Son anketi açıklıyorum!

YORUM | M. NEDİM HAZAR

Sosyal medyanın son modası herkesin anket düzenlemesi. 

Ancak bu yazının konusu sosyal medya kullanıcılarının yaptıkları anketler ve neticeleri değil. 

Haddizatında sosyal medya verilerinin Türkiye gerçekliğiyle birebir uymadığını nice zamandır bilmekteyiz. 

Yani bir adayın Twitter’da rakipsiz olmasının hiçbir kıymet-i harbiyesi yok. 

Sadece yeterince trol ve paralı bot kullandığı neticesini çıkarabiliyoruz. 

Bu yazının konusu anket şirketlerinin yaptığı anketler de değil. 

Tıpkı medya gibi anket şirketlerini de saray kendine bağlamış durumda. 

En son Bekir Ağırdır Hoca’nın şirketi vardı biraz eli yüzü düzgün, son çalışmalarına baktığımda onlar da su koyvermeye başlamıştı. 

Bu yazının konusu, bizzat siyasi partilerin kendi anketleri ve inandıkları yüzdeler. 

Hani ideoloji bir insanı epeyce sübjektif yapabiliyor. 

Bunu biliyor ve anlıyoruz. 

Lakin oy oranı gibi, her seçimde test edilen bir konuda siyasi partiler ve liderlerin bu kadar rahat üfürmelerini anlamak mümkün değil. 

Doğu Perinçek örneğiyle başlayalım. 

Kendimi bildim bileli bu şahıs siyaset yapar ve oy oranı yüzde 1’i bile bulmaz. 

Ancak her seçimde akıl almaz bir özgüven ve imanla, “Bu seçimde iktidardayız” diye açıklamalar yapar. 

Benzeri bir durumu Haydar Baş (partisinin adını unuttum) gibi şahıslarda da görüyorduk. Gazetelerinde yayınladıkları anketleri hatırlıyorum, yüzde 52 filan diyorlardı birinde. Bir tek belde almışlardı o seçimde hala hatırlıyorum. 

Ahmet Özal’ı izledim Youtube’da…

“Yüzde 25 oy oranımız var” diyordu. 

Akıl alır gibi değil. 

Keza Erbakan’ın oğlu…

O da elini korkak alıştırmayanlardan. Yüzde 30’dan açıyor oranları. 

Muharrem İnce ise tam ibretlik. 

Bir kere İnce’yi aşan bir sosyal medya desteği var, ki bunun saraydan yapıldığı belli oluyor. 

İnce, son olarak özellikle FETÖ konusunda AKP ile aynı şeyleri yapacağını açıkladı. 

Sanırım eksik kalan şeyleri tamamlayacak Memleket Partisi. 

Hani evleri yakmak, insanları sabun yapmak filan. 

İnce de oy oranını 35’ten başlattı. 

Bir tanesi var çok komik. 

Rahmetli Yazıcıoğlu’nun bir partisi vardı hatırlarsınız: Büyük Birlik Partisi. MHP’nin ilkel faşizmi ve mafyöz zihniyetinin nispeten dışındaydı. 

Yazıcıoğlu’nun vefatından sonra niteliksiz ve vasıfsız zevatın eline düştü. İki günde saraya koşup partiyi teslim ettiler. 

Önceki başkanları da şimdiki de…

Ara ara abuklamalarını görüyordum medyada. 

Son olarak onlar da oy oranlarını açıklamışlar. 

Onlar da yüzde 20 ile açmışlar piyasalarını. 

Tek fark “Potansiyelim var” diyorlar, “Oy potansiyelim yüzde 20”

MHP’liler zaten kendilerine göre hiçbir zaman yüzde 15’in altına inmediler. 

Bu seçimde mütevazılar, kabul edelim. 

Yüzde 18, diyorlar alçak gönüllülükle!

AKP zaten malum, emrindeki araştırma şirketleri, isteğe göre anket çıkarıyor. Bugünlerde yüzde 55’i yeterli buluyorlar. Bazıları çok cesur yüzde 53 filan diyor, mangal gibi yürekle!

CHP’lilere gör zaten seçim kazanılmış. Yüzde 65’ten aşağı inen yok. 

İYİ Parti de yüzde 20 diyor. 

Bunlar benim işkembeden uydurduğum rakamlar değil. Bizzat kocaman, takım elbiseli, kravatları dibine kadar sıkılmış acayip ciddi adamların açıkladığı rakamlar. 

Toparlayalım. 

İnce diyor ki Yüzde 35. 

Perinçek de yüzde 50.
Bir yüzde 50 de oğul Baş’ın partisinden. 

Oğul Erbakan da yüzde 30. 

Bahçeli yüzde 20 rüyasından uyanmayacak kesinlikle. 

Etti kaç?

Yok, daha bitmedi. 

AKP yüzde 53.

CHP yüzde 65. 

İyi Parti yüzde 20. 

Ahmet Özal yüzde 25. 

Daha Gültekin bey, Saadet, Deva filan yok. HDP, Hüda filan bahis konusu bile değil. 

Toplarsak yüzde bin bilmem kaç yüz ediyorlar ama olsun. 

Matematik iflas etti, taklaya geldi ama önemli değil. 

Bu seçimde hepsi kazanacak, hepsi…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

3 YORUMLAR

  1. Huda Par gibi bir partinin elini nasıl sıkıyorlar onu anlamıyorum.

    Partiler anketleri herhalde yaptıkları miting alanlarındaki dinleyiciler arasında yapıyorlardır…

    Sonra bu oy oranlarındaki tahminlerinde nasıl gerçeklerden kopuyorlarsa, ülke gerçeklerindede o oranda kopukturlar…

  2. Bunları adam yerine koyup dünya dinlese matematikten rezil olacağız. Adamlar bizimle gülecek. Ama bu komik rakamları kendi içimizde paylaşırsak rezil olmayız. Çünkü kimse matematik bilmiyor. Basit bir toplama ile Türk liderler çok komik duruma düşüyor. O yüzden bizi dünyaya kapatıyorlar ki gözümüz açılmasın, bu Türklere inanmaya devam edelim diye. Her Türk kendi liderinin doğru söylediğine inanıyor. Lideri altındaki Türklere güçlü olduğunu göstermeye çalışıyor. Oyum yüzde 30, ben güçlü bir liderim ha. O lidere hayranlıkla bağlı Türkleri liderinin dünyanın en güçlü adamı olduğuna inanıyor.

    Büyünün bozulmaması için Türklerin dünyadan koparılması gerekir. Rol model olarak İran, Esad gösterilir. Avrupa bilerek kötü, düşman gösterilir. Türklerin bütün liderlerini toplasan, Avrupaya götürsen, orada her Türk lidere “senin oyun kaç?” diye sorsalar ortada ciddi bir yanlış çıkacak. Türklerin liderlerine sormadığını Avrupalılar Türk liderlere soracak. “Siz Türkler niye hesabı tutturamıyorsunuz?” diye. Türk liderler de birbirini suçlamaya başlayacak. Ben doğru söylüyorum o yalan söylüyor diye. Avrupalılar da Türk liderlere soracak; neden yalan konuşma ihtiyacı hissediyorsunuz? Biz size anlam veremiyoruz. Siz seçime girerken neden yalan konuşuyorsunuz? diye şaşkınlıklarını dile getirecek. Türk liderler bizim şartlarımız farklı, siz anlamazsınız diyecekler. Avrupalıların Türk liderlerin bu kadar kolay yalan söylemesi konusundaki şaşkınlıkları sırasında Türk liderler biraz moralleri bozulmuş olarak çöplüklerine dönecekler. Olup biteni çaktırmadan yalan dünyalarına devam edecekler. Yalanın sorgulanmadığı, serbest olduğu topraklarda.

    Kimse kendi yaptığı pisliğe bakmaz herkes başkalarını kötüleyerek siyaset yapar. Hep suçu birbirlerine atarlar. Türklerin hayatı da aslında kimin haklı olduğu yada suçlamalara karşı savunma ile geçer. Tam bu esnada bu Türkleri Avrupaya götüreceksin. Sudan çıkmış balık gibi yada ana rahminden yeni çıkmış çıplak bebek gibi. Bütün mesele bir günde çözülür. Yani bizim aylarca, yıllarca tartıştığımız konular bir günde halledilir.

    Ama sorun halolursa kimi suçlayacağız? Bu Türk liderlerin işine gelmez. Suçlayacak kimse olmazsa dikkatler de dağıtılamaz. Hedefe kendisi geçmekten, sorgulanmaktan korkan Türk lider diğer Türk liderleri hedef gösterme ihtiyacı hisseder. Karşısındaki Türk liderde diğer Türk lideri suçlar. Türk liderler birbirini suçlarken dikkatleri dağıtmayı başarır ve kimse onlara hesap sormaz. Birbirleriyle haklılık davasına tutuşurlar. Aslında kimin yüzünden geri kaldığımızı tartışırlar. Bu tartışmalar Türk liderlerin işine gelmektedir. O yüzden hepsi birden protokol, sözleşme yapmış gibi Avrupa birliğinden bahsetmezler.

    Bir tane Türk bile dikkat edin Avrupa Birliğinden, demokrasi, insan haklarından bahsetmez, hukukun üstünlüğünden bahsetmez, Türkiyede dengesi dağılmış sermayeden bahsetmezler. Ve Türkler de bu konudan bahsetmezler. Çünkü umurlarında değildir. Biri Tayyipçidir daha modern görünümlüsü Kılıçdaroğlucudur. Beylikler gibi. Kılıçdaroğlu beyliği, Tayyip Hanlığı gibi. Bakma sermaye çıkarı gereği Türkiyeyi bölmek istemiyor da tek parça yaşıyoruz. Sağol sermaye.

  3. Fatih Erbakan hiç bir zaman %30 oyumuz var demedi. anketlerde yüzde beş-yedi arası çıkıyor dedi. sizin ne düşünüyorsunuz belli, hatta düşünmüyor biat ediyorsunuz. sözde haşmetiyle İslami kesime saldıran Ecevit’i baş tacı yaptıktan sonra size nasıl kandık anlamıyorum. gelinen noktada her taraf toz duman. vay aklına ki kargaşa masasından medet umanlara. sandığa gitmem, Erdoğan karşıtlığı yüzünden CHP’ye rey vermem. Rabbim nasip etmesin.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin