Seçimden umutlu olmak!

Haber-Yorum | Naci Karadağ

“Oltaya yakalanmış balığın yeme ihtiyacı yoktur!”

(Nelson Aldrich Rockfeller)

Bazen öyle yazılar, gözlemler, anekdotlar okuyor, öyle demeçler dinliyorum ki aklım, havsalam almıyor.

CHP’liler mesela…

Sanki Erdoğan’ın ülkeye yutturduğu efsundan en büyük pay onlara düşmüş gibi.

Kemal Kılıçdaroğlu da dahil, meselenin vahametini idrak edebilecek tek bir CHP’li yok ortalıkta.

Erdoğan’ın kendilerine uzattığı plastik topla çift kale maç yapıp gol atınca sevinen ilkokul talebeleri gibi hepsi.

Efendim, anketler bu sefer farklıymış da, Ankara, İstanbul kazanılabilirmiş de… Falan filan…

İnanılır gibi değil…

Galiba Tayyip Erdoğan’ın ustalaştığı bir alan da bu. En az çalıp çırpma işi kadar biliyor bu meseleleri.

Ömr-ü hayatını siyasete adamış Necmettin Erbakan’ı bile bu meselede arzu ettiği kıvama getirmişti.

Birkaç gün önce Erbakan’ın vefat yıldönümüydü.

Baktık ki herkesten daha fazla ağlayan, vaveyla yapan Tayyip Erdoğan oldu.

Mahdum Fatih Erbakan bile şaşıp kalmıştır bu canhıraş anma haykırışlarına!

Hakkını teslim etmek lazım, bu havuç meselesini çok iyi biliyor Erdoğan. Kimin neresinde zaafı var adeta röntgenini çekiyor ve hangi kurdan işlem yapacağını çok iyi biliyor.

Arınç’ından Kurtulmuşu’na, Erbakan’ından (Fatih) Bahçeli’sine kadar hepsini satın alabilitesi var.

Geçen gün artık siyasi mevta olmuş DSP’ye bile öyle bir gaz verdi ki, adını bile bilmediğimiz DSP lideri bir anda gaza geldi ve “iktidara yürüyoruz” gibisinden bir şeyler yuvarladı ağzında.

Bizzat kendisi, belediye başkanlığı seçimlerinin boş olduğunu söylemişti Tayyip Erdoğan’ın.

Muhtemelen ülkenin (hileli de olsa) göreceği son erken seçim. Hatta belki de göreceği son seçim…

CHP bunun farkında değil elbette, olacak gibi de değil. Başka alemde yaşıyor CHPLiler.

Mart Yerel Seçimlerinin neticesi ne olursa olsun, Arınç’ın da dediği gibi, “Yazı da gelse tura da, kazanan Erdoğan olacaktır!”

İster kayyım atamak yoluyla, ister hile yapmak, ister topyekün yok saymak…

Fark etmiyor.

Kendi belediye başkanları bağırta ağlata koltuğundan kovan insan, başka partinin seçilmiş belediye reisine acır mı hiç?

Ahmet Nesin, bu zehirli sürecin ön plana ittiği en cesur birkaç kişiden biri.

Önyargısız, cesaretle ve akıllıca gidiyor meselelerin üzerine.

Meclis Bombalanması konusunda yaptığı yayınlarla düğüm olan Ergenekon tayfası hala kendini çözebilmiş değil.

Son dönemdeki yazılarla da, 15 Temmuz’a dair çok önemli bir zihin alanı açmış durumda.

Ancak bir önceki genel seçimde yanıldığı bir nokta olmuştu.

Nesin, inanıyordu ki, Erdoğan Cemaat’i düşman olarak şeytanlaştırmayı bıraktığı an seçimleri kaybedecek.

Kısmen doğru bir bakış açısıydı bu. Daha doğrusu, bir dönem için geçerliydi ama o eşiği çoktan geçti Erdoğan…

Şimdilerde HDP’yi hain olarak göstermesi ve siyaset sahasının dışına itmeye çabalaması da bunun kanıtıdır.

Erdoğan’ın şimdi en çok korktuğu kitle Kürtlerdir.

Bunun iki sebebi var.

Birincisi PKK gibi gerçek bir terör örgütü var ve Erdoğan bu örgütle epey süreden beri oldukça iyi geçiniyor.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde Öcalan’dan imzalı destek metni alması da bu durumun ispatı gibidir.

Memleketin bir kısmını algı ve elindeki medyayı kullanarak uyuşturmasıyla elinde tutmaya devam ediyor. Ancak Kürtler için geçerli değil bu yöntem. Çok fazla çalışmıyor ve Erdoğan bunu çok iyi biliyor. Her ne kadar eşit olarak şeytanlaştırıyor gibi görülse de Erdoğan CHP’den zerre kadar çekinmiyor. Hatta onun işine geliyor bu zihniyetiyle CHP’nin sonsuza kadar var olması.

Ama HDP Erdoğan ve Tayyiban rejimi için çok ciddi bir tehlike olarak algılanıyor.

O nedenle bu seçimde yapabildiği kadar minder dışına itmesi gerekiyor.

Bu ülkeden defolsunlar gibi artık mahalle bitirimi seviyesine düşen bir üslupla saldırmasının sebebi de bu olsa gerek.

Dönelim Ahmet Nesin’e…

Müthiş rasyonel, akılcı ve en önemlisi korkusuz bir yürek.

Hakkını teslim edelim.

Ama onlarca yazıdan sonra kalkıp her seçim öncesi “Erdoğan’ın işi bu sefer bitti” gibi ana fikir çıkarması akıl alır gibi değil.

Yanılıyor elbette.

Ve ilk seçimde yanıldığını yine görecek.

Anlayacak ki mesele oy, seçimle filan olmayacak.

Halkın gerçekleri görmesi ve Erdoğan’ın artık ülkeyi yönetemez hale gelmesinden başka çıkışı yok Türkiye’nin.

Çünkü artık objektif ve demokratik seçim ihtimali kalmadı Türkiye’de.

Çünkü hiçbir zorba demokratik yöntemle gelse bile gidişi demokratik yöntemle olmaz, olmamış.

Geçmiş seçimlere bakmak yeterli bu kanaati doğrulamak için.

Devletin tüm imkanlarını kendi uhdesine alan. Muhalefete binde bir oranında bile ekranlarda söz hakkı tanımayan. Sokaklarda seçim çalışmasına izin vermeyen. Tehlikeli bulduğu isimleri Demirtaş gibi hapse atan. Atamadıklarını denetimli serbestlik adı altında bir yere kilitleyen, mahkemeleri oyuncağı yapan, YSK’yı emir eri durumuna getiren, Anadolu Ajansı gibi ciddi bir ajansı üç günde dünyanın en itibarsız paçavrasına çeviren ve seçimlerde istediği manipülasyonu bununla yapan, oyları çaldıran, değiştiren, olmadı imzasız oyları geçerli sayan, olmadı rakamlarla oynatan birinin gelecek seçimlerde bunu yapmayacağını mı zannediyorsunuz?

Hakikaten çok safsınız..

Kusura bakmayın ama sayın Nesin, eğer bu görüşünüzde samimiyseniz siz de safsınız…

Şunu iyi bilin, Erdoğan kaybedecekse kendi kendine verdiği zararla kaybedecek. Çünkü onu durdurabilecek hiçbir güç artık kalmadı önünde.

Artık çok geç…

Maalesef ki çok geç…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin