‘Yeni Pele’ diye anılırken ismi unutuldu: Freddy Adu [Haber-Portre: Efe Yiğit]

19 Kasım 2003. ‘Yeni Pele’ olarak tanımlanan 14 yaşındaki Freddy Adu, annesi Emelia ile birlikte basının karşısında. Futbol için rutin bir mukavele törenini sıra dışı kılan şey, imzayı atan futbolcunun yaşıydı. Aslen Ganalı olan Adu, 18 yaşından küçük olduğu için ancak annesinin onayıyla kontratı imzalayabildi. Anne Emelia, yaşı 14 olmasına rağmen fiziki yönden 20’li yaşlarda gösteren oğlunun futbolcu olmasına zoraki izin vermişti. ABD Ligi takımlarından DC United ile 4 yıllık sözleşme imzalayan Adu, ülkenin futbol tarihine geçerek en genç yaşta profesyonel olan oyuncu unvanını aldı. Sadece bununla kalmadı, yıllık 500 bin dolarlık ücretle en çok kazanan oyunculardan biri de oldu. Arkadaşları okul sıralarında oturup babalarından kopardıkları harçlıklarla idare ederken Adu şöhretler dünyasında lüks bir hayata adım atıyordu.

‘O DAHA ÇOCUK, OKUMASI LAZIM’

Ganalı, Freddy Adu’nun doğum tarihi, kayıtlarda 2 Haziran 1989 olarak geçiyor. Babası Maxwell ve annesi Emelia, çocukları Freddy ve Fredua’nın geçimini sağlayabilmek için küçük bir dükkân işletiyordu. Ailenin yaşadığı Tema kasabasında hayat balıkçılık ve futbol üzerine kuruluydu. Kasabalılar, geçimini sağlamak için denize, gençler ise geleceklerini kurtarma adına futbol topuna bağımlıydı. Ailenin hayatını değiştiren olay, 1997’de gerçekleşti. Yeşil Kart (Green Card) müracaatı kabul edilen aile, kısa sürede kendini ABD’de buldu. Amaçları, çocuklarının daha iyi bir eğitim almasıydı. Washington yakınlarındaki Maryland’e yerleşen aile için zor günler, kısa süre sonra baba Maxwell’in evi terk etmesiyle başladı. Günde iki işte çalışmak zorunda kalan anne Emelia ise evden sabah 5’te çıkıyor ve haftada 70 saat çalışarak çocuklarına bakıyordu.

Adu, meşin yuvarlakla olan birlikteliğini okul bahçesinde devam ettirirken, yaşadıkları Potomac kasabasında düzenlenen bir futbol turnuvasında kendini gösterme imkânı buldu. Cougars takımının teknik direktörü Arnold Tarzy, Adu’nun yeteneğini keşfeden ilk isim oldu ve henüz 48 saat geçmeden onu takımına aldı. Tarzy, Adu’yu İtalya’da düzenlenen 14 yaşından küçük gençlerin top koşturduğu bir uluslararası turnuvada oynaması için ikna etti. Adu’lu ABD takımı turnuvada kupaya uzanamadı ama diğer oyunculardan birkaç yaş küçük Adu en iyi oyuncu seçildi. Inter’in o dönemde dikkatini çeken Adu’ya yapılan transfer teklifini, annesi Emilia “O daha küçük bir çocuk” diyerek geri çevirdi.

Adu ismi artık gazete sayfalarına yansımıştı. ABD Futbol Federasyonu, anne Emelia ile irtibata geçerek Adu’nun futbolcu olma yolunun açılmasını istedi. Sadece federasyon değil, ünlü spor giyim markası Adidas da Adu’yu mercek altına almıştı. İyi bir reklam yüzü olabilirdi Adu. Fakat anne Emelia’nın cevabı aynıydı: “O daha çocuk, okuması lazım.”

KULÜPLERİ VE MARKALARI PEŞİNE TAKTI

Futbolun yanında basketbol topuyla da arası oldukça iyiydi Adu’nun. Fiziki görünüm olarak arkadaşlarıyla kıyaslanamayacak kadar iriydi. Potomac’ın en prestijli okullarından The Heights’te okumaya başlayan Adu, 5. sınıftan 7. sınıfa atlayacak kadar zeki de bir öğrenciydi. Burada tanıştığı basketbol topuyla ilk maçında 28 sayı atmıştı.

Ancak Adu için futbolun yeri başkaydı. Teknik adamların da ‘sihirli ayaklı çocuğu’ rahat bırakmaya niyeti yoktu. Nitekim ABD 17 Yaş Altı Millî Takımı’nın teknik patronu John Ellinger, Adu’nun Florida’da yapılacak bir turnuvaya katılması için annesini ikna edecekti. Bu turnuva, Adu’nun geleceğini şekillendirdi. Ellinger, Adu’yu, ülkenin en yetenekli isimlerinin buluştuğu futbol akademisine kaydettirdiğinde takvim yaprakları 2002 yılını gösteriyordu. Adu, ABD 17 Yaş Altı Millî Takımı’nın en genç isimlerinden biriydi. 2003’te ABD vatandaşlığına geçen Adu, kendini aynı yıl Finlandiya’da düzenlenen 17 Yaş Altı Dünya Şampiyonası’nda gösterme şansını buldu. Adu, 2 maçta 4 gol atarken, ABD’nin kupayı kaldırma hayaline Brezilya darbe vuruyordu. Mart 2003’te ünlü Sport Illustrated dergisi Adu için, “Bir gün dünyanın en iyi futbolcusu olacak” yorumunu yaptı. Yine basın, Manchester United’ın Adu için yıllık 3 milyon doları gözden çıkardığını yazıyordu.

Finlandiya’da yıldızı parlayan Adu’yu sadece kulüpler değil, Adidas ve Nike da istiyordu. Markaların mücadelesinde gülen taraf Nike olurken, genç yıldızla yıllık 1 milyon dolara sözleşme imzalandı. Adu için artık profesyonel olma zamanı gelmişti. Avrupa’ya gitmesi zordu, zira yaşı 18’den küçüktü. Kasım 2003’te profesyonel olan Adu, profesyonel kariyerine DC United’da başladı. Henüz 14 yaşındaydı ve yıllık ücreti lig ortalamasının iki katıydı: 500 bin dolar… Bu imza Adu’yu ABD tarihinin en genç profesyonel futbolcusu yaptı.

TAKIM OYUNUNDAN UZAK

Adu artık bir fenomendi. Pele ile beraber Pepsi reklamında oynuyor, talk show programlarına katılıyordu. Hakkında bir haftada çıkan haber sayısı 600’ü geçiyordu. Öyle ki ABD Major League Soccer’ın (MLS) 3 Nisan 2004’teki sezon açılış maçında Adu’nun takımı DC United ve San Jose Earthquakes karşı karşıya gelirken, biletler Adu’yu seyretmek isteyenlerin yoğun ilgisinden dolayı günler öncesinden tükenmiş, milyonlar maçı ABC Sports kanalından seyretmek için ekrana kilitlenmişti. O gün Adu, beklentileri karşılayan bir futbol ortaya koyamadı ama hocasının oyuncusuna güveni tamdı.

Millî takım tercihini ABD’den yana kullanan Adu, 2006 Dünya Kupası’nda bu ülkenin en büyük kozu olmaya aday gösterilmişti. Millî takım hocası Bruce Arena sürekli Adu hakkında olumlu ifadeler kullanıyordu ama aslında Adu futbolunu pek geliştirme fırsatı bulamamıştı. Dünya Kupası’nda top koşturma hayali bu sebeple kadroya alınmadığı için gerçekleşmiyordu. Topla oynamayı seviyordu, rakiplerini kolay geçiyordu fakat takım oyunundan uzaktı.

MANCHESTER HAYALİ KURARKEN…

Adu’nun futbol yeteneğini keşfeden isimlerden biri de Alex Ferguson’du. Manchester United menajeri, 2006’da Adu’yu 3 haftalık bir denemeye aldı. Ferguson’un kararı futbol dünyasında heyecana sebebiyet verirken, 3 hafta sonunda İskoç teknik adam, Adu’yu ülkesine geri göndermeyi tercih edecekti.

2007’de Real Salt Lake gibi küçük bir takıma giden Adu, Avrupa arenasına ilk kez, 2 milyon dolar karşılığında geldiği Portekiz’in Benfica takımında çıktı. Ancak lig maçlarında sadece 129 dakika forma şansı bulabildi, daha çok kupa maçlarında oynadı. 2008’de kiralık olarak gittiği Monaco’da da hayal kırıklığı sürecekti. İlk antrenmanında 3 gol atarak dikkati çekti ama hepsi bu kadardı. Ertesi yıl bu kez Portekiz’in Belenenses takımına kiralık olarak gönderildi. Adu’nun şikâyeti, hocalarının kendine şans vermemesiydi. “Daha teknik direktörle konuşma imkânım olmadan Belenenses’ten gönderildim” diyerek tepkisini ortaya koydu. 2010’daki adresi yine kiralık olarak Aris Selanik’ti. Takımı Arjantinli ünlü isim Hector Cuper çalıştırıyordu. İlk 4 maçında sahaya ilk 11’de çıkan Adu, ilerleyen haftalarda yine kayıplara karıştı.

Adu, Avrupa’da tutunamayınca soluğu 2011’de, Çaykur Rizespor’da aldı. 11 maçta forma giyip 4 gol atan Adu sezonun bitimiyle tekrar Benfica’ya döndü. Sıradan takımların oyuncusu olarak kariyerine devam eden Adu şu sıralar Polonya 2. Lig takımlarından Tampa Bay Rowdies’in kadrosunda yer alıyor. Ancak 27 yaşındaki oyuncu henüz forma giyme şansını bulamadı.

Bir zamanların dünya yıldızı şimdi dünyanın adını çoktan unuttuğu biri oldu.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin