Seni doyuramadı, yaşatamadı bu devlet!

HABER-YORUM | HAKAN TANER

Ortadoğu toplumlarında yaşamak ve yaşatmak değil ölüm kutsanır.

Halbuki inandıklarını söyledikleri kutsal kitap, aslolanın yaşatmak olduğunu emreder.

Maide Sûresi 32’nci ayette mealen “Kim bir canı kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibidir, bir insanı öldüren de bütün insanlığı öldürmüş gibidir.” denilerek esas olanın yaşatmak olduğu insanlığa bildirilmiştir.

Sezai Karakoç “Bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmek, bir insanı diriltmek bütün insanlığı diriltmek gibidir.” ayetini “Diriliş Neslinin Amentüsü” kitabının en başına koymuştur.

Bütün bu gerçeklere ve uyarılara rağmen dört kutsal kitabın merkezi olan Ortadoğu’da kan, gözyaşı ve barut eksik olmamaktadır.

Bu coğrafyada adeta insanlara “ölümlerden ölüm beğen” denilmektedir.

Tüm kutsal kitapların ortak direktifidir “öldürmeyeceksin!”

Gel gör ki bu coğrafyada din, fakir ve yoksul halka ait bir duygu, düşünüş ve yaşayış biçimi haline getirilmiştir. Böylece din halkı yönetenlerin onları din ve milliyetçilikle kolayca hizaya sokabildiği bir argümana dönüştürülmüştür.

Ortadoğu’nun zalim rejimleri ne zaman sallantıya girse mutlaka batıdan bu rejimlere bir yardım eli uzatılmaktadır.

Sebeplerini araştırdığımızda bizzat batılıların bir itirafı ile yüzleşmek zorunda kalıyoruz: “Her istediğimizi yapan bir iktidar varken, iktidarı değiştirip niye risk alalım ki!”

Hal böyleyken dışarıda adam yerine konulmayan iktidarsızlar, bu ezikliklerini kendi halkına zulüm ederek, zalimlik yaparak aşmaya çalışmaktadır.

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) İran’ın önemli bir generalini öldürmesiyle bölgemizde bütün ülkeler teyakkuza geçti. İran misilleme yapacağını, ABD buna gereken cevabın daha ağır olacağını açıkladı.

Bütün bunlar olup biterken ağır bir ironi de dikkatli gözlerden kaçmadı. İran, generalinin tabutunu ünlü bir Amerikan otomobilinin içinde taşıyordu. Eş zamanlı olarak İran sokaklarında “şeytan Amerika” sloganları atılıyordu.

İşin aslı esasına gelince başta Ortadoğu olmak üzere tüm diktatöryel rejimlerde ne zaman halk yaşadığı ağır şartlar ve travmalara başkaldırmaya başlasa batının o rejime can suyu verip o ülkelerin masum halklarını zulme ve zalimliğe boyun eğmek zorunda bıraktığı gerçeği şu ana kadar hiç değişmedi.

O ülke liderleri de bu durum karşısında derhal din ve milliyetçilik silahını kuşanarak yıkılmaya yüz tutmuş iktidarlarını güçlendirmeyi ve halka daha çok fakirlik ve yoksulluk sunmayı başarıyorlar.

GENÇLİK ELDEN GİDİYOR 

Ortadoğu’nun bitmek bilmeyen kaosunun yanında Türkiye’de her geçen gün trajik haberler alıyoruz. İstanbul Üniversitesi’nde okuyan gencecik bir kızımız ardında bıraktığı “Yaşamaya değer ne bir hayatım ne de param var” notuyla canına kıydı.

Aynı gün Türkiye’nin farklı şehirlerinde üç üniversiteli genç daha hayatına son verdi.

Bu ölümler iktidarın algı aparatları tarafından “iktidarı zorda bırakmak için yapılmış eylemler” olarak duyuruldu.

İktidar sarhoşlarının kaç promil iktidar sarhoşu olduğu tespit edilemese de durumlarının iyi olmadığını net bir şekilde müşahede edebiliyoruz.

İnsanların çaresizliği her doğan günle beraber katlanarak artarken, iktidar bu gerçeklerin duyurulması ve bilinmesine de tepki koyuyor.

Geçen gün hayatına son veren Sibel Ünli’nin ardından Şahan Gökbakar’ın paylaştığı bir notu buraya iliştireyim:

SİBEL 

1 lirası vardı yemek kartında. Bir de bu sebepten yaşamaya değer bulmadığı bir hayatı. Yemek yemesi gerekmesin diye hayatından vazgeçti.

Uzaklarda değil İstanbul’da. Halbuki ne güzel bir havalimanı vardı. İnci gibi köprüler vardı. Gökdelenler yapılıyordu, belki kanal bile açılacaktı. Öyle bir ülkede yaşıyordu ki Sibel, kişi başı gelir 8 bin dolardı. Ancak Sibel yaşamaya değer bulmadı. 1 lira vardı çünkü yemek kartında.

Çok üzgünüm Sibel… Seni doyuramadı, okutamadı ve yaşatamadı bu devlet.

Öğrencilerinin aç, genç insanlarının bolcası işsiz ve en önemlisi birçoğunun umutsuz olduğu bir ülke olduk. Her şeyi bırakıp bunlarla uğraşmak lazım. Bu ülkenin önce çocuklarının karnını doyurması lazım. Çünkü hepsinin yaşamaya değer hayatları var…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin