Referandum, Konuştu ve Gitti [Konuk Yazar: Celal Sakallıoğlu]

Referandum süreci nihayet bitti. Adil de özgür de değildi.

Bir taraf devletin tüm imkânlarını hunharca kullanırken diğer tarafa kendi imkânlarını kullanma, hatta konuşma şansı bile verilmedi. ‘Evet’ demek kolaydı, keyifliydi, avantajlar yaratıyor ve zaten gücünü devletten alıyordu. Gole giden rakibi düşürmek serbestti, hakem görmüyordu. Ama işte özünde zayıf bir hikayeydi; hatta hikaye miydi masal mı, bunu hep birlikte göreceğiz.

‘Hayır’ demekse her şeyden önce bir riskti; bu yüzden zordu evet ama heyecanlıydı. Kendini devlet zanneden bir partiye muhalefet etmek tabiatıyla endişe vericiydi. Ama hikaye yine de güzeldi, keyifliydi, anlamlıydı, çünkü doğruydu.

Neyse. Referandum bitti. Adil de, özgür de değildi. Olsaydı belki başka türlü biterdi. Ama olmadı. İtirazlar da para etmedi; kimi kime şikayet ediyordunuz ki hem? Referandum bitti ve tonla da mesaj bıraktı.

İlk mesaj iktidara…

Korkunç bir darbe girişimini bastırmış, ülkenin demokratik düzenini -artık ne kadarı kaldıysa- korumuş, dış güçlere karşı milli bir duruş ve kararlılık sergilemişsiniz, tamam. Bununla yetinmeyip içimizdeki hainleri teker teker tespit etmiş -bazıları buna fişleme de diyor- ve öyle hukuk felan beklemeden içeri tıkmışsınız. Aykırı sesleri bastırmış, muhalefetle terörizm arasındaki çizgiyi vatan millet aşkına silmişsiniz.

Savcı sizin savcınız hâkim sizin hâkiminiz. Yüksek yargıyı çay toplamaya genelkurmayı umreye götürüyorsunuz. Devlet, belli ki sizin devletiniz, muhteşemsiniz! Doğu-Batı demeden hemen herkese posta koyarak emperyalizmi dize getiriyor, asırlık intikamımızı alıyor, acayip dik duruyorsunuz. Ekonomide de öyle kriz felan yaşamamış, çarklar bir şekilde dönüyor. Üstelik sağ siyaseti tek ses tek çatı altında (tek adam mı? Asla!) toplama sevdasına düşmüşsünüz ve ne deseniz sizden önce yapan bir ortağınız var. Buna rağman, tüm bunlara rağmen, her şeyin sizde ve lehinize olduğu bir dönemde hikayeniz satmıyor. (Metafor değil bu arada gerçek; Yenikapı’ya gittim millet eğlenmeye gelmişti) Neyse, karne günü gelip çatmış, takdir teşekkür alamamış, sınıfı zor geçmişsiniz.

Ha, bu arada adil de özgür de değildi dedik ya; bunu kim akıl ettiyse iyi etmiş. Düşünsenize; adil bir maçta meşin yuvarlak size kimbilir neler yapardı! Olsun, bir şey olmaz, ne de olsa kulüp de sizin federasyon da.

Ama bakın, artık bahane yok; on beş yıl tepe tepe kullandıktan sonra ‘tu kaka’ ettiğiniz sistemi gönlünüzce değiştirdiniz. Bundan sonra kolay gele hanımlar beyler, memleket icraat bekler. İster aklınızı başınıza devşirir, hegemonya sevdasından vaz geçersiniz, isterseniz memleketi Kuzey Kore’ye çevirirsiniz. Bir anket felan yaptırın mesela, belki milli irade ikincisini istiyordur.

İkinci mesaj muhalefete…

Demek ki oluyormuş! Ortak nokta bulunup birlikte hareket edilebiliyormuş. Yapacağınız ilk iş bunu gelenek haline getirmek. Gelenek dediğime bakmayın bir kaç defa yapsanız zaten memleket rahatlar. Kolay değil bu , ama ‘öterse iyi düdük’.

Memleketin başka türlü bir dengeye oturacağı yok. Hayal değil! Güçlü bir adaya omuz verirseniz ilk seçimde iktidar değişebilir. Sonrasında sistem yeniden demokratik ayarlara çekilip normalleşmesi sağlanabilir. OHAL’de yapılan, haksız, hukuksuz, usülsüz bir seçimde bile kılpayı kaçan bir zaferden bahsediyorum. İyi bir stratejiyle ortak çıkarlara odaklanırsanız bir sonraki kaçmaz.

Olan biten iktidar için olduğu kadar muhalefet için de bir seçim provasıdır.

Üçüncü mesaj ise ne iktidar ne de muhalefet olan MHP’ye

MHP, geri döndürülemez bir biçimde bölünmüştür. Bahçeli, yalnızca kendisinin bildiği bir hikmetle hareket ederek partisini yıkıma götürmüştür ve her dört kişiden üçünü kaçırmıştır. E, tamam, “lidere itaat onurumuzdur”diye bir söz var parti geleneğinde, ama ya lider yoldan çıkarsa? Üstelik, sandıktan kaçana lider mi denir?

Referandumun net kaybedeni, anlaşılmaz bir şekilde kamikaze dalışı yapan MHP’dir. Net kazananı ise partideki muhalefet; açıkça daha güçlü ve ikna edici olduklarını gösterdiler. Bu enerjiyle yeni bir oluşum başlatır ve bagajsız, uzlaşmacı bir siyaset dili kurabilirlerse AKP, MHP ve CHP seçmenine aynı anda konuşabilirler, ki bu MHP’ye dönerek yönetimi ele geçirmeye çalışmalarından daha mantıklı bir tercih olacaktır.

Hayır, hayır!

Oyun daha yeni başlıyor.

referandum mhp

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin