Soğuk Savaş 2.0 kapıda! [Haber-Analiz: Onur Türkmen]

Eylül 1994. Onlarca ülkeye bölünmüş, ordusu dağılmış, ulusal zenginlikleri oligarklarca paylaşılmış Rusya’nın her daim hafif çakırkeyif ve güler yüzlü yeni lideri Boris Yeltsin Washington’da yeni arkadaşı ABD Başkanı Bill Clinton’u ziyaret ediyor. Clinton, basın toplantısında Yeltsin’in konuşmasının ardından gülme krizine giriyor. Dünyayı yeni bir nükleer savaşın eşiğine getiren Kennedy-Kruşçev ikilisi gitmiş, yerine birbiriyle şakalaşan iki lider gelmişti.

Zaman içinde iki lider arasındaki sürekli gelişen dostluk soğuk savaşın geride kaldığına dair en güçlü sembole dönüştü. O günlerde Rusya’nın NATO’ya katılması bile konuşuluyordu.

Putin öyle demiyor!

Ancak, o dönemde KGB’nin dağılmasıyla ajanlık kariyeri sona ermiş ve Saint Petersburg belediyesinde başkan yardımcılığı yapan Vladimir Putin için bu sürekli eğleniyor gibi görünen Clinton-Yeltsin ikilisi yeni bir dostluğun sembolü değil, ABD’ye karşı yenilmiş bir Rusya’nın aşağılanması anlamına geliyordu. Rusya artık ABD ile eşit bir güç değil, ikincil bir aktör ve ABD için kazanılması gereken yeni bir pazardan ibaretti. SSCB’nin dağılmasını “20. yüzyılın en büyük jeo-stratejik felaketi” olarak tanımlayan Putin için tek kutuplu bir dünya ya da ABD’nin yörüngesine girmiş bir Rusya asla mümkün değildi.

1999’da iktidara geldiğinde ABD’yi karşısına almaya hazır bir ülkesi yoktu. Ancak, Putin’in ülkesinde sermaye ve basını yeniden organize etmesiyle birlikte Batı ittifakının üyesi bir Rusya senaryoları hızlı bir şekilde unutuldu. Ruslar 10 yıl süren özgür ve demokratik Rusya dönemini kaos ve sefalet olarak tecrübe etti. Putin ise Rusya’yı eski gücüne kavuşturmaya kararlıydı. Putin Rusya’sının ABD ile ilgili ilk büyük diplomatik krizi 2004’te yaşandı. Ukrayna’da ‘Turuncu devrim’ ile Ukrayna yüzünü AB’ye dönmüştü. Putin, George W. Bush’u Ukrayna’daki seçimlere müdahale etmekle suçladı. Gürcistan’da Avrupa yanlısı Saakaşvili’nin seçilmesi, Baltık ülkelerinin NATO’ya ve AB’ye katılması, Ortadoğu’da Rusya’ya yakın rejimlerin birer birer yıkılması Rusya’nın rövanş alma isteğini daha da arttırdı.

Putin’e göre ABD, ‘demokrasi’ anlatısıyla eski Sovyet ülkelerini birer birer Rusya’nın elinden alıyordu. 2012’de kazandığı seçimle ülkesinde mutlak bir hâkimiyet kuran Putin için artık yeni bir soğuk savaşı başlatmanın vakti gelmişti. Ancak, Soğuk Savaş versiyon 2.0’da konvansiyonel silahların yerini enformasyon ve siber savaş almıştı.

‘NATO ittifakını zayıflat, AB’yi böl!’

Putin başta Russia Today’in amiral gemisi olduğu devasa medya yatırımlarıyla ABD ve Avrupa’da siyasi söylemi etkilemeye çalıştı. İlk yıllarında Rusya’nın propaganda kanalı olarak görülen Russia Today önce ismini RT olarak değiştirdi, daha sonra küresel bir izleyici kitlesine hitap edebilmek için yayın politikasını değiştirdi. Putin’in medyası kısa süre içinde küreselleşme karşıtı grupların, ana akım medyada yer bulamayan sol entellektüellerin platformuna dönüşmüştü.

Ancak, göçmen ve İslam karşıtı siyasal akımların yükselişiyle birlikte Putin’in medya imparatorluğu da keskin bir viraj alarak Avrupa ve ABD’de popülist sağ ve aşırı sağ kitlenin medya platformu hâline geldi. Fransa’da aşırı sağcı bir siteden ABD’de beyaz üstünlüğünü savunan gruplara kadar onlarca ülkede sayısız medya yatırımının arkasında artık Rusya vardı. Aşırı soldan aşırı sağa keskin viraj çelişkili görünse de, Putin’in “NATO ittifakını zayıflat, AB’nin içindeki bölünmeyi arttır, Batı ülkelerinde merkez partileri zayıflat” olarak özetlenebilecek stratejisine uygun bir editöryal çizgi izliyordu. Rusya’nın Ukrayna ve Suriye savaşındaki askeri müdahalelerinde bu propaganda araçlarının ne kadar etkili olduğu bir kez daha görüldü.

obama putin savaş

Siber savaşın tamtamları

Rusya ile ABD arasındaki ikinci cephe ise siber savaş oldu. Edward Snowden ABD’nin en büyük siber istihbarat örgütü NSA’nın bütün sırlarını ifşa edip Moskova’ya yerleşirken, ABD’nin on binlerce diplomatik belgesini ortaya çıkaran Wikileaks’in lideri Julian Assange RT’de haftalık talk-show programı yapmaya başlamıştı. Rusya destekli hacker saldırıları artık ABD’nin hemen hemen bütün devlet kurumlarını hedef alıyordu.

2014 yılında Demokrat Parti’nin üst düzey yöneticilerine yönelik siber saldırıların ardından ABD Başkanı Barack Obama resmi olarak Putin’i uyardı. Ancak, gerginliğin büyümemesi için diplomatik yaptırımlar uygulamaktan kaçındı. Ancak, Putin’in agresif siber politikası en büyük meyvesini ABD Başkanlık seçimlerinde verdi. FBI, Rusya’nın Hillary Clinton’un adayı olduğu Demokrat Parti’nin hizmet sunucularına 2015 ve 2016’da iki kez saldırdığını ve seçim kampanyasına damga vuran Clinton maillerinin tamamının Ruslar tarafından sızdırıldığını açıkladı.

Obama, Rusya’yı küçümsedi

“Putin’in bana karşı kişisel düşmanlığı var” diyen Clinton ardarda patlayan mail skandalları nedeniyle Rusya’yla yakınlaşmayı savunan Trump’a karşı kaybetti. Obama, 2012’deki başkanlık seçimlerindeki rakibi Mitt Romney’nin “en büyük jeostratejik rakibimiz Rusya” sözleriyle istihza etmiş, soğuk savaşın bittiğini ve Rusya’nın zayıflamış bir bölgesel güç olduğunu söylemişti. ABD seçimlerinin kaderini doğrudan etkileyen Putin, Obama’nın bu sözlerini tekzip etmiş oldu.

ABD ile Rusya arasındaki bu yeni soğuk savaşın son perdesi ise dün yaşandı. Beyaz Saray’da son günlerini geçiren Obama, Rusya’ya karşı yeni yaptırımları devreye soktu. ABD, bu yaptırımlar çerçevesinde 35 Rus diplomatik pasaport sahibini ‘istenmeyen kişi’ ilan etti. 2001’de 50 Rus diplomatın sınır dışı edilmesinden bu yana uygulanan en ağır diplomatik yaptırım olan bu kararın tek hedefi Putin değil. Aynı zamanda, Rusya’yla yeni bir sayfa açmak isteyen Donald Trump’ın kucağına bırakılmış bir bomba.

Seçim kampanyası boyunca Rusya’nın Clinton’u hedef alan siber saldırılarını bildiği halde sessizliğini korumayı tercih eden Obama, Trump’ı zor bir kararla başbaşa bırakmış oldu. Trump, ilk olarak “daha önemli konulara odaklanma ve ileriye bakma” mesajı verdi. Putin ise Obama’nın yaptırımlarına karşılık vermek yerine Trump’ın başkanlığını beklemeyi tercih etti. Trump-Putin ikilisiyle Soğuk Savaş 2.0’ın nereye evrileceğini zaman gösterecek.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin