Yakup Bey!

YORUM | M.NEDİM HAZAR

Açık söyleyeyim böyle “bey, hanım” türü hitaplar bidayetimden beri bana biraz yapmacık gelir. Ancak bazı insanlar vardır ki, öylesine saygın bir mesafe korurlar ki etraflarıyla istemeseniz bile öyle demek zorunda kalırsınız.

Zaman Gazetesi Marka Pazarlama Müdürü sevgili dostum Yakup Şimşek böyle biridir.

Ne kadar samimi olursanız olun öylesine saygılı ve dikkatli bir dil ile ilişki kurar ki etrafıyla, hiç hazzetmeseniz bile ona sadece ismiyle hitap edemezsiniz.

Dün Tr724’te  Sevgili Yakup’un kızının içimi adeta paramparça eden mektubunu okuyunca aklıma onunla olan hatıralarım geldi.

Erdoğan önceki günlerde “Biz kimseyi işinden aşından etmedik” diye konuşması, “bir yalan nasıl bu kadar rahatça söylenebilir” sorusuyla beraber Erdoğan’ın yüzüne çarpılacak yüzbinlerce tekzipten sadece biriydi Yakup Şimşek. Bırakanız işini, aşını, hayatını paramparça ettiği onbinlerden sadece biridir Yakup Bey.

Yakup Şimşek ile zaman zaman beraber çalışmak durumunda kalan biri olarak bazı şeyleri söylemem vefadan ziyade sorumluluktur.

Açık ve net söylüyorum; hayatınızda karşınıza çıkabilecek çok nadir insanlardan biridir Yakup Şimşek. Dürüstlüğü, yalansızlığı, güler yüzü ve insancıllığını hele hele bu devirde görmek pek kolay değildir.

Herkes “coğrafya kaderdir” değildir diye tartışır ama sanki insanın ismi ile kaderi arasında da enteresan bir bağ var.

Bugünlerde ağır hasta olan babacığı nasıl bir mülahaza ile ismini koydu bilmiyorum ama Yakup ismi İbranicede ‘Saffetullah’, yâni “Allah-ü Teâlâ’nın saf ve temiz kıldığı kul” manasına gelmektedir. Bir insan ismini bu kadar mı temsil eder kardeşim!

Marka ve pazarlama müdürüydü Yakup Bey. Elinin altında belki milyonluk bütçeler vardı. Reklamcılar bilir büyük paralar döner bu sektörde. Bizzat bana yaptırdığı küçük işlerde bile sanki babasının işiymiş gibi ölümüne pazarlık yapar, çalıştığı kurumu kollardı. Çoğu zaman bozulmamıza rağmen saygı duyardım Yakup Bey’in bu tutumuna. Bunu en iyi aleyhine ifade veren nankör çalışanlarının bilmesi lazım. Kişisel iltimasın, çıkarın, avantanın normal sayıldığı bir sektörde her şeyi resmiyete döken, en ufak bir abartı ya da kanun dışılığa asla prim vermeyen ahlaklı bir adamdan bahsediyorum sevgili okur.

Çalıştığı kuruma olan sevgi ve saygısı dolayısıyla belki de Zaman gazetesine saçma sapan bahanelerle el koyduklarında (Hiç kimseyi işinden aşından etmemişlerdi ya!) baskını yapan bir emniyetçi onu hedef gösterip “Atın aşağı” diye bağırıyordu avaz avaz. Allah’tan herkes aynı tıynetsizlikte değildi de o gün dördüncü kattan aşağı atmamışlardı Yakup Bey’i!

İsim ile kader arasında bir ilişki olduğu muhakkak, bu sebeple yaşadığımız bu karanlık dönemde tıpkı Yakup Peygamber gibi “Ben üzüntü ve tasamı yalnız Allah’a açarım.” dedikten sonra “Şimdi bana düşen güzelce sabretmektir” diye dua ettiğinden eminim Yakup Bey’in.

Ve ne yazık ki böyle yazı yazmaktan başka elimizden bir şey gelmiyor. Sanırım en kahredici olan da bu. Adalet, hukuk, vicdan zalimlerin elinde paçavraya dönüştürülmüş durumda. Tertemiz insanlar akıl almaz iftiralar ile terörist ve hainlikle suçlanıyor, yılları çalınıyor, hayatları paramparça ediliyor.

Nasıl bir kin ve nefret Yakup Şimşek ve onun gibi yüzbinleri yok etmek ister anlamak mümkün değil.

Hangi birini yazayım, hangi birine yanayım, hangi biri için ah u efgan edeyim inanın bilemiyorum. Ne sağlığım kaldı, ne psikolojim. Tertemiz insanların bir terörist gibi itilip kakılması, hayatlarının çalınmasının hesabını kime soracağız biz?

Yakın olduğum, tanıdığım, kefil olabileceğim onlarca isim var. Fevzi var, Büşra var, İbrahim var. Aklıma geldikçe ruhumu bir torna mengenesinde sıkar gibi sıkıp haşatını çıkaran onlarca dostum var zulmedilen.

Perişan olmuş kanser hastası babacığının fotoğrafını görünce saatlerce kendime gelemedim. “Allah dayanma gücü versin, bunları yapanları da kahretsin” demekten başka da elimizden bir şey gelmiyor ne yazık ki!

Ve galiba biz de Yakup (AS) gibi üzüntü ve tasamızı Allah’a açmaktan başka da bir şey yok yapacak.

Rabbim bu karanlık çağı bitir artık!

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. ILELEBED ZÜLÜM EBEDI CEHENNEMİ TAZAMMUN EDER…
    Demek dünya ebedi olsa bu ifritten zaman da ilelebed devam edecek. Merhamete gelen yok. Zülmünden güç kuvvet alan bir çete var.
    Bunların saddamvarı yada kaddafı gibi gitmeklerınden başka çareleride yok.
    Yani bu kadar zülümle yaptıkları saraylarda yaşamaları fıtrata aykırı.
    Sonra sosyal kurallara zıt bir durum.
    Zaten sürece tam destek veren Davutoğlu gibilerinin kopmalarıda sürecin saddam yada kaddafi gibi son bulacağını gösteriyor.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin