Yunus’un erik ağacı

Tiyatro biter. Perdeler kapanır. Oyuncular kulis odasına gider. Kostümlerini çıkarır.

Gerçekte kimin kim olduğunu orada görürsünüz.

Kral, rolündeki en alt seviyede bir oyuncu çıkabilir. Hizmetçi rolünün altında en değerli oyuncu olabilir.

Sahnede kendi gibi oynamak veya gerçek kimliğiyle görünmek mertlik ister, cesaret gerektirir. Kaybedecek şeyleri olanlar bunu başaramaz.

Bu nedenle de iyilik meleği kostümüyle sahnede dolaşan biri, kuliste şeytan urbasını giyerek bizi şaşırtabilir.

Sahnede merhamet timsali rolünü oynayan, ailesine şiddet uygulayan bir maganda çıkabilir.

Seyircisi olan her sahnenin oyuncuları, doğal olarak riyakardır. Hedef alkıştır.

Riyakarlığı aşıp doğal olmak bir hayli zordur.

Doğal ve gerçek keyfiyet, normal şartlarda açığa çıkmaz.

Kriz ve kaos ortamında ise riya kaybolur her ne isek o halimizde görünürüz.

HAVADA UÇUŞAN BAKLALAR

İşte şimdilerde tam bu yaşanıyor.

Güzel bir sahneydi. Ama deprem oldu.

Sahneye greyderler girdi. İş makineleri daldı.

Mesele kötü oyun veya kötü rol müydü ayrı konu.

Olanlar belli ki senaryonun bir parçası.

Kader’in perdeleri kadifeden olmaz. Dev değişimler ve hadiselerle olur.

Yenilenecek sahnede eski dekor olmazdı zaten.

Bir “sebep”le perde kapandı.

Bir sonraki perde açılacak.

Bazısı “yeni bir sahne yok artık” diyor.

Bir kısmı “bu kadarmış” diye düşünüyor.

Samimiyetle dile getirilen hiçbir düşünceden zarar gelmez.

Bunlar da saygıyı hak eden düşünceler.

Çünkü hepimiz bir miktar muallakta yani boşluktayız.

Gereken oksijeni almayınca yer çekimi kalkıyor, ayaklarımız yerden kesiliyor.

Eteklerimizdeki taşlar dökülüyor.

Dilimizin altında gizlediğimiz baklalar havada uçuşuyor.

Ahkam kesmek serbest. Linç etmek kolay. Düşene vurmak konforlu ve risksiz.

Böylece gerçek keyfiyetin ve kemmiyetin ortaya çıkması “haşir günü”ne kalmadı.

Oraya varmadan ne olduğumuzu öğrendik.

Seyirci olmayınca riya falan kalmadı.

Kimin aslında kaç karat geldiğini net bir şekilde gördük ve görüyoruz.

Tozla kaplı bazı kutulardan altın külçeleri çıktı.

Zemzem akan altın musluklardan eracif aktı.

Altın sırlı aynalar pul pul dökülüyor. Meğer “kalp”miş.

Aynı evden kurt ve kuzu çıktı. Aynı ağaç hem hurma hem de zakkum verdi.

Güvercin, çakal doğurdu, timsah bülbül yavruladı.

Zemzemin membaında yıllarca yunduğu halde zifte boyananlar çıktı.

ÇIKTIM ERİK DALINA

Yunus’un meşhur şathiyesini anlamak bugünlere kısmetmiş.

Çıktım erik dalına, anda yedim üzümü
Bostan ıssı kakıyup, der ne yersin kozumu

Erik ağacına çıkılmaz. Çıkacaksan ekşiliğine sabırlı olacaksın. Yara bereyi göze alacaksın. Ama sonunda bostan sahibine sanki ceviz yemiş gibi hesap vermek de var.

Kerpiç koydum kazana poyraz ile kaynattım 
Nedir, deyip sorana bandım verdim özünü

Selimiye ve Hizmet’te tam bunu demek istemiştim. Geleceğin kerpiçleri ateşlerde poyraz rüzgarlarıyla pişiyor, “Celal” ile olgunlaşıyor. Çile , firak, gurbet… hepsi bir arada. ‘Sabır ile koruk helva; kerpiç ise saray olur’ derler.

Bir serçenin kanadın, kırk kağnıya yüklettim 
Çifti dahi çekmedi, şöyle kaldı yazılı

Süreç, kadın-erkek öyle kahraman ve dev kametler çıkardı ve çıkarıyor ki kaldırdıklarını yükleri kırk, seksen kağnı taşıyamaz. Onlarca insan bir araya gelse kaldıramaz, ulaştıkları burçlara uçup erişemez.

Bir küt ile güreştim, elsiz ayağım aldı 
Yıkıp bastıramadım göyündürdü özümü

Kader, karar verince bir kötürüme bile mağlup olmak mümkün. Allah’ın takdiri gelince “göz kör olur.” Tam yenecekken yenilirsiniz; yenilecekken yenersiniz.

Kaf Dağından bir taşı şöyle attılar bana 
Öğlelik yola düştü, bozayazdı yüzümü

“Kaf”, kaderin, taş ise “kaza”nın sembolüdür. ‘Kadere taş atmamak’, kazaya razı olmak gerekir. Önümüze çıkan, başımıza çalınan kayaları aşamazsak, yüzümüz yere bakar.

Balık kavağa çıkmış zift turşusun yemeğe 
Leylek koduk doğurmuş, baka şunun sözünü

Bir “hablü’l-metin”e (sağlam ipe) sarılmayınca boşlukta kalmak mukadderdir. Artık yerçekimi olmaz. Balıklar meyvesiz ağaçlara, kavağa tırmanır. Meyvesiz ağaçta ne bulabilir ki? Zift içer, zift konuşur. Göklerde uçuşan eden leylekler ise (koduk) sıpa doğurur. Saçma sapan sözler ortalığı sarar. Yönetici profili de bu tiplerden ibaret olur.

Kerametim var diyen halka sâlûsluk satan
Nefsin müselman etsin var ise kerameti

İşte böyle zamanlarda ortalığı hilekâr ve riyakâr din ve devlet adamları sarar. Yunus, bu din tüccarlarına kendi nefislerini düzeltmeyi tavsiye eder.

Sonra insanların duyarsızlıklarından dert yanar:

Gözsüze fısıldadım, sağır onu işitmiş
Dilsiz çağırıp eydir anlamadın sözümü

Ortalık “kör, sağır ve dilsiz” kaynar. Ne sizin halinizi anlayan olur, ne de elinizden tutan. İnsanlar bir sihrin peşinde uyurgezerdir.

Tosbağaya uğradım gözsüzsepek yoldaşı
Sordum sefer nereye Kayseriye’dür azmi

YUNUS’UN GÖRDÜĞÜ BİZİM GÖRMEDİĞİMİZ

Süreç “yer çekimi”ni kaldırınca herkes asıl kimliğine koştu. Ruhuna en yakın olan yoldaşı buldu. Kendine yakışan konuma konuşlandı. Tencereler yuvarlanıp kapağını buldu, kaplumbağa köstebeklerle yola düştü.

Ama hep böyle gitmez. Yunus’un gördüğü ama bizim görmediğimiz ve ümitle beklediğimiz günlerde sıra:

Bir sinek, bir kartalı salladı vurdu yere 
Yalan değil gerçektir, ben de gördüm tozunu

“Atmacanın taslit”i serçeyi pervaz eder hale getirince kartalın vadesi de dolmuş olur.

Yunus, bu arada nifak ehlini uyandırmak istemez. Şöyle bitirir:

Yunus bir söz söylemiş, hiçbir söze benzemez
Münafıklar elinden örter mâ’na yüzünü

Herkesin kaldırabileceği maksimum yükle imtihan edildiği bu zor süreci atlatana ve yıkılmayana bir ömür güvenle sırt dayanır. Her şey emanet edilir. Mesele kazan ateşine ve poyraz rüzgarına dayanıp sabretmek.

Öyle görünüyor ki “kader” yeni sahne için “rol” seçimi yapacak.

Bu zor zamanda canını dişine takıp hizmet edenlerle, ahlakını tashih edip kendini yenilemeyi başaranlarla ve yeni oyuncularla bir sonraki perde açılacak.

Yunus’la bitireyim:

Miskin Yunus gel imdi, terk eyle, git benliği.
Kovgıl bu habis şeyi, Sendeki bendekine

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

3 YORUMLAR

  1. Merhabalar,

    Bu tur yazilar kulaga hos geliyor. Duymaya alisageldigimiz seyleri farkli bir uslup ile belirtmissiniz. Sagolun. Ayni sekilde Cemil Tokpinarin yazisi da oyle. Insanin icini serinleten yazilar. Ama sizce bir yerlerde bir eksiklik yok mu? Belirtiginiz tam hakkaniyet saglanmis mi? tam emin degilm. Nedeni su:
    – Korkarim ki desifre olan 24 Haziran kumpasi benzeri seyler planliyorlar. Hatta biz o mesele desifre oldu, kapandi diye dusunsek bile buyuk ihtimal o kumpastan tumuyle vazgecmis degiller. Haberlerde Cakicinin adamlarinin hapishanelere konuldugu belirtiyordu. Sosyal medyada da bu durumun hic de mantikli olmadigi, birseylerin hazirligi olabilecegi belirtiliyordu. Peki:
    – Bu ve benzeri komplolara karsi gerekTr724, gerek AfSV.. vb. yerlerden belirli araliklar ile uyarilarin yapilmasi gerekmiyor mu sizce?
    – Gerektigini dusunuyorsaniz neden yapilmiyor? Neden kimseden ses cikmiyor?
    – Dusunen kafalarin en buyuk derdi 2 kisinin yazdigi yazi. Yazarlar ve yazi hakkinda soylenmedik soz birakilmadi. Ben de o yazar ve yazilarini tasvip etmiyorum, ama butun enerjimizi onlara mi yogunlastiracagiz.
    – Bir suru yazar, aman Cemaat zarar gormesin endisesi ile yazilar yazmaya basladilar. Cemaati koruma hususundaki bu telas, kirilgan-zayif bir durumu mu gosteriyor?
    – Demek istedigim: yazilarin cogu aksiyon agirlikli degil gibi. Kaderinize razi olun, sabredin, dayanin, az kaldi..vb mesajlar veriliyor. Ama bir tarafta birileri birseyler ceviriyor. Bizler sabredelim ama onlem almasi gerekenlerden de bize nasihat verme yerine aksiyonlar gormek istememiz anormal mi?
    – Bir onceki yazinizda bazi tavsiyeler de bulunmustunuz? Bunlari takip edecek misiniz? Yoksa hersey unutulacak ve siz de hicbirsey olmamis gibi mi yapacaksiniz?
    – Hakkaniyetin oneminden bahsetmistiniz, durusunuz, yazilariniz tam hakkaniyetli mi sizce?
    – Velhasil: amacim elestiri yapmak, tenkit etmek, zihinleri bulandirmak, fitne cikarmak.. degil: Tek sitedigim: ne olur belirli araliklar ile birileri biraraya gelerek gerekli aksiyonlari alsin. Bizler de internet uzerinden yapilan duyurular ile boyle bir aksiyonun varligindan haberdar olalim. Yoksa sadece bir yazarin yazisindan sonra apar topar aciklama yapilmasin. iki yazarin yazisindan sonra panik yapilmasin, mesele sadece insanlara nasihat verme, uyarma olarak ele alinmasin.. lutfen. Allah rizasi icin.

    • Dostum ayni duygulari paylasiyoruz , oncelikle hepimiz bir govdenin parcalariyiz ve bizi bu halde yasam kurmaya sevk eden hepimizi ziyadesi ile seven ve bizi kendi beraberligine hazirlayan zat. Oyle zor bir donemden geciyoriz ki sahibimiz sadece O cenabi hak.

      Cemaat olmak bir kisinin emrinde herkesin hareket etmesi degil belki birkisinin rehberliginde herkesin ortak kararla hareket etmesi bu yuzden tek noktadan bir kisinin yazip cizip herkesin o sekilde hareket etmesinden ziyade bir suru kisinin gercegin ortaya cikmasi icin calismasi kanaatimce daha uygun.

      Isi kotuluk olup bunu munafikca yapanlar gercegin ortaya cikmamasi icin isin ic yuzunu bilenlerin mahkemelerde konusup herseyi resmi tutanaklarla bilinir hale gelmesini de istemediklerinden hapishanelerdeki arkadaslari guya cemaat intihar emretmis gibi gosterip kendi adamlarina temizletip herseyi istedikleri gibi ortup carpitma pesinde olduklari acik. Bazi uliuslar arasi desteklerle bunu yapmaya calistiklarina suphe yok gibi gorunuyor. Bu kadar insanliktan cikmis bir ser sebekesiyle ancak herseye hukmeden zat bas eder nce ona siginiyoruz . Elimizden geldigince de herkes bildiklerini sosyal medya ve internetten yazmali bence en etkilisi bu. Yoksa bir yerden yazilmasi yetmez ve etkisiz haddi zatinda kolayca carpitacaklardir. Yapacaklari zulme perde etmek icin zaten en basindan itibarsizlastirma pesindeler malesef onlara bir zaman muhatap olarak bizler yanlis yaptik Fethullah hocanin en bastan oyunu ve oynanis seklini gorup isi allaha havale etmesini bile carpittilar cok dikkatli olmali. Bildiginiz gibi kotuler herseyi hesap edip her onlemi aliyorlar bir suru alternatif plan yapiyorlar, biz ise cogu zaman olaylarin etkisiyle fevri davranip oyunlara alet olabiliyoruz dikkatli davranip konusmali bizler malesef oyun kurup oynayamiyoruz genelde baskalarinin tuzagina dusuyoruz. Allah yardimcimiz olsun.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin