Yalakalarla sağ oyları alamazsın

YORUM | MAHMUT AKPINAR

Ekrem İmamoğlu, Erdoğan’ın bizzat meydanlara inmesine rağmen iki defa İstanbul seçimlerini kazanarak büyük çıkış yakaladı. İnsanlar “İşte Erdoğan’a alternatif!”, “İşte geleceğin başbakanı!”, “Cumhurbaşkanı olacak adam!” diye sevindiler, sahiplendiler. Aslında bu İmamoğlu’nun şahsi başarısı değildi. Başta HDP olmak üzere muhalif siyasi partiler Erdoğan karşıtlığında uzlaştılar ve İmamoğlu’nu desteklediler. Bu ittifaktan Erdoğan’a tarihi yenilgi çıktı.

Ağır yara alan ve gidebileceğine dair kanaatler güçlenen Erdoğan bundan ciddi ders almış görünüyor. Zira muhaliflerin tekrar bir araya gelememeleri ve dağılmaları için ciddi çaba sarf ediyor. Alternatif partiler, görevi Erdoğan karşıtı bloğu bölmek olan naylon liderler üretiyor.

BU YAZIYI YOUTUBE’DA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️

Ekrem İmamoğlu son Karadeniz gezisiyle adeta Erdoğan’a ihtiyaç kalmaksızın harakiri yaptı. “Uzlaşmacı kişiliğimi öne çıkaracağım”, belki “sağdan da oy alacağım”, “Erdoğan’ın geren siyaset tarzına mukabil kucaklayıcı olacağım” mesajı vermeye çalışırken içindeki Erdoğan’ı açık etti. Başta solcular olmak üzere pek çok kesim İmamoğlu’ndan yeni bir Erdoğan çıkabilir diye endişeye kapıldı. Zira İmamoğlu, Erdoğan gibi 10 yıllık iktidardan sonra değil, daha belediye başkanı iken parmak sallamaya başladı. Eleştirilere verdiği orantısız tepki ve tahammülsüz tavır kaygıları yükseltti. Ayrıca, “200-300 kişiyi kâle alacak değiliz!”, “vız gelir tırıs gider, hiç umrumda değil”, “sizleri akıllı olmaya davet ediyorum” gibi cümleler “uzlaşmacı ve yapıcı” bir siyasetçi için çok sevimsizdi. 

İmamoğlu’nun ilan edilmiş cumhurbaşkanı adayı gibi davranması Millet İttifakı liderlerini rahatsız ediyor. Bildiğimiz kadarıyla Millet İttifakı’nın İmamoğlu’nun adaylığı üzerine bir mutabakatı yok. Kılıçdaroğlu’nun dahi bu adaylığa sıcak bakmadığı ifade ediliyor. Ama İmamoğlu kendinden menkul tavırlarla “resmi aday” gibi davranıyor. Bir belediye başkanının propaganda gezilerine çıkması kamuoyunda “Neler oluyor?” denmesine neden oldu. Geziye Erdoğan yalakası gazetecileri alması ve onlarla verdiği pozlar damga vurdu. Gezinin finansmanının şeffaf olmaması ayrı bir tartışma konusuydu.

CHP, sol, yıllarca muhafazakar mahalleyi dışladı, aşağıladı, değerleriyle alay etti. Kendini “asıl”, muhafazakar ve dindar kesimleri “teneke kafalı” gördü. Kılıçdaroğlu CHP içindeki beyaz Türklere, ulusalcı-Ergenekoncu damara rağmen dindar-muhafazakar kesimlere sıcak davranmaya, eski olumsuzlukları unutturmaya çalışıyor. Ama İmamoğlu’nun yaptığı gereksiz bir işti. Nagehan Alçı’nın, Ertuğrul Özkök’ün ve davet edildiği halde gelemeyen Hande Fırat’ın muhafazakar yanları olmadığı gibi, muhafazakar kitlede bir karşılığı yok. Onların en bariz vasfı Erdoğan yalakası ve tetikçisi olmaları. Eğer İmamoğlu, Erdoğan’a mesaj vermek istiyorsa onu bilemem. Ama Erdoğan’dan yüz çevirmek isteyen, arayış içindeki sağ ve muhafazakar seçmenden oy almak için yaptığı çok yanlış bir tercihti. Pekala sağ seçmenin ilkeli, dürüst, değerli bulacağı muhafazakar/sağ pek çok gazeteci bulabilirdi ve daha etkili mesaj verebilirdi. Saray soytarısı kişilere prim verip bir de eleştirenlere parmak sallamak sadece Saray’ı memnun eder.

Erdoğan’ın kurduğu “sınırsız güç, sıfır sorumluluk” esasına dayalı iktidar bundan sonra kim gelirse gelsin her liderin ağzını sulandıracak, kafasını karıştıracaktır. Demokrasi-hukuk vaadiyle gelenler dahi -eğer zorlayıcı faktörler olmazsa- bu muhteşem gücü bırakmak istemeyecek ve zamanla otoriterleşecektir! Seçilen liderin mahallesi de mutlak iktidarın avantajlarını kullanmak için otoriterleşmeyi meşrulaştırmakta beis görmeyecektir.

Başarısız, hukuksuz, yolsuz ve yozlaşmış Erdoğan iktidarının gitmesinden daha önemli olan, yerine gelecek liderin ve iktidarın özellikleridir. Ülkeyi yeniden hukuka, demokrasiye, çoğulculuğa, parlamenter rejime döndürme potansiyelidir. Halk İmamoğlu’na, Mansur Yavaş’a veya başka bir alternatife destek verecekse bunun olabilme ihtimalinden dolayı verecektir. Ama son olaylar İmamoğlu’nun içinde bir Erdoğan saklı olduğu kanaatini oluşturdu. İmamoğlu ve Mansur Yavaş için önemli kaygılardan birisi de bu iki liderin derin İttihatçı, Ergenekoncu yapılarla kolayca uzlaşabilecek olmalarıdır.

Artık Erdoğan destekçileri dahil kimse yeni bir Erdoğan istemiyor. Ülkeye Erdoğan’ın CHP’lisi, MHP’lisi, seküleri, Kemalisti lazım değil. İdeolojik gömleği çıkarıp toplumun her kesimini kucaklayacak, gerçek bir demokrat, adil bir lider bakılmalı. İmamoğlu yanına aldığı yalaka, kişiliksiz gazetecilerle sadece kendisine beslenen ümitleri yıktı. Muhafazakar, dindar mahallede onları otobüse aldı ve poz verdi diye oy verecek tek kişi yoktur.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

3 YORUMLAR

  1. TR724 yazarlarinin Imamoglu elestirilerini alt yapisiz buluyorum. Ayrica her birinin Türkiye’yi bugüne dogru okuyamadigi da asikar. 90li yillarda Erdogan icin söylenenlerin benzerlerini TR724 yazarlarinin birazcik uslup farkiyla tekrar ettigini görüyoruz.

    Imamoglu Isvicre veya Finlandiya toplumunun baskan adayi degil, Türkiye Cumhuriyeti’nin baskan adayi.

  2. Tayyipin en eski değeri ümmetçi, islamcı, şeriatçı olmasıydı. 28 şubatta muhafazakar kesimden destek aldı. Yetmedi. Ona biraz türkçü şekil de vermek gerekiyordu. Bahçeli tayyipin yanında poz vererek bunu gerçekleştirmişti. Artık ümmetin lideri yanında reis sıfatı da almıştı. Bu kadarı tayyipten beklenenleri yaptırmak için yeterli değildi. Nagehan gibiler tayyip ile aynı fotoğrafta görünerek tayyipi daha sağa çektiler. Cnn türkte bu fonksiyonu gördü. Her kesimden profesörleri çıkartarak tayyipi sıradanlaştırdılar. Artık bilimi de arkasına almıştı. Bilim camiasıda tayyipin yanında fotoğraf veriyordu. Tayyipi mahallenin camisinden alıp ona yep yeni bir yüz verdiler. Artık tayyip cemaati tekmelerken insanlar oh olsun diyordu. Tayyip batıyı düşmanlaştırırken antiemperyalist olarak onun yanında yer alıyorlardı. Işidi desteklerken suriyede terör örgütleri üzerinden kürdistan kurulurken insanlar cemaate ama siz de zamanında destek verdiniz diyorlardı. Suriyede türkçülük zirve noktayı görüyordu. Eski rejimi değiştirirken kimse itiraz etmiyordu. Hatta eski rejimin başına gelenlere oh olsun diyordu. Nagehanın görevi türkleri batı değerlerinden uzaklaştırmak, kürdistanın ışid üzerinden kurulması için ışidi maskelemek ve ışidi destekleyen tayyipe destek vermek, tayyipe yanında poz vererek laikimsi bir imaj çizmektir. Zaten bu süreç boyunca nagehan ve diğerleri laiklik elden gidiyor, irticaya destek veriliyor demeyerek verdikleri pozun arkasında durdular.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin