Uygurlar Çin’e soruyor: Ailelerimiz nerede?

HABER İNCELEME | İLKER DOĞAN 

Yakınları Çin tarafından toplama kamplarında işkenceden geçirilen Uygurların, Çin’in Ankara Büyükelçiliği önünde başlattığı ‘Aile Nöbeti’, ‘Millet Nöbeti’ne dönüştü. Ancak polisin Çin’den ailelerini isteyen bazıları Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Uygurlara müdahalesi sert oldu. Ellerindeki dövizlerle Çin’in toplama kamplarındaki yakınlarının resimlerini taşıyan Uygurlar, Türk polisi tarafından tehdit edildi.

Büyükelçiliğin önünde toplanan Uygurların kimlikleri toplandı. Emniyet güçlerinin, “Buradan ayrılın!” sözlerine tepki gösteren Uygurlar, yaka paça polis araçlarına bindirildi. Polisin, elinde ailesinin fotoğrafıyla oturan bir Uygur’a, “Polise karşılık verme! Bi sus lan bi sus. Ya kaldırın bunları yaaa! Laf dinlemiyorsunuz, kafanıza göre iş yapıyorsunuz!” sözleri dikkat çekti. O sırada gözaltına alınmaya çalışılan şahsın, “Dünya görsün, kardeş kardeşe giriyor.” ifadelerini kullandı.

UYGUR ÇOCUK: SİZİN ÇOCUKLARINIZ YOK MU?

Polisin sert müdahalesine küçük bir Uygur çocuğun tepkisi yürekleri dağladı. Polislere, “Sizin vicdanınız yok mu?” diye seslenen 7-8 yaşlarındaki Uygurlu kız çocuğu, göz yaşları içinde feryat etti: “Sizin çocuklarınız yok mu? Siz niye böyle yapıyorsunuz. Benim babam ve kardeşim nerde? Babamın kokusunu kokluyorum, özlüyorum. Kardeşimi de 3 senedir görmüyorum.”

Çin’de son yıllarda Uygurların kimlik ve kültürlerine yönelik soykırım uygulamaları uluslararası kamuoyunun gündeminde. Son olarak geçtiğimiz hafta Finlandiya Başbakanı Sanna Marin, Çin’in Uygur halkına yönelik uygulamalarına tepki göstererek uluslararası toplumun Çin’in yaptıklarına göz yummaması gerektiğini vurguladı.

Yine geçtiğimiz hafta İngiltere’de muhalefet ve bazı iktidar partisi üyeleri, Çin’in Uygur Türklerine karşı işlediği suçlara yönelik hükümete, soykırım yapan ülkelerle ticaret anlaşmaları imzalanmasının önlenmesini öngören tasarıyı kabul etmesi çağrısı yaptı.

AKP VE MHP ‘LAL’ KESİLDİ

Bu arada İngiltere’de hazırlanan bir hukuki rapor, Çin’in Uygurlara karşı uyguladığı politikaların ‘soykırım’ olarak nitelenmesi için ‘ikna edici’ bir dosya oluştuğu sonucuna vardı. Mahkeme kararları gibi hukuki bir ağırlığı olmasa da, bu raporların hukukta bir yeri var ve yasal başvurularda gerekçe olarak kullanılabiliyorlar.

BRÜKSEL’DE POLİS KORUMASINDA PROTESTO

Kısaca, dünyanın her yerinden Çin’e yönelik tepkiler sürüyor; Türkiye hariç! Bir millet bütün dünyanın gözleri önünde yok edilmeye çalışılıyor ancak ne AKP rejimi temsilcilerinden ne de iktidarın küçük ortağı ‘milliyetçi’ MHP’den tek kelime tepki gelmiyor. BM verilerine göre ise söz konusu merkezlerde en az 1 milyon Uygur kendi rızası dışında tutuluyor. Brüksel’de de Çin’in Uygurlara yönelik politikası gösterilerle protesto edildi.

ANKARA’DA POLİSTEN SERT MÜDAHALE

Aksine, Türkiye’de Çin’e yönelik Uygurların protesto gösterileri de polisin sert müdahalesiyle engelleniyor. Uygurların Çin’in Ankara Büyükelçiliği önünde başlattığı aile nöbeti 5. gününde ‘Millet Nöbeti’ne dönüştü. Polis Çin Büyükelçiliği önünde geniş güvenlik önlemleri alıyor. Ellerindeki dövizlerde sadece Çin tarafından toplama kamplarında esir tutulan ailelerinin resim ve isimlerini taşıyan Uygurlar’ın tek isteği, yakınlarından haber alabilmek. Ancak bütün dünyada hiç bir engel olmaksızın Çin’i protesto eden Uygurlar, Türkiye’de bu haklarını kullanamıyor. AKP rejimi, Çin aleyhine hiçbir faaliyete izin vermiyor. Karşı çıkanlar, gözaltına alınıyor, alandan uzaklaştırılıyor.

KIZLARIM HAYATTA MI, ONU BİLE BİLMİYORUM

Ömer Faruh, 2017’den beri yakınlarından haber alamadığını söylüyor. Faruh, “Kayınpederim ve kayınbiraderimden 2017’den beri haber alamıyorum. İki abim de toplama kamplarında. Annem de tekerlekli sandalyeye mahkum. Ve ondan da 4 senedir haber alamıyorum. Benim TC vatandaşı olan 5-6 yaşındaki kızlarımda nerededir bilmiyorum. Kızlarımın hayatta olup olmadığını bile bilmiyorum,” diye konuştu.

AİLEM ÇİN TOPLAMA KAMPLARINDA

Eylemcilerden Uygurlu Abdülveli, üniversite öğrencisi. Türkiye’ye 2014 yılında geldiğini anlatıyor. “2017’den sonra Doğu Türkistan’daki ailemle irtibatım kesildi. Beni Türkiye’ye eğitim için gönderdikleri için hapsedilmişler. Şu an hayatta olup olmadıklarını bilmiyorum. Ses vermenizi rica ediyorum.” dedi.

Mirziahmet İlyasoğlu, “Kardeşim, eniştem ve Türkiye’de yüksek lisans yapan 4 arkadaşım 2017’den beri Çin’in toplama kamplarında işkencelere maruz kalmaktadır. Çin’in bu yakınlarımı serbest bırakmasını ve toplama kamplarını kapatmasını istiyorum,” ifadelerini kullandı.

2015 YILINDAN BERİ KARDEŞLERİMDEN HABER ALAMIYORUM

Habibullah Küseni ise 2015 yılından beri kardeşlerinden haber alamadığını anlattı: “Kardeşlerim hayattalar mı değil mi, 2015’ten beri hiç haber alamıyorum. 40a yakın akrabam toplama kampına atılmış. Onların serbest bırakılması ve kampların kapatılmasını talep ediyorum. Türk, Müslüman Kardeşlerimizin yanımızda olmasını rica ediyorum.”

AİLEMİN BÜTÜN ERKEKLERİ ESİR DURUMDA

Ali Ekber Abdurahman, Çin’in ailesindeki tüm erkekleri toplama kamplarına aldığını anlattı: “Doğu Türkistan’daki ailemdeki tüm erkeklerin toplama kamplarına alındığını, babam ve diğer kimi yakınlarımın hapse atıldığını öğrendim. Bütün insanlığın Çin’in bu zulmüne dur demesini ve sesimizin duyulmasına yardımcı olmasını rica ediyorum.”

ÇİN AÇIKLAMA YAPTI: AİLELER NEREDE SORUSUNUN CEVABI YOK

Çin Büyükelçiliğinden dün yapılan açıklamada ise göstericilerin Türk halkını yanıltmak istediği öne sürüldü. Çin’e göre amaç Türk-Çin ilişkilerine zarar vermek. Ancak açıklamada insanların yakınlarıyla ilgili tek kelime yer almadı. ‘Bu insanların aileleri nerede’ sorusunun cevabı yok.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin