‘Bilirkişi’ dediğin ‘bilmemeli’ ya da ‘sabıkalı’ olmalı!

Yorum | Erhan Başyurt

Türkiye’de yargı sistemi iktidarın sopası ve intikam aracına dönüştüğünden bu yana skandalların ardı arkası kesilmiyor.

Koza Holding ve İpek Medya’ya hukuksuz el koyma sürecinde ve sonrasında yaşananlar bu sürecin nasıl işlediğini gösteriyor.

Savcı sahte bir ‘ihbar’ alıyor. Soruşturma açıyor. Baskın yapıyor. Ardından ’gizli bilirkişi’ atıyor. Bilirkişi de suç uyduruyor. Mahkeme de, kayyım atıyor ve ‘iddialara bakılsın’ diyor

Savcı ‘uydurma rapor’ olduğunu resmi kurumlardan öğrendiği halde, mahkemeye başvurup kayyımı kaldırmıyor. Darbe gerçekleşene kadar aylarca gerekçesiz bekliyor, sonra da keyfi KHK’ya dayanarak dava açıyor.

***

Bu anlamsız süreç yaşanırken, bir taraftan da Ticaret Mahkemeleri’ne davalar açılıyor. Bu davalar kayyımların şirket sahibi olan İpek Ailesi adına açtığı davalar. Ne var ki, bu davaları İpek Ailesi’ne karşı açıyor.

İpek Ailesi’nin varlıklarını korumak için geçici görevlendirilen kayyımlar, bu varlıkları korumak adına İpek Ailesi’ni dava ediyor.

Koza Grubu bir kamu kuruluşu olsaydı, kayyımlar kamu menfaatini korumak için yöneticilere dava açabilirlerdi.

Koza Grubu, İpek Ailesi’ne ait. Kayyımlar, ne küçük ne de büyük hissedarlar adına hareket etmiyorlar. İpek Ailesi’nin zorla ellerinden aldıkları hisseler adına hareket ediyorlar…

Bilirkişinin iddialarının yalan olduğu belgelenip, iftiralar kökten çürütülmesine rağmen Savcı ‘darbe’ olana kadar bekliyor.

Keyfi bir Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile İpek Üniversitesi ve İpek Medya, terör kurumu ilan edilip müsadere edince, Savcı yeniden harekete geçiyor.

İpek Üniversitesi’ne yapılan bağışları ve İpek Medya’ya yapılan resmi sermaye artırımlarını ‘’teröre finansman sağlamışlar’’ gerekçesi ile dava konusu yapıyor.

Suç yok. Ne idari ne de yargı kararı yok. KHK ile keyfi şekilde ‘suçlu’ ilan ediliyor. İtiraz yolu da kapatılıyor. Savcı, idarenin bu kararını somut gerçek gibi baz alıp hukuki dava açıyor.

Böylece, soruşturmanın başlamasına neden olan iftiralar ile uzaktan yakından alakası olmayan, yeni yalan ve iftiralarla hukuksuz süreç ve gasp sürdürülüyor.

Suç uydur, iftira at, oyala, yeni suç üret, zülüm et ve gaspı sürdür…

***

Türkiye’nin en hızlı büyüyen ve en karlı şirketine ‘kayyım’ atanan ve ardından TMSF’ye devredilen Koza Holding Yönetim Kurulu Başkanı Akın İpek, twitter hesabından ve kendi web sayfasından (akinipek.info) grubuna yönelik yeni bir soruşturma ve yeni bir suç uydurma girişimine ilişkin bilgileri paylaştı.

Bu 3 yıllık süreçte, 4’üncü ‘suç uydurma’ çabası…

Gasp sürecini uzatmaya yönelik yargı eliyle üçüncü keyfi cezalandırma girişimi.

***

Birincisi, İpek Medya’ya hukuksuz şekilde polis baskını yapılıp tüm Koza Holding şirketlerine kayyım atandığında yaşandı.

Savcı, sahtecilikten mahkemede ceza almış ve resmi bilirkişi listesinde yer almayan Şafak Ertan Çomaklı‘ya ait bir ‘Bilirkişi Raporu’nu gerekçe göstererek kayyım atadı.

Bilirkişi Raporu’nda, ‘’Ankara’da Şirinler Köyü’nde toplantı yapıldığı’’ gibi komik iddialar vardı. Ankara’da ne Şirinler Köyü vardı ne de böyle bir toplantı…

Bu İddiaların tamamının yalan olduğu bizatihi devletin en yetkin organı MASAK Raporları ve uluslararası denetim raporlarıyla en ufak şüpheye mahal bırakmayacak şekilde ortaya çıktı.

Çomaklı’nın, kayyım atama için ortaya attığı gerekçelerden birisi ‘’Türkiye gibi bir ülkede bu derece mükemmel muhasebe kaydı olamaz’’…

Çomaklı’nın bu iftirasının, 4 Mayıs 2016 tarihli MASAK Raporu ile yani KHK kararından 2 buçuk ay önce resmi olarak çürüdüğü, gizli olan soruşturma dosyası aleniyet kazandığında ortaya çıktı…

Ancak Savcı, kayyım atama operasyonunun tüm gerekçeleri tamamen çöktüğü ve ‘teröre finansman’ iddiasının iftira olduğu ispatlanmasına rağmen, hiçbir gerekçe olmadan garip bir şekilde hain darbe girişiminin olmasını ve KHK’nın keyfi kapatma kararlarının çıkarılmasını bekliyor…

***

Ticaret Mahkemeleri’nde, İpek Ailesi adına İpek Ailesi’ne açılan davalar da görülmeye başlanıyor.

Bu ticari davalarda da yeni bilirkişiler devreye sokuluyor; Cemal Küçüksözen ve İbrahim Kubilay Temuçin.

Küçüksözen ve Temuçin için Akın İpek attığı bir tweet’te şöyle soruyordu:

‘’Asliye Mahkemesi’ne dava açıyoruz. Dosya ‘bilirkişi’ İbrahim Kubilay Temuçin’e gidiyor. Ticaret Mahkemesi’ne dava açıyoruz. Dosya ‘bilirkişi’ İbrahim Kubilay Temuçin’e gidiyor. Ağır Ceza Mahkemesi’nde davamız var, hakim dosyaya bakmadan ‘bilirkişi’ İbrahim Kubilay Temuçin’e gönderiyor…’’

Şimdi sıkı durun: İbrahim Kubilay Temuçin, eski SPK Başkan Yardımcısı, Cemal Küçüksözen eski SPK Piyasa Gözetim ve Düzenleme Dairesi Başkanı…

‘Bilirkişiler’ Temuçin ve Küçüksözen, 2007’de İmar Bankası davasında, 22 bin kişinin 1 trilyon zarara sokulduğu ‘hazine bonusu’ satışları nedeniyle görevi ihmalden 1 yıl 8 ay ceza almışlar…

***

Koza Holding ve İpek Medya’ya, sahtecilikten ceza almış ‘bilirkişi’ Çomaklı’nın iftiralarıyla kayyım atayan Savcı, baskın ve kayyım atama gerekçelerinin hiçbirine yer vermeyerek, sadece KHK ile keyfi şekilde ‘terör organı’ ilan edilen İpek Medya’ya yapılan sermaye artırımları ve İpek Üniversitesi’ne yapılan bağışlar için dava açtı.

Oysa ne İpek Medya’ya ne de İpek Üniversitesi’ne açılmış bir ‘terör’ davası bulunmuyor.

Daha da vahim olanı, Kasım 2015’te ’kayyımlar’ tarafından devir alınan İpek Medya, Mart 2016’da yani KHK ile el konulmadan 4 ay önce zaten tamamen kapatılmıştı.

Özetle, kayyımlar tarafından kapatılan ve iki buçuk aydır faaliyette olmayan İpek Medya’ya darbe bahanesiyle KHK ile ‘el koyarak’, Koza Holding’e yönelik gaspın devamı için ‘teröre finansman’ gerekçesi üretmeye çalıştılar…

***

Gelelim yeni kumpas girişimine…

Şimdiye kadar üretilen iftira ve yalanlar tükenince, Koza Holding’e yönelik gaspı sürdürebilmek için yeni iftiraları devreye sokmaya çalışıyorlar.

Yeni iftira girişimine ait ayrıntıları, Akın İpek yine kendi web sayfası (akinipek.info)’nda yayınladı.

Koza Holding Türkiye’nin en çok vergi veren özel sanayi kuruluşları arasında yer alıyor. Koza Holding, iki kez büyük ölçekli vergi mükelleflerini inceleyen alanında uzman isimler tarafından denetlendi ve tamamen temiz olduğu olduğu ortaya çıktı.

Ancak Savcı, Koza Holding’e üçüncü kez inceleme talep etti.

Talebin ardından da Koza Holding’in vergi denetimi talimatla küçük işletmeleri denetleme dairesine devir edildi.

Yeni atanan ve büyük şirket denetimi tecrübesi bulunmayan Vergi Denetim Kurumu (VDK) uzmanları da öncekilerden çok daha ‘berbat’ yeni ‘çarpıtma’ ve ‘suç uydurmalar’ da bulundu.

VDK uzmanı 3 isim, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Gümüşhane’deki Koza Altın Madeni’ni ziyaretine ilişkin görüntülerden suç üretmeye çalıştılar.

Utanmasalar, hiçbir zaman var olmayan ve olması da mümkün olmayan, ‘’beşinci külçeyi Gül aldı götürdü’’ diyecekler!

Çıplak gözle görülenden, youtube’ta herkesin ulaşması mümkün bir görüntüden, çarpıtma ile suç uydurmaya ve hukuksuzluklarını devam ettirmeye çalışıyorlar.

***

Koza Holding’e yönelik hukuksuz gaspı sürdürebilmek için sürekli sabıkalı ‘bilirkişiler’ ya da ‘uzman’ olmayan isimlere düzmece raporlar ürettiriliyor.

İftiralar ortaya çıkarılınca, yeni suçlar uyduruluyor, yargı süreci uzatılarak özel mülkün gaspının devamı sağlanıyor.  

Tüm bu ‘bilirkişi’ görevlendirmelerini yapan, düzmece oldukları ortaya çıktığı halde ‘uzman raporları’nı soruşturma ve İddianame’ye dönüştürüp gaspa imkan sağlayan isim ise 3 yıldır aynı: Savcı MUSA YÜCEL…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin