Münacaat

YORUM | M. NEDİM HAZAR

İlahi;

Titriyor dünya…

Karanlıklar içinde kaynıyor kâinat…

Maskeli bir hayatı mecburi kıldı felaketler. Mesafe koyamayınca insanlık, hastalıklar mesafeyi mecburi kıldı nihayetinde.

Yaklaşamıyor, dokunamıyor, sarılamıyor, mesafeli duruyoruz artık.

Mecburuz buna.

Bu hazin manzaralar karşısında burkuntu içinde burkuntu duyuyor, gözyaşlarımızı içimize akıtıyoruz.

Bir kere daha acıyla idrak ediyoruz ki;

Yeryüzünün dört bir yanı senin merhametine muhtaç…

Ve sinelerimiz delik deşik…

Allah’ım 

Bize kudsîlerin yollarından bir patika aç..

Dünyanın her yerinde samimiyetin, imanın intişarıyla gözlerimizi aydınlat.

Karanlıkları bitirmek, bataklıkları kurutmak, yanan sineleri serinletmek için hakikat sevdalılarına inayet et.

Mezar taşlarımızı hicret ettiğimiz yenidünyaların tapu kayıtları olarak kabul et…

Gözlerimize senin sevdanın dışında hayal girmesine müsaade etme…

Yemyeşil yamaçların, şırıl şırıl akan suların, sılaya dair tüm güzelliklerin aklımızı çelmesine, sevdamızın yolundan etmesine izin verme!

Ellerimizdeki meşaleleri muhtaçlara ulaştırabilelim, ziftten kara geceleri aydınlık iklimlere taşıyabilelim.

 

Ey Merhametliler Merhametlisi ve En Eşsiz Sevdaların Tek Sahibi;

Bizi birbirimize yakın yarattın…

Yerleri, gökleri ve onun dışındakileri hizmetimize verdin…

Şüphesiz ki nankör olan bizdik, kıymetini bilemedik bu nimetlerin…

Ve uzaklaştık…

Gölgelerimizi birbirimizin üzerine düşürdük…

Öfkelerimizi ötekinin böğrüne sapladık acımasızca…

Nefreti ruhumuzun gıdası zannettik…

Birbirimizin yüzüne değil sırtına bakmaya başladık. Ve yüzlerimizi Sana değil Senden çevirdik…

Gafiliz ve aciziz…

Yabancılaştık önce birbirimize, sonra Sana…

Sahip oldukça yitirdiğimizin, kazandıkça kaybettiğimizin şuuruna varamadık bir türlü…

Geçici hayatın, fani dünyanın eriyip giden değerlerini Senin paha biçilmez ayetlerine tercih eder olduk…

Bir sürgündü bu; ruhumuzdan, bedenimizden, kendimizden, en önemlisi Senden sürgün olduk rızamızla…

Rabbimiz!

Bize mesafeleri kapatmayı nasip et, uzaklıklar ruhumuzu üşüttü…

Sırtlarımızı değil yüzlerimizi birbirine çevir ve tüm yüzlerin Senin makamına dönebilmesi için bizlere yardım et.

Şimdi;

Sana yakınlaşabilmek için tüm samimiyetimizle.

Şimdi;

Paslanmış dudakların tekrar sıfatlarını terennüm ettiği şu günlerde.

Ve şimdi;

Tanıyamazken kendimizi, arınmaya başlamışken tövbeler ve tesbihler eşliğinde…

Bir milim de olsa daha yakınına kabul eyle bizi, tüm yakınlaşma çabalarımızı, baş göz yaran hatalarımızı ve pot kırmalarımızı hoş gör…

Hoş gör ki, nefes alsın vicdanımız,

Hoş gör ki, inşirah bulsun ruhumuz…

Titrek avuçlarımızda boy versin ümidin başakları.

Ey Affedicilerin en güzeli;

Bizi yakınına bir nebze de olsa kabul eyle.

Maskelerimizden kurtarıp ruhumuza temas eyle.

Bir adım daha yakınlaşabilmek için Sana bu kutsal günlerin yüzü suyu hürmetine bizi affeyle, masivanın, malayaniyatın tüm safralarından halas eyle.

Anamızın rahminden yeni doğmuş gibi olmayı, uğruna felekleri inşa ettiğin Sevgili’nin makamına yüz sürmeyi, af dilemeyi nasip eyle.

Suskunluğumuz utancımızdan…

Gözyaşlarımız mahcubiyetimizden,

Ürkekliğimiz haddimizi aşma korkusundan.

Kalplerimiz Senin elinde, ruhlarımız Senin emrinde, günahlarımız, hatalarımız bizim avuçlarımızda.

Acziyetimizi, yetersizliğimizi bağışla…

Kapına geldik ve eşiğine sığınıyoruz…

Sonsuz rahmetine;

Merhametine iltica ediyoruz…

Sinelerimizde senin sözlerin ma’kes bulsun…

İlahi;

Tüm dünyevi kostümlerimizi çıkardık.

Bizi kirleten, aşağı çeken, bayağılaştıran tüm sıkletlerimizi atarak huzuruna geldik.

Başımız önde, mahcubuz, yüzümüz yok bakmaya…

Layık değiliz, biliyoruz ama başka kapı da yok eşiğine başımızı koyacak!

Ey en çok da gariplerin ve gurbettekilerin Rabbi;

Sana muhtacız, Her kıta, her iklim, her mevsim Senin affetmene muhtaç, her renk, her dil, her kavim insan merhametine aç!

Şefkatine muhtaç…

Rahmetin alemlere ilaç…

Seni unutan bahtsızlara da merhametinle muamele et, kalplerine Zat-ı Uluhiyet’ini düşür, gafletten uyandır…

Seni unutmadığını zanneden, günde beş vakit kapını çalan gaflettekilere de acı, mağfiret eyle.

İlahi;

Aciziz, yetersiz kelimelerimiz, yetersiz yakarışlarımız, yetersiz yalvarışlarımız…

Ama kalbimizdeki samimiyete ve Senin sonsuz merhametine olan inancımız tam.

Biliyoruz ve eminiz; Senin rahmetin her şeyin önünde, Senin merhametin herkese yeter…

AMİN…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin