YORUM | TARIK TOROS
Karşımızda sadece gerçeklik algısını yitirmiş bir iktidar yok.
Aklî ve zihnî melekelerini kaybetmiş, çevresinin ihanetiyle bunun farkında olmayan…
Farkında olmadığı gibi dozu gittikçe artan bir ruh sağlığı sorunu var.
-Hayat pahalılığı başta olmak üzere, ekonomik sıkıntıları yine biz çözeceğiz. (Erdoğan, 16 Nisan 2023)
-Ekonomide sıkıntı varmış, yoo… Biz gayet iyi yolumuza devam ediyoruz. (Erdoğan, 17 Nisan 2023)
Bir gün arayla edilmiş laflar bunlar.
Ortağı geri durur mu:
-Ben hesap adamıyım, İstanbul’da 3 bölge vardır. Milletvekili sayısı doksan sekiz. 9+8= 17. Bugün 17 Nisan ise hepinizin bildiği gibi Kadir Gecesi. Bu tesadüf müdür? Buna inancımız tam mıdır? (Devlet Bahçeli, 17 Nisan 2023)
**
En büyük özgüvenleri, “ne verirsek kabul ederler” güdüsü.
Milletin kodlarına işlenmiş “devlet” algısını sonuna kadar sömüreceklerinin farkındalar.
“İnsanlar balık hafızalıdır” sözünün Türkiye için hayli geçerli olduğunu da şu süreçte gördüler.
**
Enerji Bakanı TOGG tanıtımı yapıyor, direksiyonda.
Bir kadın yaklaşınca aracın ön camını indiriyor.
Kadın ne desin:
-Öbür dünyada sorarlarsa hiç olmazsa arabanın yanında dimdik durduk derim.
Bakan öyle şaşkın ki, muhtemelen içinden “insanları fena tava getirmişiz” diye geçiriyor, en azından yüz ifadesi böyle.
Adeta cennetle müjdelendiğini düşünen kadına ise lafım yok.
**
Bu örnekler, kafayı sıyırmış olanlar.
Bir de her şeyin farkında olanlar var.
Hulusi Akar, “vurda vuralım, öl de ölelim” sloganlarına “Bekleyin, onun da zamanı gelecek” diyor.
Süleyman Soylu, jandarmaya “14 Mayıs’ta ikinci emre kadar hazır kıta bekleyin” talimatı geçiyor, bunu deşifre eden milletvekilini “bedeli çok ağır olacak” diye tehdit ediyor.
Biri darbenin, öbürü seçim güvenliğinin başında!
İşareti alan yandaş kalemler, “Bu işin artık sandıkla siyasetle alakası yok” deyip savaş çağrısı yapıyor.
**
Şu bayram gününde iç karartmak için yazmıyorum bunu.
Karşınızdaki güruhu tanımadan, kavramadan onlarla mücadele edemez, mağlup edemezsiniz.
Evet, ellerinde güçlü araçlar var.
Fakat akıllı ve kararlı insan gücünün karşısında kimse duramaz, duramamış.
**
Ramazan geçti ama bayram gelmedi.
Bu vesileyle temennim:
İnsanımızın şu sıkışmadan dayanışma ile çıkması.
Umarım ve dilerim, acıların göğü titrettiği son bayram olur.
Alvarlı Efe’nin dediği gibi:
Cân bula cânânını
Bayram o bayram ola.
İnsanların dayanışması sefilliğe karşı olacak. Belki de dayanışma olmayacak ve insanlar birbirlerini kuyruklarda ezecek. Tayyipçiler seçimi yok sayıp yoluna devam edecek. Demokrat dünya ve Tayyipçi olmayanlar ise seçimi uygulanılması gereken bir değer olarak kabul edecek. İşte iki dünya arasında kıyamet o zaman kopacak. Tayyipçiler teslim etmeyecek. İşte o noktadan sonra Tayyipçiler kimlik değiştirmeye başlayacak. Yeni kimliğin oynaması gereken rolde itiş, kakış olduğu, sanki birşeyi vermemeye çalışan bir kimlik olduğu için yeni rol kaba kuvvet, şiddet de bulundurmak zorundadır. Yani ihtiyaca göre kimlik yapılanması gerçekleşiyor. Seçimden sonraya bütün Tayyipçiler yeni kimliklerine geçmiş olacak. Artık asabi olma, elindekini kaptırma korkusuyla agresifleşme davranışı gösterecekler. Sadece manalı manalı baksan Tayyipçi hemen agresifleşecek ve acaba elimdekini almak mı istiyor diyecek.
Madalyonun diğer yüzünde dünya insanların hakkını elinden gaspedenlere yaptırım uygulayacak ve sefillik giderek artacak. Sefillik arttıkça giderek azalan Tayyipçiler daha da agresifleşecek. Elindeki koruma hayvani dürtüsü daha ön plana çıkacak. Bu döngü yani sefillik agresiflik döngüsü dayanılmaz hal alınca azınlıkta kalan Tayyipçilerin ‘haklarını’ korumak için daha çok şiddete baş vurmaktan başka çaresi kalmayacak. Yani Tayyipçilerin terörleşmesi, Işidleşmesi bu psikolojik yolun devamı ile mümkün olacaktır. Bu sayede Tayyipçileri kafese sokmuş olacaklar. Olaylar daha şimdiden görünebilirken bunlar süreç içerisinde şiddeti arttırarak şiddet dolu yeni bir kimlik inşa edecekler. Bu müslümanların kimliği olarak dünyaya pazarlanacak. Yani Tayyipçi artıkların kimliğini sanki müslüman kimliği gibi reklamı yapılacak.