Yap bir transfer yıldız olsun!

HABER-YORUM | HASAN CÜCÜK

Süper Lig’de ilk iki hafta geride kalırken, maçlar kadar heyecanla takip edilen bir başka konu ise transfer. Lige verilen 82 günlük araya rağmen kadrolarına takviye yapmayı başaramayan kulüpler transferlerin son günlerinde harıl harıl oyuncu aramaya devam ediyor. Son dakikada kadroya katılan oyuncular ise çoğu zaman derde deva olmuyor.

Türkiye’nin değişmeyen klasiklerinin başında, lig bittikten sonra başlayan transfer borsası gelir. Spor basını her gün yeni oyuncuyu Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş veya Trabzonspor’a transfer eder. Geldi,  geliyor, formayı giydi gibi kelimelerle verilen transfer haberlerini okuyucu büyük heyecanla takip eder. Listedeki kimler olmaz ki? Dünyaca ünlü yıldızların Türk takımlarının formasını giymek için can attığını okursunuz. Taraftarların heyecanı çoğu zaman kursağında kalır. Ama her gün önüne gelen yeni transfer haberini okumaktan da geri durmaz.

Yıl 1999. Sezon başlamadan İstanbul’un 3 büyükleri arasında düzenlenen son TSYD Kupası öncesi Beşiktaş’ta kaos vardır. Kaosun nedeni; teknik direktör Karl Heinz Feldkamp’ın sezon öncesi sağlığını gerekçe gösterip takımdan ayrılmasıydı. Ligin başlamasına sayılı günler kala gelen bu istifadan dolayı kulüpte belirsizlik yaşanmaktadır. Danimarka’dan bir öğrenci grubuyla TSYD Kupası, Beşiktaş – Galatasaray maçı için bilet almaya gittiğimiz Beşiktaş kulüp binasında bir gazeteci ordusu vardı. İçlerinden uzun yıllar tanıdığım bir Beşiktaş muhabiri ile sohbet ederken, söz Avrupa’da boşta olan teknik adamlara geldi. Ben de Sepp Piontek ve Berti Vogts’un boşta olduğunu söyledim. Arkadaş hemen müdürünü aradı, ‘Şuan yanımda Avrupa futbolunu yakından takip eden bir arkadaşım var. Piontek ve Vogts’un boşta olduğunu, ‘Beşiktaş’a gelirim’ dediklerini söyledi.’ dedi. Ben öyle bir söz etmedim ama arkadaş beni adıma söyledi. Telefonu kapattıktan sonra, her iki teknik adamla ilgili kısa bir kaç cümle bilgi verdim.

Arkadaşla vedalaşıp, biletlerimizi alıp ayrıldık. Ertesi gün spor gazetesinin manşetinde ‘Ya Piontek ya da Vogts’ sürmanşeti vardı. Her iki teknik adamında Beşiktaş’a gelmeye hazır olduğu yazıyordu. Maçtan önce arkadaşla yeniden görüştüğümde manşeti hatırlattım, ‘Burası Türkiye, yarın kimse bu manşeti hatırlamaz. İkisinden biri gelirse, ‘biz yazmıştık’ deriz, gelmezse kimse hatırlamaz.’ dedi. O tarihten sonra transfer haberlerine hep bu gözle baktım. Spor sayfaları yazın boş çıkmayacağına göre, masa başından bol transfer haberi yapıldı. Yapılmaya devam ediyor.

Sadece spor basını değil, kulüp yöneticileri de en az basın kadar abartılı transfer haberleri yayıyor. Daha çok taraftara oynuyorlar. Ancak söyledikleri gerçekleşmeyince yine zor durumda kalmaya devam ediyorlar.

Türkiye’nin içinden geçtiği ekonomik darboğazdan kulüplerde ziyadesiyle etkileniyor. Maçların yayın hakkını alan Katar’lı BeIN Sport’un yayın hakkı ödemesini anlaşmanın imzalandığı günkü kurdan ödediği geçen gün basına yansımıştı. Bu habere ne federasyondan ne de BeIN Sport’tan bir yalanlama geldi. Doların 6 liraya geçtiği günümüzde BeIN Sport’un 2 yıl önceki kur olan 3.26 liradan ödeme yaptığı ortaya çıktı. Yine doların çıldırıp 7 lirayı aştığı dakikalarda Beşiktaş’ın defans oyuncusu Pepe’nin alacağı ücretin 2 milyon lira daha artıyordu. Kulüplerin en büyük gelir kaynağı yayın gelirleri kur oyunundan dolayı yarı yarıya azalıyor ama oyuncuya ödeyeceği para sürekli artıyor.

İşte bu şartlarda kulüpler hala transfer peşinde koşmaya devam ediyor. Geçen sezon son günlerde Fenerbahçe kadrosuna kattığı oyunculardan ne yarar gördü ki, bu yıl aynı yolu izliyor. Keza Galatasaray ve Beşiktaş… Hepsi aynı durumda. Oysa kulüplerin yapması gereken mevcut kadroyu muhafaza etmek. Buna ilave olarak da, yıllık ücreti yüksek oyuncularla yollarını ayırmaktır. Örneğin, Fenerbahçe’de Soldado, Beşiktaş’ta Negredo az katkıyla milyonlar almaya devam ediyor. Bu sorun sadece İstanbul’un üç büyüklerinin değil, Süper Lig’deki tüm kulüplerimizin. Yanlış transfer politikasının faturası hep ağır oluyor ama kimse ders almıyor. Son yılların flaş ekibi Tottenham bu sezon hiç transfer yapmadı. Gerekçesi; yeni stat yaptığımız için transfere harcayacak paramız yok. Tottenham’dan bahsediyoruz. Ayağını yerden kesmiyor, sadece bir sezonu değil kulübün geleceğini düşünüyor.

Bu yaşananlardan yine ders almayacağız. Transferin biteceği 31 Ağustos’a kadar kulüplerimiz yine son dakikada kadrosuna oyuncu katmaya devam edecek. Yedek kulübesi daha zenginleşecek. Oynamadan kazanan oyuncu sayısı artacak. Kulüplerin oyuncuların maaşını ödeyemediği yine haber olacak. Bu kısır döngü devam edip gidecek.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin