CIA şefinin geldiği gün kimin uçakları Mehmetçiğe bomba attı?

Genelkurmay’ın ‘kazaren olduğu’ diyerek açıkladığı ve 3 askerin şehit olduğu  El Bab’taki Türk birliğine yönelik Rus hava saldırısı tartışılmaya devam ediyor. Yeniçağ Gazetesi yazarı Ahmet Takan El Bab Rus Savaş uçağı saldırısının ayrıntısını köşesine taşıdı. Takan CIA şefi  ‘Pompeo’nun geldiği gün kimin uçakları Mehmetçiğe bomba attı?’ başlıklı yazıda, ” Türk birliklerini bombalayan bu uçak veya uçaklar hangi ülke veya ülkelere ait?.. CIA Başkanı’nın Ankara ziyaretinin ne kadar verimli geçtiğini anlatan haberlerden fırsat bulup da gerçekler kamuoyuna açıklanabilecek mi?.. Hiç sanmıyorum. Çünkü; sabahlara kadar uyumayan karargahımızın bu sıra, işleri çok yoğun. Bildiğiniz gibi değil!.. Kardak pozlarından geri kalan mesailerini sarayın dayattığı “TSK’nın tüm üniforma ve rütbe tasarımlarını değiştirin” projesine ayırmış durumdalar. “Nasıl işin içinden çıkarız”ı planlıyorlar!..” dedi.

Yazısında hava saldırısında yaralı kurtulan bir subayla görüşmesine de yeren veren Takan, “Saray, Genelkurmay, El Bab hattında yazdırılan müthiş koordinasyon(!) destanlarını okurken telefonum çaldı. Bölgeden sabah görüştüğüm dostum, hastaneden arıyordu; “Seni az önce hastanemize gelen yaralı subayımızla görüştüreceğim” dedi. (Yaralı kahraman subayımızın adı ve rütbesi bende saklı-aht-). Ellerimin tir tir titrediğini gördüm. Boğazım düğüm düğüm oldu. Nasıl söze gireceğimi bilemedim. Kısa bir geçmiş olsun ve dua… Konuştuklarımızdan ve aldığım bilgilerden kısa bir not aktaracağım. Burada kendim sansür koyuyorum. Sebebini tahmin edersiniz.. IŞİD saldırısına uğradıklarını sanıyordum. Kahraman subayımız dedi ki, “Sayın Ahmet Takan, bizi uçaklar bombaladı…”O an beyin felci geçiriyorum sandım, her halde yaşadığım büyük şoktan olsa gerek “IŞİD’in uçakları da mı var” diye sordum. Sağolsun, yaralı hasta yatağından bozmadı beni; “Olur mu öyle şey. Rejimin uçakları da olabilir, koalisyon uçakları da olabilir. Bilemiyoruz” diye yanıtladı kahraman subayımız.”

Takan’ın yazısı şöyle;

“Acıyla yattığımız gecenin tazelenen acı haberleriyle uyandığımız aynı sabahlardan biriydi dün…
“Rakka için geliyor”, “ÖSO için geliyor”, “El Bab için geliyor”, “F..ö için geliyor” manşetleri ile süslüydü havuz gazetelerin sayfaları. CIA Başkanı Pompeo’nun ilk yurt dışı ziyaretini Ankara’ya gerçekleştiği günün sabahı bayram havası vardı havuz medyasında.. Erdoğan-Trump telefon görüşmesinin içerik destanları (!) yazdırılmıştı. Eski başkan Obama’nın ilk günlerinde olduğu gibi pespembe bulutlar hakimdi kopyala yapıştır köşe yazısı ve haberlerde. Okuduğunda “ne telefon görüşmesi olmuş be!” diyesi geliyordu adamın… Telefon görüşmesinin yazdırılan içeriğine bakıp tercüme sürelerini de hesaplasan herhalde en az 5-6 saat görüşmüş olmaları lazımdı Trump ve Erdoğan’ın!..
Havuz medyasının manşetleri, CIA Başkanı’nın geliş, telefon görüşmesinin perde arkası (!) haberleriyle gelin kız gibi süslenmişken, El Bab’da şehit düşen kahramanlarımızın haberleri kıyıda köşede yer bulabilmişti.

Aynı acı sabahta, El Bab’dan kahredici şehit ve yaralı haberleri gelmeye devam ediyordu. Gaziantep ve Kilis’te zaten alarm durumda olan hastanelerimiz olağanüstü teyakkuz durumuna geçmişti. Sivil hastalar taburcu edilmiş, sivil hasta alımı durdurulmuş, yeni yoğun bakım üniteleri devreye sokulmuştu. Bölgede bulunan bir dostumun aktardığına göre,”Her yer yaralı Mehmetçik kaynıyordu. Gelen yaralıların ardı arkası kesilmiyordu..”Gördüklerini ve bana aktardıklarını size nakletmeyi kalbim el vermiyor!..

Aynı acı sabahta, bir taraftan bölgedeki sıcak gelişmeleri diğer yandan gazete haber ve köşe yazılarını taramaya devam ediyordum. Kardak pozu veren Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve Kuvvet Komutanlarının sabaha kadar Genelkurmay Komuta Harekat Merkez’inde Fırat Kalkanı Harekatı’nı nasıl uyumadan(!) yönettiklerine dair fotoğraf ve haberler CIA Başkanı Pompeo’nun yüzünden çok az yer bulabilmişti!. Suriye bataklığında can veren kahramanlar değil, konforlu sıcak Genelkurmay karargahında sabaha kadar uyumayan(!) “kahramanlar” destanlaştırılmıştı.
Saray, Genelkurmay, El Bab hattında yazdırılan müthiş koordinasyon(!) destanlarını okurken telefonum çaldı. Bölgeden sabah görüştüğüm dostum, hastaneden arıyordu;”Seni az önce hastanemize gelen yaralı subayımızla görüştüreceğim” dedi.(Yaralı kahraman subayımızın adı ve rütbesi bende saklı-aht-). Ellerimin tir tir titrediğini gördüm. Boğazım düğüm düğüm oldu. Nasıl söze gireceğimi bilemedim. Kısa bir geçmiş olsun ve dua… Konuştuklarımızdan ve aldığım bilgilerden kısa bir not aktaracağım. Burada kendimsansür koyuyorum. Sebebini tahmin edersiniz.. IŞİD saldırısına uğradıklarını sanıyordum. Kahraman subayımız dedi ki, “Sayın Ahmet Takan, bizi uçaklar bombaladı…”O an beyin felci geçiriyorum sandım, her halde yaşadığım büyük şoktan olsa gerek”IŞİD’in uçakları da mı var” diye sordum. Sağolsun, yaralı hasta yatağından bozmadı beni;”Olur mu öyle şey.Rejimin uçakları da olabilir, koalisyon uçakları da olabilir. Bilemiyoruz”diye yanıtladı kahraman subayımız.
CIA Başkanı Pompeo’nun ilk yurt dışı ziyaretini Ankara’ya yaptığı gün, Suriye’de uçaklar tarafından bombalan Türk askerleri…Her saat başı tekrarlanan yaralı ve şehit haberleri… Gerçeklerin itina ile gizlenerek yürütülen algı operasyonları… Acaba kime faydası var?..

Türk birliklerini bombalayan bu uçak veya uçaklar hangi ülke veya ülkelere ait?.. CIA Başkanı’nın Ankara ziyaretinin ne kadar verimli geçtiğini anlatan haberlerden fırsat bulup da gerçekler kamuoyuna açıklanabilecek mi?.. Hiç sanmıyorum. Çünkü; sabahlara kadar uyumayan karargahımızın bu sıra, işleri çok yoğun. Bildiğiniz gibi değil!.. Kardak pozlarından geri kalan mesailerini sarayın dayattığı “TSK’nın tüm üniforma ve rütbe tasarımlarını değiştirin” projesine ayırmış durumdalar.”Nasıl işin içinden çıkarız”ı planlıyorlar!..
Suriye bataklığı ile ilgili bir kaç not daha… Ankara’ya ulaşan istihbarat birimlerinin raporlarından;
* Kilis’in Çerçili Köyü, sınırımızın geçtiği Kurt Dağı’nda… Çerçili Köyü’nün çok yakınında (“Kuzey Batı’sı” diye tarif ediliyor) Suriye sınırlarında PKK/YPG nin sözde ordusunun talimlerinin artırıldığı bildiriliyor.
* Yakın zamanda Halep yakınlarında Esad rejiminin bir silah deposu PKK/YPG tarafından basılmış. Teröristler, 36 uzun menzilli Sucud füzesi ele geçirmiş. İstihbarat raporunda geçen sıcak bilgiyi, devlet koridorlarında biraz kurcaladım; “gerçekten baskın mı” diye. Yetkililer, “bize, biraz yol verilmiş gibi geliyor”dedi.
Yazar notu; Bana ayrılan bu köşeden, referandum manipülasyonları değil!.. Türk milleti ve devletinin bekası için sadece ve sadece belgeli ve sağlam kaynaklara dayanan gerçekleri okumaya devam edeceksiniz… İtler ürüyecek kervan yürüyecek!..

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin