Mahkeme kararında ‘yasal görünümlü sendika’ skandalı

HABER İNCELEME | İLKER DOĞAN 

Ankara 22. İdare Mahkemesi skandal bir karara imza attı. Cumhuriyet Başsavcılığı, 2018/526 Esas No’lu dosyada KHK’lı şüpheliler hakkında yürütülen soruşturmada delil durumuna bakarak ‘kovuşturmaya yer olmadığına’ karar verdi. Ancak 22. İdare Mahkemesi bu kararı yok saydı. Skandal kararda, “… davacı hakkında yürütülen soruşturma sonucunda ‘kovuşturmaya yer olmadığı’ kararı verilmiş ise de; mahkememizce davacının terör örgütleri ile irtibat ve iltisak bakımından da durumunun incelenmesi gerektiğinden davacı iddiasına itimat edilmemiştir,” denildi.

Savcılık delil durumunu dikkate alarak ‘kovuşturmaya gerek olmadığını’ söylüyor. Davacılar, hiçbir terör örgütüne üye olmadıklarını anlatıyor. Söz konusu kişilerin bir terör örgütüne üye olduğuna dair somut tek bir delil de yok; ki olsa zaten savcılık ‘kovuşturmaya yer olmadığına’ karar vermezdi. Ancak mahkeme bütün bunlara rağmen KHK’lıları görevine iade etmiyor. Mahkemenin kararındaki ‘yasal görünümlü sendika’ ifadesi de dikkat çekici.

MAHKEME GÖRÜNÜMLÜ ENGİZİSYONLAR!

İhraç hakim Ramazan Faruk Güzel, söz konusu karar gibi yüzlercesinin olduğunu anlatıyor. Güzel, “Türkiye’de ne yazık ki artık yargı/mahkeme görünümlü engizisyonlar var!” diyor. Bir başka ihraç hakim Kemal Karanfil ise, “Sendikalar devletin denetiminde çalışır. Yasal görünümlü sendika ifadesi hakimin cehaletini gösteriyor.” ifadelerini kullanıyor. İhraç Cumhuriyet Savcısı Hasan Dursun ise şöyle konuşuyor: “15 Temmuz sonrasında suç örgütü haline getirilen bir cemaatin tüm üyelerinin geriye dönük olarak terörist ilan edilmesi hukuken izah edilemez. Böylesi bir sistemde kimsenin hukuki güvenliği kalmaz.”

Ocak 2020’de yayımlanan OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu Faaliyet Raporu’na göre OHAL kapsamında çıkarılan KHK’larla en az 125 bin 678 kamu görevlisi ihraç edildi. Söz konusu rakam aslında 2018 yılına ait. Dolayısıyla son iki yılda ihraç edilenlerle birlikte rakamın bugün 140 binin üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Söz konusu KHK’larla ihraç edilenlerden bir kısmı haklarında açılan davalardan beraat etti. Ancak buna rağmen görevlerine iade edilmiyorlar. İdare, mahkeme kararlarını yok sayıyor. Skandal mahkeme gerekçelerinde ‘her ne kadar beraat etse de’ kişinin ‘iltisaklı’ olduğunu savunuluyor. Bunun için de kimi kararlarda çalıştığı kurum, kimilerinde yasal olarak çalışan bir bankada hesabı bulunması ya da yine yasal bir sendikada üyeliğinin olması gösteriliyor. 

MAHKEMEYE BAK HİZAYA GEL!

Söz konusu skandal kararlardan birini İnsan Hakları Savunucusu HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu paylaştı. Gergerlioğlu, söz konusu paylaşımında, “Mahkemeye bak, hizaya gel! “Takipsizlik alsan da iltisak damgan var ey KHKlı, yasal görünümlü sendikaya üye olmuşsan sana red veriyorum diyor” idare mahkemesi Duydun mu @abdulhamitgul ? Bahsettiğin bu hukuksuzluklar, zalimlikler mi? İyi de on binlerce böylesi var!” ifadelerini kullandı.

MAHKEME PEŞİNEN SUÇLU KABUL EDİYOR

İhraç hakim Ramazan Faruk Güzel, söz konusu kararları alan mahkemelerin öncelikle en temel hukuk ilkelerinden olan ‘masumiyet’ ilkesini ihlal ettiğini anlatıyor. Anayasa’nın 38. Maddesine göre ‘suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimsenin suçlu sayılamayacağını’ hatırlatan Güzel, şunları söylüyor:

“Bu dosyada ve devam etmekte olan yargılamaların çoğunda bu ilke ihlal edilmektedir ve insanlara -ortada somut bir delil ve suçlama olmadığı halde ‘masum olduğunu ispatla!’ denilmektedir. Hatta bu olayımızda o kişi beraat etse, savcılık tarafından takipsizlik kararı verilmiş olsa da ilgili idare mahkemesi o kişiyi peşinen suçlu kabul etmektedir.”

UYDURULMUŞ SUÇ OLMAZ!

“Sendika üyeliği için ise ‘yasal görünümlü bir sendika üyeliği’ ifadesi ise tamamen uydurulmuş bir tanımlama olup yasaların hiçbirisinde böyle bir tanımlama bulunmamaktadır ve de bu yine önemli bir ilke olan ‘kanunilik ilkesine’ aykırıdır. Bu ilkeye göre; ‘suç kabul edilen herhangi bir eyleme verilecek cezanın miktarının kanunda belirtilmesi ilkesi – hangi eylemin suç kabul edildiğinin kanunda belirtilmesi’ gerekmektedir.”

YARGI GÖRÜNÜMLÜ ENGİZİSYON MAHKEMELERİ!

“Yasal görünümlü bir sendika üyeliği ifadesi ‘Doğan görünümlü Şahin’ ifadesi gibi ironik bir ifade olmakla birlikte, ‘demokrasi görünümlü diktatörlük’ idaresinde çok tehlikeli bir sürecin de kapısını aralamaktadır. Türkiye’de ne yazık ki artık yargı/mahkeme görünümlü engizisyonlar var! Avrupa’nın ‘cadı avı’nden 500 yıl sonra Erdoğan rejiminde de bu engizisyon mahkemelerini aratmayan zulümler işlenmektedir.”

HERKES POTANSİYEL TERÖRİST

“Bu yapılan aynı zamanda yine Anayasal bir hak olan örgütlenme ve sendikalaşma hakkının da ihlalidir. ‘Yasal görünümlü bir sendika üyeliği’ gibi deli saçması bir tanımlama ile Anayasa’nın 51. maddesinde geçen ‘sendika kurma hakkı’ bir suça çevrilmiş olmaktadır. Bugün kalkıp da siyasi garezlerle birileri için sırf yasal olarak kurulmuş bir sendikaya üyelikten dolayı ‘örgüt üyeliğine delil çıkarılmaya’ çalışılırsa, pandoranın kutusu açılacak ve ileride herkes ve her organizasyon, ‘terör örgütü’ kapsamına alınabilecektir.

BUMERANG GİBİ KENDİSİNE DÖNECEK

“Belirlilik ilkesi de yok sayılıyor. Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan hukuk devletinin temel ilkelerinden biri de ‘belirlilik’tir. Belirlilik ilkesi, yalnızca yasal belirliliği değil, daha geniş anlamda hukuki belirliliği de ifade eder. Fakat bu yeni rejimde belirlilik yok ve yargıyı ayarlayarak, ‘iki polis ve bir savcıyı bir araya getirip insanları ve eylemleri suç haline getirmek’ var… Bu tür oyunlar sonunda bu tezgâhı düzenleyenlerin ayaklarına dolanacaktır. AKP ve onun işbirlikçilerinin hukukta ve yargıda yaptıkları bu zorlamalar ileride bir bumerang gibi kendilerine dönecektir. ‘Kırdıkları yerlerden kırılacaklar’ hiç şüphe olmasın!”

HAKİMLER SUÇ İŞLİYOR

İhraç Cumhuriyet Savcısı Hasan Dursun, söz konusu kararlara imza atan hakimlerin görevi kötüye kullanma suçu işlediğini belirtiyor. Şunları söylüyor: “Zira OHAL döneminde ihraç edilenlerin temel gerekçesi haklarında başlatılan soruşturmalardı. Bu soruşturmalarda ilgili kamu kurumlarının fişlemesine dayanıyordu. Dolayısıyla bu soruşturmaların gerekçesizliği ortadan kalktığında bu kişilerin haklarının iade edilmesi gerekir.”

HİÇ KİMSENİN HUKUKİ GÜVENLİĞİ YOK

“İllegal kelimesi yasalara aykırı olmayı ifade eder. Yasal görünümlü olan bir şeyin hakikatte hukuka aykırı faaliyetler yürüttüğünün ispatlanması gerekir. İllegalite durumu bu tespitin mahkemeler tarafından yapılması sonrasında gerçekleşir. Yasal olarak faaliyette bulunan, devlet tarafından desteklenen ve teşvik edilen, denetimi altında bulunan bir sendikanın, okulun, bankanın veya derneğin tüm üyelerinin veya destekçilerinin bir anda yasa dışı ilan edilmesi mümkün değildir. 15 Temmuz sonrasında suç örgütü haline getirilen bir cemaatin tüm üyelerinin geriye dönük olarak terörist ilan edilmesi hukuken izah edilemez. Eğer böyle bir durum kabul edilirse hukuka, devlet sistemine güven ortadan kalkar. Bu ise devletin varlık sebebinin inkarı ve kendi kendini imhasıdır. Böylesi bir sistemde kimsenin hukuki güvenliği kalmaz.”

HAKİMLER NEYE KAPI ARALADIĞININ FARKINDA MI?

İhraç hakim Kemal Karanfil, ‘yasal görünümlü sendika’ tabirinin hakimin cehaletinin göstergesi olduğunu anlatıyor. Karanfil, “Böyle saçmalık olur mu? Sendika devletin izni ile resmiyet kazanır. Ve sendika aidatlarını devlet ödeyerek teşvik eder. Ankara idare mahkemesinin bu kararı, devlete yapılmış bir hakarettir. Yarın öbür gün birileri de kalkar ‘yasal görünümlü hükümet, yasal görünümlü parti, yasal görünümlü devlet’ diyerek siyasi partilere ya da başka dernek ya da sendikalara üye olanları ‘terör örgütü üyeliğiyle’ suçlar! Siyasetin sopası haline gelen hakimler, ne yaptıklarının, nasıl bir kapı açtıklarının farkındalar mı?” ifadelerini kullandı.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin