Pelikan paniği!

YORUM | NACİ KARADAĞ

“Bir ülkede, akıl ve sanattan çok maddi servete kıymet verilirse bilinmelidir ki orada keseler şişmiş, kafalar boşalmıştır.” Diyor Prusya Hükumdarı II. Friedrich…

Önce bir gerçekte mutabık kalmamız lazım. O da şudur: İktidar partisi içinde legal ya da illegal hiçbir eylem, söylem Tayyip Erdoğan’ın arzusu, onayı ve haberi olmadan yapılamaz. Şurası su götürmez bir gerçektir; iktidar cenahında görünür ya da görünmez ne yapılırsa yapılsın Erdoğan’ın rızası mutlaka alınmıştır.

Elbette bu, her şeye Erdoğan onay verir öyle yapılır, anlamı taşımıyor.

Pelikan bu sebeple çok revaçta. Kendilerini o kadar geliştirmiş durumdalar ki, Erdoğan’ın haberi olmadan, ancak haberi olduğu zaman hoşuna gidecek şeyleri önceden yapabiliyorlar.

Bu sebeple, diğer yandaşlar ve nemalananlar Pelikan’dan hazzetmiyorlar. Çünkü Pelikan geliştirdiği bu olağanüstü refleks sayesinde diğer tüm yandaşlardan hep bir adım önde oluyor.

Yerel seçim sonuçlarından sonra alınan pozisyonda da böyle oldu.

Ancak işin içinden çıkılmaz hale gelindiği an, sesler yükselmeye başladı. Öyle ki Pelikan’ı bile zora sokacak bir takım emareler belirdi.

Bu meseleye tekrar döneceğim. Şimdi meseleyi biraz daha genişçe ele alalım.

Ülkemizde pek bir meşhurdur Goebbels. Artık hepimiz biliyoruz Hitler’in propaganda subayını. Herkes bu karakteri Hakan Fidan örtüştürür ama bence ciddi bir yanlış vardır bu işte. Goebbels belki Erol Olçok olabilirdi ama o da 15 Temmuz akşamı kör bir kurşunun hedefi oldu gencecik oğluyla beraber. Keskin nişancının vurduğunu söylüyor tüm şahitler. Enteresan olan, onu vuran kişilerin de öldürülmüş olması. Ama kimlikleri nedense açıklanmıyor.

Köprünün direklerinin tepesine tünemiş olan katiller, o gün hedef gözeterek ateş açıyorlar.

Rahmetli Olçok’un kardeşi sonra Goebbels rolü yapmaya çabaladı ama Saray’ın pek çok akıldanesi bunu yeterli bulmamış olacak ki yumuşak bir manevra ile Olçok kardeşleri de üzmeden bir çözüm ürettiler. Nemalanma devam edecekti ama artık Saray başkalarıyla çalışacaktı!

Neyse meselemiz Goebbels ya da Erol Olçok değil. Ya da Arter reklamın şu andaki patronu Cevat da değil.

Çoğu kişi Hakan Fidan’ı Goebbels’e benzetir ama bu yanlıştır. Benim kanat-i acizaneme göre Hakan Fidan milimi milimine Hitler’in en büyük destekçisi ve tüm pis işlerini yaptırdığı kara kutusu Adolf Eichmann karakterine benzemektedir. Bizim kamuoyu pek bilmez bu Eichmann’ı.

Kendini “Yahudi Uzmanı” olarak da tanıtan Adolf Eichmann, meşhur 1942 Wannsee Konferansı sonrasında dediği “Yahudilere karşı çok merhametli gidiliyor” açıklamasıyla (Hiç yabancı olmayan bir söylem değil mi?) bilinir. Rejim muhaliflerini önce fişleyen, ardından sürgün ve en nihayetinde toplu olarak yok eden en önemli aktördü Eichmann. Toplama kampları da onun fikriydi, gaz odaları da…

Gerçi kendi akıbeti de çok ibretlik oldu. Merak edenler araştırıp öğrenebilirler. Yargılanmasıyla ilgili epey belgesel ve kitap çalışması yapıldı.

İşte bu Adolf Eichmann’ın tarihe geçen bir cümlesi var. Şöyle diyor: “Eyleminizden haberdar olsa, Führer’in de onaylayacağı şekilde hareket edin.”

Yani Hitler’in hoşuna gideceği şeyler yapın. Ola ki haberdar olursa sizin için iyi olur.

İşte Pelikan çetesinin yaptığı da bundan başka bir şey değildi.

Son seçimlere kadar.

Biz şöyle bir yanılgıya düşüyoruz hep. Zannediyoruz ki, Hitler tek başına kendi zekası ve gücüyle bir toplumu, ardından dünyayı ateşe attı.

Hayır!

Hitler, bedelini biliyordu herkesin. Her şeyin bir bedeli olduğunu.

Akademisyenleri de satın alabildi, medyayı da, sanatçıları da…

İşte kötülük o zaman baş döndürücü bir hızla yükseldi.

Hilal, Haşmet, Ardan gibi Nazi dönemindeki karakter karşılığı prototipler bir tane değil, onlarcadır bu yüzden…

Herkes eski Başbakan Davutoğlu’nun son çıkışını konuşuyor.

Yine büyük bir hataya düşüyor çoğu kişi.

Davutoğlu bu çıkışı Erdoğan’ın rızası ve haberi olmadan yapmaz, yapamaz!

İstanbul konusundaki çıkışsızlık, ekonomik felaketin ayak seslerinin iyiden iyiye hissedilmesi ve artık tamamen bitmiş olan yargının cenazesinin kaldırılması.

Tüm bunları birilerine kaldırtmak zorunda Erdoğan.

Bunun için en bilinen yönteme başvurdu bile: Büyük Türkiye mutabakatı.

Bu yeni stratejiyi uygulamak istemiyordu ama belli ki başka seçeneği kalmamış durumda.

Bu sebeple Pelikan’ın da gözünün yaşına bakmaz emin olabilirsiniz.

Damadının da…

Bu ikiyüzlü, çirkef çıkar saltanatında, birileri kendi evlatlarını da yiyecektir.

Bunun kehanetle filan da ilgisi yok. Az buçuk tarih bilenler hemen hatırlayacaktır.

Bu ülke bir günde felaketin kucağına düşmeyecektir şüphesiz. Ama zalimin final sahneleri de görebilenler için başlamış bulunmaktadır.

Pelikan’ın çırpınması ve Reis için neleri göze alacağını göstermesinin anlamı yoktur bu final sahnesinde.

Rezil bir utançla yokluğa mahkum olmaktan başka sonları bulunmuyor tüm kirli çetelerin.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin