Soykırımı intikam bile açıklayamaz 

YORUM | ALPER ENDER FIRAT

Oda Tv’de Emekli Albay Alican Türk’ün yazısı, ‘15 Temmuz cemaate soykırım uygulamak için tezgahlandı, cemaat haricinde hiç kimsenin yargılanmaması gerekir’ demenin bir farklı ifadesi. 

Alican Türk, birkaç gün önce ‘Odatv’de, 15 Temmuz gecesi “alarm tatbikatı, terör saldırısı ya da sıkıyönetim ilanı’ gibi gerekçelerle birliklerine çağrıldıkları için kışlalarına koşan askerler arasında, sadece Gülen cemaati mensuplarının darbeden yargılanmaları, ‘Atatürkçüler’in ise muaf tutulması gerektiğini yazmıştı. 

Yazıda, Gülen cemaati ile bağını gösterebilecek ‘ne okul geçmişi ne bylock ne de ankesörlü telefon vb. iletişiminde hiç bulunmayan, atılmış tek bir mermi dahi olmayan’ sanıklara darbeci denilemeyeceğini söylemişti. Yani Emekli Albay Alican Türk’ün ifadesiyle yanlışlıkla(!) darbeye katılanlar darbeci sayılmamalı; bunun yerine 15 Temmuz’a kararlılıkla katılmayan, askerini birliklerinden ısrarla çıkarmayan, yurt dışında veya o tarihte izinli olan on binlerce askeri personel görevinden uzaklaştırılıp darbe bahanesiyle tutuklanabilir!

Hatırlayacaksınız daha önce de Yusuf Kaplan televizyonda AKP ile Kemalistlerin 15 Temmuz için anlaştığını söylemişti. Zannediyorum OdaTv de, maksat hasıl oldu artık bizimkileri bırakın demeye getiriyor. 

BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️

İşte böylesine feyk olan, tepeden tırnağa açmazlar ve çelişkilerle dolu bir tiyatro gerekçe edilerek, askeriyeyle, darbeyle, 15 Temmuzla hatta politikayla uzaktan yakından alakası olmayan yüzbinlerce insan kamudaki görevlerinden atıldı ve tutuklandı. Dört yıldır bu alçak tiyatro gerekçe gösterilerek bırakın silahlı olmayı gerçek bir silahı hayatı boyunca görmemiş on binlerce kişi terör örgütü üyeliğinden, bu salgın günlerinde bile tahliye edilmiyor. Bunu bir aklın, vicdanın açıklaması gerekiyor.

Yaşadığımız şeyler artık intikamla, vicdansızlıkla, insanlıktan çıkmayla bile açıklanır bir durum değil. Bu durum, hiçbir savunma, hiçbir söz, hiçbir vicdani cümleye yer vermeden insanların sadece ve sadece Yahudi oldukları için toplama kamplarına toplanmasından ve fırınlarda yakılmasından daha başka bir şey midir? 

Bu insanlık dışı uygulamalar sadece AKP-MHP faşist ittifakının uygulaması da değildir. En sıkıştıkları zamanda CHP’nin, İP’in, Saadet’in yardıma koştuğu çok ama çok çirkin bir ittifaktır. Kamuoyunda çocuk tecavüzcülerin serbest bırakılması teklifiyle ilgili büyük bir infial uyanınca CHP milletvekili Zeynel Emre hemen devreye girip böyle bir şeyin olmadığını açıklıyor. Oylamaya katılmamaları bir yana CHP bu tarz sinsi hamlelerle, infialin şiddetini azaltıp faşist ittifakı zor durumdan kurtarmaya devam ediyor.  

Bu ülkede yaşayanların hepsine tek tek sorsanız, mafya babalarını mı yoksa sivil toplum aktivistlerini mi özgür bırakmalıyız diye; gaspçılar ya da kadınları öldürenler mi özgür kalmalıdır, yoksa doktorlar, akademisyenler mi diye sorsanız ne cevap verir? Tek tek sorsanız yüzde 98’i yazarlar, doktorlar ve öğretmenlerin özgürlüğünden yana cevap verir. Öyle değil mi MHP’nin vekilleri, öyle değil mi CHP ve Saadet partili siyasetçiler, öyle değil mi AKP’nin vekilleri? Peki neden mafya babalarını, hırsızları, katilleri, tecavüzcüleri serbest bırakıyorsunuz da düşündüğünü yazanları, çocuklarınıza ilim öğreten öğretmenleri tutsak etmekle kalmayıp ölümle burun buruna getiriyorsunuz? Neden?

Çünkü siz siyaset yapmıyorsunuz, siz bir vazifeyi yerine getiriyorsunuz. Sizin yaptığınız siyaset değil çünkü siyasi mülahazalarla bu kadar insanlıktan çıkamazsınız! 

Askerlikte bile eline silah almamış, silah talimi yapmamış doktorları, akademisyenleri, öğretim üyelerini, öğretmenleri, gazetecileri, düşünce adamlarını, çocuk tecavüzcülerinden, mafya liderlerinden daha tehlikeli görmeyi yeryüzünde hiç kimse, herhangi bir gerekçe göstererek açıklayamaz. Hatta Recep T. Erdoğan’ın kini ve intikam duyguları da bu alçak durumu izah etmeye yetmiyor. 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. SANİLDIĞI KADAR KİN VE NEFRET YOKTUR……
    Bakın Kur`an ve Peygamberimiz başta olmak üzere bütün islami değerlerimize en büyük hakaretleri yapan Perinçek ve benzerlerine,
    Harun gibi gelip, Karun oldunuz diyen Numan Kurtulmuş a
    Şerefi üzerine yemin ederek muhalefet eden Süleyman Soylu ya
    Sonra ötesi olmayan hakaret ve mühalefeti ile Bahçeli`yede kin ve nefret duyuluyordu.

    Ama sonra ne oldu, tümü eteklerinin altına sığındı ve her dem başları sivazlanıyor.

    Buradan da anlaşılıyor ki, mesele kin ve nefret değil, esas mesele KORKUdur.

    17/25 Aralık dosyaları ve 15 Temmuz yalanları.

    Bu ikisi ortaya çıkmasın diye Roma`da yakılacak…

    Düşünün bir kere, 15 Temmuz yalanları ortaya çiktiği an milletin vicdanlıları, bunları mutlaka yargıya teslim edecektir.
    Bundan korkuluyor. Dünüşü olmayan bir yola girilmiş, tek çare Musa as gibi yalvararak dua etmektir.

    “Mûsâ: “Ey bizim Rabbimiz!” dedi. “Sen Firavun ile onun ileri gelen adamlarına dünya hayatında muazzam zinet, haşmet ve servet verdin. Ey bizim Rabbimiz! İnsanları neticede Senin yolundan saptırsınlar diye mi onlara bu imkânı verdin? Ey bizim büyük Rabbimiz, mahvet, sil süpür onların servetlerini ve kalplerini şiddetle sık; belli ki o acı azaba girmedikçe onlar imana gelmeyecekler.” (Yûnus 10/88)

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin