Nerede, ne yapabilirim?

YORUM | NURULLAH ALBAYRAK

Eleştiri, kişisel gelişimin ve başkalarını da geliştirmenin en etkili yolu ve yöntemidir. Doğruyu yanlıştan, iyi ve güzel olanı çirkinden,  tam olanı eksik olandan ayırmak isteyen için  isabetli bir yoldur. Güzeli ve doğruyu yapmayı hedefleyen kişi ya da kurumlar da hata, arıza, eksiklik, kusur ve yanlışların söylenmesinden rahatsızlık değil elbette memnuniyet duyar, duyması gerekir.

Yaşadığımız zorlu süreçte cemaatin de cemaat mensuplarının da hataları ve kusurları elbette vardır. Elbette eleştirmek ve eleştirilmek bunlar için de gereklidir. Hataları söyleyenlerin amacı hata aramak yerine hataların düzeltilmesine sağlamak olduktan sonra söyleyenlere ancak teşekkür edilir.  Pirincin taşı tabi ki ayıklanmalı, taşlardan değil pirinçten yemek yapmak için. Kendimizle ilgili hatalarımız söylendiğinde doğrunun da ne olduğunun söylenmesini beklediğimiz gibi cemaat mensuplarının hatalarıyla birlikte doğrusunun da ne olduğu söylenmelidir.

ELEŞTİRİLER DİKKATE ALINMALI, HATALAR AYIKLANMALI

Bu kapsamda eleştireni eleştirmek değil, eleştirenin eleştirisini dikkate alarak hataları ayıklamak için gayret edilmeli. Benim gördüğüm eleştiri yapmak da eleştiri konusu yapılan hatanın düzeltilmesi için mücadele edilmesi de bu dönemde mümkün. Yeter ki usulüne uygun olarak yapılsın.  Karşımızdakini yakmak, yıkmak, bitirmek amacıyla değil, yol göstermek, moral ve ilham vermek amacıyla yapılsın.

Cemaat mensupları içinde elbette eleştiriye kapalı, her yaptığını doğru gören ve yaptıklarını savunan, doğrudan kendisini hedef alınmasa dahi yapılan eleştirileri hakaret olarak kabul eden, acaba bir de bu açıdan bakılması gerekir mi diye düşünmeyen, her konuyu bildiğini zanneden ve her konuda uzman gibi fikir söyleyen kişiler elbette vardır. Ancak, cemaat içerisinde başta Hoca Efendi olmak üzere uzman görüşüne değer veren, eleştiri, teklif ve değerlendirmeleri dikkate alan, eleştiriden rahatsız olmayıp yapılmasını faydalı gören büyük bir kesimin de var olduğunu inkar etmemek gerekir.

Kendi adıma hatalarımı ifade eden arkadaşlarıma söylediğim; ‘Söylediklerinizde haklısınız gerçekten bu dediklerinizi yapmış olmamın haklı bir izahatı yok, bugün olsa o hatayı yapmazdım. Ancak, savunma adına size diyebileceğim tek şey, kasıtlı olarak bu hatayı yapmadığımı bilmenizi isterim. Beceriksizlik, kabiliyetsizlik ya da  cehalet diyebilirsiniz ancak kasten yanlış yapma ya da birilerine zarar verme kastıyla hareket etmediğimi bilin.’

Yeniden birlikte iş yapmak durumunda olduğumuzda benim kabiliyetsiz, beceriksiz ve cahil biri olduğumu düşünerek hareket edebilirsiniz, size hak veririm. Bugün itibariyle ise Türkiye’de yaşanan zulmün sonlandırılması adına neler yapabileceksek onu yapalım.

Hatalarımızı, beceriksizliklerimizi eleştirmenin yanında, yaşanan zulümleri ve mağduriyetleri sonlandırma adına ne yapabilirimi de konuşalım ve bu konuda aktif olalım. Kendimize nerede ne yapabilirim sorusunu her fırsatta soralım ve yapacaklarımızın da küçük olmasına bakılmaksızın gayret gösterelim.

–  Birileri yapıyor demeden,

–  Bir şey yapmamı isteyen olmadı demeden,

–  Benim yaptığımdan ne olur ki demeden,

–  Siz sebep oldunuz siz çözün demeden,

–  Ben ne yapabilirim ki demeden,

–  Bana kimse bir şey sormuyor demeden,

–  Biz bir şey  yapsak ne olur demeden,

–  Yapılacak bir şey yok demeden,

Yaşanan mağduriyetlerin bitirileceğine inanarak  ‘NEREDE NE YAPABİLİRİM’ diyelim ve mağduriyetlerin sonlandırılması için mücadele edelim.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin