Önümüzde bakacak maç kalmadı!

HABER-YORUM | HASAN CÜCÜK

Lig ikincimizin eleme turunu geçemediği, şampiyonumuzun gruptan çıkamamasıyla kulüplerimiz için Şampiyonlar Ligi defteri kapandı. Fenerbahçe, Benfica engeline takılıp, Devler Ligi rüyasını başlamadan bitirmişti. Galatasaray ise rahat çıkması beklenen grupta üçüncü olarak yoluna UEFA Avrupa Ligi’nde devam edecek. Bir markanın adı olan Şampiyonlar Ligi’nde geriye Galatasaray’ın kazandığı para ile övünmek kaldı. Mesele sadece para mı?

Barcelona, Juventus, Real Madrid, Bayern Münih, Manchester United, Liverpool gibi kulüpleri farklı kılan nedir? Elbette başarı bir kriter ama başarı kadar önemli olan bir başka şey ise, kulüplerin kurumsal kimliğidir. Yani sürdürülebilir bir başarıdır. Aynı durum ligimizin üç büyükleri için de geçerli. Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray’ın milyonlarca taraftarı olması yakaladıkları başarı ve kulüp kültürüdür. Dünyanın artık küçük bir köye dönüştüğü günümüzde yerelde başarının fazla bir anlamı yok. Dev kulüplerin kendi ülkesinden daha çok ülke dışında taraftarı var. Sezon öncesinde bu kulüplerin kamp ve hazırlık maçı için ABD, Çin ve diğer Uzakdoğu ülkelerine gitmesinin sebebi, taraftar kulüp buluşmasını maddiyata çevirmedir. Criatiano Ronaldo, Juventus’a imza attığında bir saat içinde 52 bin forması satılıyordu. Bu rakam İtalya ile sınırlı değildi. Dünya çapındaki Juventus taraftarı, Ronaldo’nun formasını alıyordu.

Avrupa’da ülkelerin bir futbol stratejisi var

Premier Lig, dünyanın en iyisi olmak adına yabancı oyunculara milli olma kriteri koyarken, La Liga’da Barcelona ve Real Madrid futbolun yıldızlarının toplanma adresi oluyor. Almanya’da Bayern Münih, sadece Bundesliga’yı domine eden değil Avrupa’da zirveye oynayan kadro kurarken diğer Bundesliga takımları sağlam bir ekonomiyi önceliyor. İtalya’da Juventus, Milan ve İnter Avrupa ile mücadele edecek takım kuruyor. Fransa’da eskiden Marsilya şimdilerde PSG, ligin bir numarası olmakla yetinmeye takım kuruyordu. Diğer ülkeler ise daha çok oyuncu yetiştirmeye odaklanıyordu. 2018 Dünya Kupası’nda ikinci olan Hırvatistan’ın kadrosunun tamamına yakını yurt dışında top koşturuyordu. Keza, Belçika milli takımının tüm oyuncuları ülke dışında ter döküyordu. Bunların hepsi birer strateji. Peki bizde durum nedir?

Türk futbolu için uygun sistem ‘koas’ olmalıdır. En uzun plan bir yıllık oluyor. Geçen sezon Şampiyonlar Ligi’nde tarih yazan Beşiktaş ile bu sezon ki Beşiktaş arasında farkı izah edecek bir gerekçe var mı? Kasasına 50 milyon Euro’dan fazla para girmiş bir Beşiktaş’ın santraforsuz olmasının sağlam bir gerekçesi olsa gerek? Ya Galatasaray’ın durumu? Doğrudan Şampiyonlar Ligi’ne katılıyorsun ama gol kralı olmuş santroforunu satıyorsun. Yerine oyuncu almadan hem ligde hem de Şampiyonlar Ligi’nde başarı bekliyorsun. Sonuç çift taraflı hüsran oluyor.

Türkiye futbolcu yetiştiren ülke olmadığı gibi kaliteli isimleri çeken ülkede değil. Son yıllarda sadece Cenk Tosun ve Cengiz Ünder’i yurt dışına gönderdik. Cenk’in durumu ortada, yedek kulübesinde sezonu geçiriyor. Cengiz Ünder, futbolunu geliştirip yıldız olma yolunda ilerliyor. En büyük yıldızımız Arda Turan’ın düştüğü durumu hatırlatmaya bile gerek yok! Gelen oyuncularda emeklilik ikramiyesi için ülkemizi tercih ediyor. Süper Lig’de oynayan yabancıların kaçı Avrupa’da bilindik bir isim? En bilineni Pepe!

Schalke 04, FC Porto, Dinamo Moskova ile aynı grupta yer alan Galatasaray’ın neden gruptan çıkamadığını konuşuyoruz. Neden çıksın ki? Gruplara galibiyetle başlıyorsun. Üçüncü maçında puanını 4’e çıkarıyorsun. Ve son 3 maçında sıfır çekiyorsun. Geriye övündüğün tek şey, UEFA’dan kasana giren 34 milyon Euro oluyor. Ki bu rakamın yarısına yakını Fenerbahçe, gruplara kalamadığı için avantadan gelen rakam.

Bu basit ve plansız yapılanma Türk futbolunu komaya soktu, farkında değiliz. Milli takımın hali ortada. Kulüplerimiz facia. Ne sportif ne de mali başarı var. Üç büyüklerinin iflasa doğru gittiği herkesin bildiği bir sır. Mazeret aramaya gerek yok, suçlu herkes. Fatih Terim, Şampiyonlar Ligi hüsranı sonrası bazı oyunculara faturayı kesip elini yıkıyor ama başarısızlıkta ilk faturanın teknik adama kesilmesi gerektiğini unutuyor. Klasik söylem; önümüzdeki maçlara bakacağız artık miadını çoktan doldurdu. Bu gidişle önümüzde bakacak maç kalmayacak!

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin