Türkiye depresyonda!

ÖZEL HABER | İLKER DOĞAN

Rakam bizzat Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından açıklandı. Buna göre Türkiye’de son 3 yılda psikiyatri kliniklerine 7 milyon 953 bin 651 kişi başvurdu. Bu 10 kişiden birinin ruhsal, psikolojik sorunları olduğu anlamına geliyor. 10 yıl önce yıllık 12 milyon kutu civarında olan antidepresan kullanımı bugün 60 milyona ulaştı. Psikiyatristlere göre, ruhsal bozukluklardaki artışın kaynağı sosyo-ekonomik sorunlar, yoksulluk ve ülkenin üzerine karabasan gibi çeken baskı rejimi. Yargıdaki keyfi kararlar da geleceğe dair belirsizliği artırarak insanların depresyona girmesine neden oluyor. Özellikle ‘gelecek’ adına umudunu yitiren insanlar depresyona sürükleniyor. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, ‘tünelin sonundaki ışığın büyüdüğünü’ söyleyedursun, vatandaş için karanlık daha da koyulaşıyor!

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, CHP Gaziantep Milletvekili İrfan Kaplan’nın soru önergesine verdiği cevap Türkiye’nin ekonomik ve ruhsal açıdan nasıl bir durumda olduğunu göstermesi açısından önemli. Söz konusu soru önergesinde Kaplan, 2017-2019 yıllarını kapsayan son 3 yılda psikolojik rahatsızlık ve depresyon nedeniyle hastanelere başvuru yapan kişi sayısını, illere ve cinsiyete göre dağılımını ve son 3 yılda antidepresan ilaç tüketimini sordu. Ancak önergede sadece bir soruya cevap verildi.

KADINLAR DAHA ÇABUK DEPRESYONA GİRİYOR

Fahrettin Koca’nın verdiği cevapta, ‘son 3 yılda 7 milyon 953 bin 651 kişi psikiyatri kliniklerine başvurduğu’ belirtiliyor. Bu başvuruların yüzde 69’u kadın, yüzde 31 erkek. İrfan Kaplan, söz konusu cevabı, “AKP’nin ülkemizi soktuğu çıkmaz net bir şekilde ortada. Büyük ekonomik kriz, işsizlik, yoksulluk ve geçim sıkıntıları vatandaşlarımızın ruh sağlığını bozdu. İşsizliği ve yoksulluğu kronikleştiren AKP, vatandaşların umudunu da bırakmadı.” sözleriyle değerlendirdi.

10 YILDA İLAÇ KULLANIMI 2,25 KAT ARTTI

Antidepresan ilaç tüketimiyle ilgili net bir rakam yok. Türkiye Psikiyatri Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Ömer Böke’nin verdiği rakamlara göre, 2007 ile 2017 yılları arasında düzenli bir artış göstererek 10 yılda antidepresan satışı 2.25 kat artmıştı. Mart 2017’ye yayınlanan haberlerde Türkiye’de antidepresan kullanımının 9 yılda yüzde 160 arttığı belirtiliyordu. Ajans Press’in aynı tarihli medya analizine göre 2012 yılında 7 milyon civarında olan Türkiye’de antipsikotik tüketimi 2016’nın sonunda 12 milyon kutuya çıkmıştı. Psikiyatr-Psikanalist Mutluhan İzmir’e göre ise bugün bu rakam 60 milyon kutunun da üzerinde.

2018’DE 2,3 MİLYAR KUTU İLAÇ TÜKETİLDİ!

Geçtiğimiz yıla ait rakamlar henüz açıklanmadı. Ancak 2018 yılında Türkiye’deki toplam ilaç satışı 2 milyar 351 milyon 200 bin kutu olarak kayıtlara geçti. Sağlık Bakanlığı’nca ‘Sağlık İstatistikleri Yıllığı’na göre, sinir sistemi ilaçları son yıllardaki artış trendini 2018’de de sürdürdü ve en çok tüketilen üçüncü grup ilaç oldu. 2018 yılı itibarıyla Türkiye çapında satılan sinir sistemi ilaçlarının toplamı 308 milyon kutu oldu.

ÇOK KOLAY REÇETE EDİLİYOR!

Sinir sistemi ilaçlarının başında antidepresan ilaçlar geldi. 2013’te 258.5 milyon olan sinir sistemi ilaçlarının kullanımı, son 5 yılda ise 49 milyon 500 bin kutu arttı. 5 yılda sinir sistemi ilaçları kullanımında görülen artış oranı yüzde 19 oldu. İlaç tüketiminin artmasının en önemle sebeplerinden biri de yeni nesil antidepresanların sıfır yan etkiye sahip olduğu için çok kolay reçete edilmeleri gösteriliyor.

PSİKİYATRİSTLER: SORUN SOSYO-EKONOMİK!

Peki Psikiyatristlere giden hasta sayısı ve buna bağlı olarak antidepresan ilaç tüketiminin artmasının sebebi ne? Uzmanlara göre ruhsal bozukluklardaki artışın kaynağı sosyo-ekonomik sorunlar, yoksulluk, toplumun bizzat yöneticiler tarafından ‘ötekileştirilmesi’ ve baskı. Türk Tabipleri Birliği üyesi Psikiyatr Doç. Dr. Burhanettin Kaya, bu durumun ‘politik’ bir sorun olduğunu anlatıyor: “İnsanların bu sorunlarla karşılaşması ülkenin umut verememesi, belirsizlikten, sosyo-ekonomik sorunlardan, yoksulluktan, baskıdan, demokratik olmayan coğrafya içinde yaşamak durumunda olmalarından kaynaklanıyor.”

KEYFİ UYGULAMALAR BELİRSİZLİĞİ ARTIRIYOR

Türkiye Psikiyatri Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Ömer Böke ise “Toplumsal çatışmalar maalesef artarak sürüyor. Keyfi uygulamalara tanıklık etmek belirsizliği artırıyor. Özellikle adalet sistemindeki keyfi uygulamalar belirsizliğe neden oluyor. Tüm bunlar psikiyatrik hastalıkların artması ve ilaç tüketimine neden oluyor.” ifadelerini kullanıyor.


Ekonomi çöktü, tünelin ucu karanlık!

Ülke ekonomisine dair rakamlar da uzmanların ‘ruhsal sorunların temelinde sosyo-ekonomik sebepler olduğu’ tezini doğruluyor. Özellikle son 5 yılda ekonomi tepetaklak oldu. Ekonomik kriz nedeniyle sadece 2019’da 114 bin 977 esnaf kepenk kapattı. 2009 yılında 20 milyar TL olan toplam batık kredi hacmi 127 milyar lirayı buldu. İşsizlik kalıcı hale geldi. TÜİK’e göre, Türkiye genelinde işsiz sayısı, 2019 Ekim’de bir önceki yılın aynı ayına göre 608 bin kişi artarak 4 milyon 396 bine çıktı. İşsizlik oranı yüzde 13,4 oldu. DİSK-AR’a göre işsiz sayısı 7 milyon civarında. 2003 yılında 1,5 milyon olan çalışan ve iş arayan emekli sayısı 2017 itibariyle 4 milyonu aştı.

VATANDAŞ GIRTLAĞINA KADAR BORÇLU

Türkiye’de insanlar deyim yerindeyse gırtlağına kadar borca batmış durumda. TÜİK’in rakamlarına göre Türkiye’deki 10 kişiden 7’si borçlu. AKP’nin iktidara geldiği 2002’de vatandaşların bankalara toplam borcu 6.6 Milyar TL’ydi. Bugün bu rakam 521,5 milyar lira! İcra dosyası sayısı ise 21 milyona ulaştı.  Cumhurbaşkanlığı 2020 Yıllık Programı’na göre, toplam 16 milyon 831 bin 210 kişi, aldığı sosyal yardımlarla ayakta durabiliyor.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin