladıklarını söyleyen Aksoy, “Bu dolar bahsedilen seriden değildi ancak onunla beni suçladılar. 2005’te açılan bir BankAsya hesabımı gerekçe gösterdiler. Ben Müslüman bir aileyim faizden uzak diye bu bankaya para yatırıyordum” diye devam etti.

Aksoy’un program şu cümleleri dikkat çekti: “Artık o kadar yoruldum ki kalbim kaldırabilecek gibi değil. Benden terörist olmaz. Ben cezaevine girersem bu yavrularım ne olacak Adalet Bakanına sesleniyorum. Vicdan sahibi annelere sesleniyorum. Suçunuz olmadığı bir durumda ben bu yavrularımı bırakıp nasıl gideceğim?”

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. Türkler esarete razı olarak yaşıyorlardı. İçkilerini içiyor, cumaya gidip kurbanını kesiyor ve ruhsuz, manasız olarak yaşamaya ikna edilmişti. İrtica olduğu ve kaikliğin tehlikede olduğu propagandası, kürtlerin bölünmek istediği propagandası, yunanistanın tehlikeli düşman olduğu propagandası ile büyüdüler. Adınız demokratik, hukuk türkiye cumhuriyeti idi ama ne hukuk tam manasıyla anlamını göstermiyordu ne de demokrasi. Ama denokrasi ve hukuku bunlar ellerinde tutuyordu. Kontrol onlardaydı. Artık hukuk ve demokrasiyi rehin mi almıştı, düşmanlardan mı korumaya çalışıyordu, karşımızda garip, paranoyak bir tip vardı. Sonra ne mi oldu? Cumhuriyet rejimi kurumlarıtla birlikte canlandı, ruh kazandı, adeta atıl durumdan şahlanışa geçti. Avrupa birliğine doğru koşar adımlarla ilerleniyordu. Demokrasi ve hukuku elinde tutan tipler paniklediler, açığa düştüler. Demokrasi ve hukuk işlerken, onlar kenarda, ellerinde demokrasi ve hukuk heykelleri ile kalakaldılar. Artık atatürkün kurduğu cumhuriyeti yıkma zamanı gelmişti. Yerine türkleri daha iyi kontrol edebilecekleri, güçler ayrılığın olmadığı, vesayetin askerin elinden alındığı ve istihbarata verildiği, avrupa ile ilişkilerin kavga ederek kopartıldığı bir döneme girildi. Yani adamlar kurdukları cumhuriyeti yıkmak zorunda kaldılar. Az kalsın herşeyleri ellerinden gidiyordu. Sen nasıl olur da demokrat olursun, nasıl olur da hukuk devletinden yana olursun. Cezan çok büyük. Çocuklarınla birlikte çekeceksin. Çocukların kaosu yaşayacak ve belki bir daha akıllarını başlarına toparlayamayacak. Senin inandığın demokrasi ve hukukun üstünlüğü değerlerini yarın çocuğun da gerçekleştirecek. Hepiniz cezalısınız. Sizi terörist ilan ettim ve insanlar bu kararıma uyacaklardır. Hiçbir şeyi sorgulamayacaklar. Siz sorguladığınız ve hesap sorduğunuz için cezalısınız. Dizginler bizim elimizde ve rejimi adama öyle değiştirdik ki açık konuşmak gerekirse türkler bir daha böyle bir hataya girişemezler. Siz kölesiniz, biz efendi. Bunun dışına çıktınız, büyük günah işlediniz. Siz türkün ruhuna inandınız ama türkler sizin inandığınız ruhtan uzaklar. Sizi onların yanında, gözlerinin önünde kestik, kesiyoruz. Şöyle bir bakıp, dehşete düşüp, korkularından birşey söylemeden çekip gidiyorlar. Onlar milli maçlarda gol olunca milli duyguları kabarıyor ve milli olduklarını hissediyorlar. Ama söz konusu cumhuriyetin değerlerini yitirmesi olunca, millet meclisi feshedilince, ordusu tasfiye olunca, hukuk ayaklar altına alınınca, anayasa rafa kalkınca, avrupadan türkleri kopartınca milli duyguları kayboluveriyor. Herkes özellikle türkler bu annenin suçsuz yere cezaevine gireceğine şahit, çocuklarının bilerek annesiz bırakılmak istendiğine şahit, bunun ötesinde aç ve sefil bırakıldıklarına şahit, yani yüce türk milleti o yüceliğinden o kadar anlam yirirmiş ki dediğim gibi geriye kala kala milli maçlarda goool diye milli duyguları okşayan şeyler kaldı. Milli bayramlarda caddede askeri yürüyüşünü yapar, dini bayramlarda camide koluna sıkıştırdığı seccadesi ile namazını kılar, yunanistan savaş gemisini türk gemileri kovaladığında heyecanlanır, azerbaycanda rusların durun, buraya kadar dediği yere gelene kadar heyecanlanır, ihaların görüntülerinden sarhoş olur, askere gidince kucaklardan havaya atılır, silahı ile poz verir, düğünde havaya ateş eder, arabasıyla hızlı şöfor olduğunu gösterir, çöplerde bebek toplanır, kadınlar öldürülür, ve bu ortam ona yetmektedir, yani kimsede bir hukuka yönelme çabası yok. Siz ise bunu değiştiriyorsunuz, herşeye yeni bir mana katıyorsunuz, farklı bir anlam yüklüyorsunuz. Bizim unutturduğumuz değerleri tekrar diriltiyorsunuz. O yüzden sizi türklerin içinde keserken hiç zorlanmadık. Hem bütün partiler bizim kontrolümüzdeydi mesela siz hiç birkaç yıldır bizi avrupadan kopartamazsınız diyeni duydunuz mu, yada cumhuriyetin, atatürkün değerleri aşınmaktadır diyeni, hatta laikliği, irticayı duydunuz mu, peki türkleri irana yaklaştırırken iran oluyoruz diyeni duydunuz mu? Peki ışid bir terör örgütüdür, ışide lanet olsun, ışide uymayın, onları dinlemeyin, gördüğünüz yerde ihbar edin diyeni duydunuz mu? Peki hiç büyük millet meclisi kurtuluş savaşı vermiş, türkiye cumhuriyetini kurmuş bir meclistir diye meclis feshedilince mücadele edeni duydunuz mu? Tam tersine avrupaya karşı birlikte el ele tutuştular, birlikte dik durdular. Dokunulmazlıkları birlikte kaldırdılar çünkü tek başına baştakilerin oyu yeterli gelmiyordu. Yani cinayetleri kılıfına uydurmaya çalışıyorlardı. Dünyalı dostları da onları yalnız bırakmadı. Bubrejim değişikliği dış dostlar olmadan gerçekleşemezdi. Siz yıllardır avrupadan bir itiraz duydunuz mu? Onlar zaten türklerin avrupadan kopmasını istiyorlardı, kendi düşüncelerini sanki bizim düşüncemiz gibi pazarladılar. Yani böyle devasa bir çark içinde bir anne ve üç çocuğu bedel ödemektedir. Yani bu kadar hesap kitap yapan süper güçler ve içerideki adamları varken bunun bedelini üç çocuk ödüyor. Bu katlanılabilecek bşr şey değil. Evet türk milleti değerlidir ama bunlar değil, atalarımız türklüğün anlamını, evrenselliğini sonuna kadar yaşamıştır. Büyük devletler demek türklüğü evrensel manada anlam yüklemek demektir. Şimdi kabilecikler oluştuğu için o anlamdan çok uzaktır. O yüzden şimdiki türkler üç çocuğa bile sahip çıkamamaktadır.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin