Cumhuriyet Gazetesi’yle ilgili ‘terör dosyası’ oluşturulduğu ortaya çıktı. TRT Haber’de canlı yayında konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun elindeki ‘Cumhuriyet Gazetesi-Terör Manşetleri’ dosyası dikkat çekti. Soylu dosyanın içerisinden onlarca haberi ekranlarda gösterdi ve Cumhuriyet’i teröre destek vermekle suçladı.
Soylu, Sedat Peker’in evinde yapılan aramada karısının iç çamaşırlarının erkek polisler tarafından aranmaya çalışıldığı ve eve köpek sokulduğu iddialarıyla ilgili de açıklamada bulundu. Soylu, “Videolarının talibi var, gelsin anlatsın burada. Türk polisi ne yapacağını iyi bilir. Gösterin bakalım karısına ne yapmışlar. Karısının iç çamaşırına sığınan aciz, edepsiz. Burada ne var? Onlarca kadın polis var. Burada bir kurgu var” dedi.
Sedat Peker videolarının ilk ikisini izlediğini belirten Soylu, Hadi Özışık ve Süleyman Özışık’ın kendisiyle Sedat Pekar arasında aracı olduğu yönündeki iddiaya ise şu cevabı versi: “Aracılıktan haberimin olması idam edilmem anlamına gelir. Böyle bir şey olabilir mi? Keklemişler, ben ne yapayım.”
Cumhuriyete operasyon olursa üzülür. Zulüm genişlemiş olur… Anlarlar mı acaba Zaman’a, Bugün Tv’ye elkonulurken suskun kalmalarının neticesi olduğunu? Bu zulmün o gün, orada başladığını.
“Türk polisi ne yapacağını iyi bilir” böyle bir şey yok. Herkes haddini veya görev alanını aşabilir, buna Türk Polisi de dahil.(Kimse melek değil sonuçta) “Eğer Türk polisi yetkisini aştıysa sonuçlarına katlanır, hukuk çerçevesinde bedelini öder” demeliydi, eğer gerçek bir bakan veya devlet adamı olsaydı…
Adam, “filanca yerden Türkiye’deki marinaya şu kadar kokain kaçırılıldığına dair işlem yapılıyor; siz konuyla alakalı ne yaptınız?” diye soruyor. Cevap verileceğine salağa yatılıyor.
Adam, “kötüydüm de bana neden koruma verdiniz?” diyor; cevap verileceğine salağa yatılıyor.
Adam, “Sen partinin kongresine giremiyordun; benim akrabalarım seni taşıdılar” diyor, cevap verileceğine salağa yatılıyor. Akrabaların düğününde nikah şahitliği, boy boy fotoğraflar…
Daha dün “en son şu tarihte görüştüm” dediği kişiyle, dediği tarihten üç ay sonra televizyona çıktıkları belgeleniyor; cevap verileceğine; salağa yatılıyor.
Adam, video çekiyor, korku ve baskı devletinde milyonlarca seyrediliyor, onmilyonlarca konuşuluyor, Bakan çıkıp denilenlere cevap vereceğine, konuyu değiştirme gayretinde.
Adamın dediklerini, soruşturma açtıracak kadar ciddiye alıyorsan, denilmeden önce neden soruşturma açtırmadın.
Eğer dedikleri savcının soruşturmasını gerektirecek ciddiyetteyse, TC Tarihinde işbaşındaki Bakanın aleyhine trafik cezası bile yazan biri çıkmadığına göre, hala neden istifa etmiyorsun.
Bir mafya liderinin karısının iç çamaşırlarını kamuoyu önünde ağzına alan birine şerefli, namuslu biri denilebilir mi? Bu nasıl bir ahlak anlayışıdır?
Allah ıslah etsin…
Dinsizin hakkından İmansız gelir. Hukuksuz Devletin kanalizasyonu patladı. Lağım her taraftan fışkırıyor. ASKİ gereğini yapmalı.