Siz birine ‘halk düşmanı’ derseniz, halk da gider onun icabına bakar

YORUM | TARIK TOROS

 

Çok azı müstesna, dünya liderleri basına savaş açmış durumda.

Açık ara önde gideni Trump.

Hemer her konuşmasında çıkan haberleri yalanlıyor.

Mitinglerinde basını hedef gösteriyor, destekçileri alkışlıyor.

Muhabirlere canlı yayınlarda alenen hakaret ediyor, kurumlarını aşağılıyor.

 

**

ABD’de basın özgürlüğü var, hukuk var, erkler ayrılığı var.

Var olmasına var ama…

Süreci değiştiremediği gibi bilakis körüklüyor.

Olan biten Beyaz Saray’ın ekmeğine yağ sürüyor.

Başına buyruk bir idareyi dengelemeyi başaracak mı, bunu henüz net biçimde görmedik.

 

**

Ülke ortadan ikiye bölünürken medya öyle kalacak değildi.

Trump, son basın toplantısında CNN muhabirini haşladı, sadece bir arkadaşı ona destek verdi, o da Trump’dan nasibini aldı.

Basın bu muameleye sessiz kalmasa…

Topluca protesto edip salondan çıksaydı…

CNN muhabirinin akreditasyonu iptal edilir miydi?

Sanmıyorum.

**

Amerikalı gazetecilerle yapılan röportajları okuyorum.

Dehşet verici tanıklıklar var:

-Bir mitingde Trump gazetecileri ‘halk düşmanı’ olarak işaret edince herkes birden dönerek bize bakmaya başladı. Güvende hissetmedim.

-Pittsburgh’daki sinagog saldırısı sonrası olay yerine gittim. Şehirde iki büyük protesto oldu. Trump ertesi gün protestoların medyanın uydurması olduğunu söyledi.

-Artık bir olayın gerçek olduğunu ispat etmek için daha fazla çalışmamız gerekiyor.

-Tehdit telefonları alıyoruz. Bu, yeni bir durum. Geçen bir arkadaşımız ölümle tehdit edildi.

**

Türkiye’den örnek vereyim.

17 Aralık 2013 yolsuzluk skandalı patlamış.

Haber ekiplerimiz sahada.

Bir kadın muhabirimizi İstanbul’da AKP etkinliğine yollamıştık.

Yolsuzluk iddialarının odağındaki parti.

Partililer onu ve kameraman arkadaşımızı ciddi biçimde rahatsız etmiş, çalışmalarına engel olmuşlardı. Sözle tacizin haddi hesabı yoktu.

Ertesi gün haber toplantısında arkadaşlara, “Artık AKP etkinliklerini takip etmiyoruz, çünkü ekiplerimizin güvenliği tehlikede” dedim.

Akreditasyon uygulaması gelmeden takibi kendimiz sonlandırdık.

 

**

Kürsüler hiçbir zaman, “dövün şunu, bacaklarını kırın, ortadan kaldırın” demez.

İnce ince çalışır, sözleriyle kamuoyunu olgunlaştırır ve öyle hedef gösterir ki…

Kalabalıklar öfke olur gider o hedefte patlar.

Siz birine “halk düşmanı” derseniz, halk da gider onun icabına bakar.

Kötülüğün geri dönmesi mi…

Cehaletin intikamı mı bilmem.

Dünya hiç iyiye gitmiyor.

Basının tuttuğu mevziler gün geçtikçe zayıflıyor.

Bir gün sesini hiç duyuramayacak diye korkuyorum.

Düne kadar buna ihtimal vermezdim.

Artık mümkün.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Bana öyle geliyor ki, Erdoğan’ı Türkiye’de deneyip sonra biraz da geliştirip uyarlayıp Amerika’ya kakaladılar. Trump’ı ortaya sürenler bile sonucun etkili olması karşılığına şaşkındırlar. Garip ama bizim olaylar da aynı bu şekilde başlamıştı ve biz bu işlerin nereye gideceğini az çok anlıyoruz. İnşallah Amerika da anlar da yeni mazlumlar ortaya çıkmaz.

  2. Nitekim kürsüden Kıbrıslı vatandaşları galeyana getirip ertesi gün küçük bir muhalif Kıbrıslı gazeteciyi de tehdit eden Türkiye ‘nin despotu da var.Dünya artık gün geçtikçe yaşamaya değmeyen bir yer halini alıyor;bu arada kesinlikle fikirlerinize katılıyorum sayın Tarık bey.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin