RTÜK Üyesi Bildirici: Yeni internet düzenlemesine karşı özgürlük için mücadele edeceğim

Uzun yıllar Hürriyet gazetesinde okur temsilciliği (ombudsman) yapan ve geçen ay CHP kontenjanından RTÜK üyesi seçilen Faruk Bildirici, dün yayınlanan internet yayınlarıyla ilgili yeni düzenlemeyi yorumladı.

Bildirici, kişisel blogunda yayımladığı değerlendirme yazısında, “Maalesef bu yasa ve yönetmelik, platformlardaki yayınlara da diğer radyo ve televizyonlar için hazırlanan ‘yayın ilkeleri’ ve ‘semboller’in uygulanması hükmünü getiriyor” dedi.

Bu düzenlemeler karşısında basın ve yayın özgürlüğüne, toplumun haber alma hakkına, özgür ve eleştirel yayıncılığa sahip çıkmak gerektiğini ifada eden Bildirici, “RTÜK üyesi olarak da bu yönde mücadele edeceğim.” sözünü verdi.

Bildiricinin “Yeni düzenleme hangi yayınları kapsıyor?” başlıklı yazısı şöyle:

Mart 2018’de yapılan ‘Yayın hizmetlerinin internet ortamından sunumu’ başlıklı yasal düzenleme, siyasi iktidarın bağımsız yayıncılık yapılan internet ortamını denetleme amacını yansıtıyordu. SETA raporu da iktidarın, bu alandaki bağımsız ve eleştirel yayıncılıktan ne denli rahatsız olduğunu ortaya koymuştu. Şimdi RTÜK’ün hazırladığı yönetmelik ile bu yayınlara karşı harekete geçilmek isteniyor.

Ancak siyasi iktidarın sansür, sınırlandırma ve hizaya çekme çabası, dijital mecranın çeşitliliği ve dinamizmi nedeniyle hem yasal düzenlemede hem de ona bağlı kalınarak hazırlanan yönetmelikte açık hükümler koyamamış. Bu mevzuatta ciddi boşluklar ve gri alanlar oluşmuş. Bu boşluklar ve gri alanlar, bağımsız ve eleştirel yayınların iktidarın sansür, sınırlandırma ve hizaya çekme çabasından uzak kalabilmesi yönünde değerlendirilmelidir.

“Hangi yayınları kapsayacak?” soru ve endişeleri karşısında yönetmelikteki bazı hükümlere dikkat çekmek istiyorum:

1- Bu yasa ve yönetmelik ‘radyo ve televizyon yayınlarının internet ortamından sunumu’ ile ilgili. Bireysel iletişim ile ‘rd-tv hizmetlerini internet ortamından iletmeye özgülenmemiş yayınlar’ bu düzenleme kapsamı dışında…

2- İnternet ortamından yapılan rd-tv yayınlarının ‘özgülenmiş yayın’ kabul edilebilmesi için ‘bir yayın akış çizelgesi’ çerçevesinde düzenli rd-tv yayını yapmaları gerekiyor. Bu nedenle yönetmeliğin internet ortamındaki değişik mecralarda günlük ve düzenli bir program akış çizelgesi ile yayın yapmayanları kapsamadığı söylenebilir.

3-Bu konudaki belirsizliklerde RTÜK’ün tavrı belirleyici olacak. RTÜK, eylül ayından itibaren ‘bu düzenleme kapsamına girdiği halde lisans başvurusunda bulunmayanları tespit edip Üst Kurul’un internet sitesinden duyurmaya’ ve yazılı uyarıda bulunmaya başlayacak. Bu uyarıyı alanların başvuruda bulunup üç aylık lisans ücretini peşin yatırmaları gerekecek. (10.madde) Kısacası çeşitli dijital mecralarda ve sosyal medyada eleştirel ve bağımsız yayıncılık yapanların şimdi telaşlanmasına, başvurmasına gerek yok. RTÜK uygulamalarını beklemelerinde yarar var.

4- Yasa ve yönetmeliğin kapsadığı ikinci grup yayınlar da ‘İsteğe bağlı yayın hizmetlerini internet ortamından sunan platformlar’. Bu konudaki hükümler açık, ‘isteğe bağlı yayın hizmetlerini bir katalog içinde sunan’ bütün platformlar bu kapsama giriyor. Bu platformların bir ay içinde ‘yayın iletim lisansı’ için başvurmaları gerekecek.

Halbuki insanların abonelik ve özel sözleşmeler ile izledikleri bu platformlardaki yayınların özgür ve özel alan olarak kabul edilmesi gerek. Ama maalesef bu yasa ve yönetmelik, bu platformlardaki yayınlara da diğer radyo ve televizyonlar için hazırlanan ‘yayın ilkeleri’ ve ‘semboller’in uygulanması hükmünü getiriyor. Bu da kesinlikle yanlış, kabul edilemez temel hak ve hürriyetlere aykırı bir anlayış.

Her zaman olduğu gibi bu düzenlemeler karşısında da basın ve yayın özgürlüğüne, toplumun haber alma hakkına, özgür ve eleştirel yayıncılığa sahip çıkmak gerek… RTÜK üyesi olarak da bu yönde mücadele edeceğim.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin