Hadis uzmanı Prof. Dr. Ayhan Tekineş, son YouTube videosunda Emevilerin Irak Valisi Haccâc bin Yûsuf es-Sekafî’yi meşhur adıyla Haccâc-ı Zâlim’i anlatıyor.
Haccac’ın onlarca İslam alimini katlettiğini, 120 bin insanı öldürdüğünü anlatan Tekineş, “Görülmemiş zulümler yaptı. Aklı başında bütün İslam alimleri kendisine karşı çıktı. Onlarcasını öldürttü. Onbinlerce insanı tutuklattı. Devleti kutsadı. Yatağında titreyerek öldü.” diyor.
Ayhan Tekineş’in son videosundan bazı bölümler şöyle:
- Zulmüyle meşhur olmuş. Bu yüzden Haccac-ı Zalim denilmiş. Efendimiz’in vefatından 30 yıl sonra Taif’te doğmuş. Tarihte eşi benzeri görülmemiş zulümler yaptı.
- İktidar için herşeyi yapabilecek bir zalim, bir despottu. Abdulmelik bin Mervan bir gün kendisine sorar; ‘Bana zayıf taraflarını söyle’… Haccac der ki, “Birisine düşman olduğum zaman asla unutmam, kinim asla geçmez, çok kıskanç, hasetçiyim” der. Abdulmelik bunun üzerine, “Seninle şeytan arasında bir neseb akrabalığ var.” der!
- Hiç bir kutsal değere saygısı yoktu. Mekke’yi kuşattı. Geçmişteki zalimlerin aklına bile gelmedi bu! İnsanların hac mevsiminde Arafat’a çıkmasını engeller. Mancınıkla kabeye yanıcı ve yakını maddeler atar. Kabe’yi yıktı. Abdullah bin Zübeyr’i astı. Abdullah bin Zübeyr, Hz. Osman’ı koruyan yiğit sahabelerden biriydi. 73 yaşındaydı öldürüldüğnde.
- Kendi adamlarını besliyordu. Fetihler yolunda kazandığı ganimetleri kendi adamlarına dağıtıyordu. O beslediği adamlar vasıtasıyla diğer insanlara zulmediyordu. Vefat ettiğinde cezaevlerinde 130 bin insan vardı. Bunlardan 30 bini neden tutuklu olduğunu bile bilmiyordu. Kadın erkek birlikte cezaevinde tutuluyordu. Tuvalet bile yoktu.
- Haccac’ın kıraatından farklı bir kıraatla Kur’an okuduğu için kaçan insanlar vardı. Çünkü okunamazdı! Para bastırdı, insanları bununla kolaylıkla kendisine bağladı.
- Gerçek İslam alimleri her zaman Haccac’ın karşısında oldu. Hasan-ı Basri gibi, Hz. Enes gibi… Onun çıkardığı parayı kullanmanın bile doğru olmadığını, mekruh olduğunu söylediler.
- ‘İnsan kılığında bir şeytan’ olarak tanımlandı. Abdullah bin Ömer hac yapıyor, Peygamber Efendimiz’den (sas) gördüğü gibi. Haccac kızıyor, ‘Benim yaptığım gibi yapacaksınız’ diyor. Bir köleye verdiği zehirli bir mızrakla Abdullah bin Ömer’i katlettiriyor.
- Sahabeyi hürmeti yok, sahabeye hürmeti yok, Kabe’ye hürmeti yok. Herşeyi iktidar üzerinden değerlendiriyor, itibar üzerinden, algı üzerinden değerlendiriyor. Bir dönem kendisine yakın olmuş alimler bile daha sonra isyan ediyor.
- Halifelerin, yöneticilerin resullerden daha hayırlı olduğunu bile söylüyor. Benzer bir sözü Humeyni de söylüyor.
- Haccac 23 sene hükmetmiş. İlim adamlarını katletmiş. Vefat ettiği zaman İslam alimleri şükür secdesine kapanır. Hasan-ı Basri, Haccac’dan 2 yıl kaçmış. Ölüm döşeğindeyken Haccac’ı ziyaret eder. Bakıyor ki titriyor! 15 gün boyunca bu şekilde titriyor. Midesinden iğrenç şeyler çıkıyor.
- Hasan-ı Basri, “Ben sana salih insanlara, Allah dostlarına dokunma demedim mi?” Bunun üzerine Haccac, “Ey Hasan, ben senden bana şifa istemeni istemiyorum. Benim dua et Allah benim bir an önce canımı alsın da şu ızdıraptan kurtulayım.” der.
Darısı RTE nin başına
ilginç bir hikaye…
Öte yandan kaynaklarda onun Kur’an ehline çok cömert davrandığı, mala mülke düşkün olmadığı, öldüğünde sadece bir kılıç, bir at eyeri, bir mushaf, bir rahle ve 300 dirhem para bıraktığı kaydedilmektedir.(islam ansiklopedisinde )
Ayrıyeten Haccac lakaplı bu zat sadece valilik ve komutanlık görevlerinde bulunmuş birisi yani halife(melik) nin emrinde çalışan birisi. Haccac ne kadar zalimse emri altında çalıştığı meliklerde(halifeler) o kadar zalim anlamına gelmektedir..
Gerçi halifeliğin islam için bir anlamı yok desek insanların şaşkın şaşkın hemen bakar..
islamda ruhban sınıfı yoktur, kutsal öküz yoktur.
Haccac üzerinden aslında şunu anlıyoruz, eğer kötülüğe zamanında müdahale etmezsen o büyür başına bela olur ve sessiz kalan herkes yer yutar
Her cemiyette/cemaatte/devlette var olan zulumler ufak tefek bile olsa tedavi edilmeli
Bakın bizde AKP(tayyibi) yi tolere ettik görmezden geldik başımıza ne gaileler geldi
Şimdi içimizde bazı sıkıntılar var onlarada zamında müdahale etmedik, bugün kar yumağı gibi büyüdü, çözemiyoruz. Hizmetin kardeşlik duygusunu mahvediyor uhuvvetine tesir ediyor ama elimizden bişey gelmiyor. Rabbim sonumuz hayreylesin
Ayhan Hoca konuları güzel bir şekilde takdim ediyor, hocalığın hakkını veriyor. Fakat bunu bilimsel bir yöntemle yapmıyor. Tamamen bir “çağdaş kassas” gibi anlatıyor. Yani tamamen kıssalar üzerinden bir anlatım yapıyor. Anlattıklarına dair de hiçbir kaynak belirtmiyor, muhtemelen okuduğu her şeyi analiz etmeden anlatıyor.
Başta dediğim gibi anlattıkları “hocalık, vaizlik, imamlık” için kabul edilebilir ancak bilimsel yönden ne yazık ki çok sorunlu.
Denilebilir ki ne önemi var? Bana göre bu çok önemli. Bu tür anlatımların alıcısı çok ciddi bir kitle var ve sorgulamadan her şeyi kabul ediyorlar. Bu kitle her şeyi bir “Sır Kapısı” olarak görüyor, hiçbir şeyi sorgulama ihtiyacı hissetmiyor. Sonuç mu? Gereksiz beklentilere girme, kerametleri, rüyaları her şeyin üstünde tutma, realiteleri görmeme. Bunun da nasıl bir felaket olduğunu takdirlerinize bırakıyorum.
Ayhan Hoca’nın tarzı tam bir Hatipoğlu tarzı. Elbette Hatipoğlu’nun cemaate uyarlanmış şekli. Bir ara bunu Reşit Hoca çok yapardı, şimdi Ayhan Hoca yapıyor.
Lütfen bu eleştirilerimi yıllar önce Ali BUlaç’ın Zaman’da yayınlanan “Çağdaş Kassaslar” yazısıyla birlikte okuyun. Ama ben internette bulamadım. Belki bulan birileri sosyal medyada paylaşır.
Son olarak TR 7 24’e en azından yorum yapma imkanı verdiği için çok teşekkürler. Ne yazık ki SHaber’de yorum bile yazamıyoruz. Kendileri çalıp kendileri oynuyorlar.
Selamlar, sevgiler.
Aslında HACCAC ve onun gibi despot idarecilerin(despot olmayanı pek yok) islam kaidelerine menfi müsbet etkileri üzerinde bir çalışma yapılsa ne kadar güzel olurdu