Koç ve Sabancı’nın söyleyemediği kriz

Rahmi Koç, oğulları Ömer Koç ile Ali Koç'un idare ettiği Koç Holding'in mart ayında yapılan Genel Kurul toplantısında...

HABER-YORUM | SEMİH ARDIÇ

Baskı ve tedhiş ikliminde krizden bahsetmek de cesaret istiyor. Nitekim menfi her beyan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın keyfini kaçırıyor.

Erdoğan’ın mesai mevhumu tefrik etmeyen keyif muhafızı savcı ve hâkimleri her daim teyakkuz halinde.

Her kim kafayı kaldırırsa soluğa nezarethanede alıyor. En son gecenin 3’ünde iktisatçı Mustafa Sönmez’i evinden aldı polis.

SOKAKTA KONUŞMAK YASAK!

Sosyal medya vasıtasıyla yayın yapan amatör kanallarda bile insanlar mülakat teklifini, “Başım derde girer. Cevap vermek istemiyorum.” diyerek geri çeviriyor.

Bazıları o kadarına bile cesaret edemiyor, kaş göz işaretleri ile “Olmaz!” diyor.

Müzakere edilecek başlıklar da zannedildiği gibi insan hakları, hukuk ve demokrasi gibi ağır meseleler değil.

“Patates niye 7 TL? 2 bin 20 TL asgarî ücretle geçinebiliyor musunuz?” nevinden derd-i maişeti alakadar eden suâller dahi tehlikeli sayılıyor.

Siyasî İslamcı çizginin son iktidarı AKP’nin Türkiye’yi 17 senenin akabinde getirdiği durak “Yasak hemşehrim!” tellalları ile hınca hınç dolu.

KOÇ VE SABANCI’NIN BİLE SUSTUĞU TÜRKİYE

Sokağa hâkim olan korku sivil toplum kuruluşlarını, akademiyi, sermayeyi, gazete ve televizyonları da esir aldı. Ekonomiye dair rakamları bile hakkıyla konuşulamıyor.

Türkiye’nin 455 milyar dolar dış borcu millî gelirin (GSYH) yüzde 57’sine tekabül ediyor. Şirketlerin borcu 220 milyar dolar. Döviz arttıkça borç da katlanıyor.

Türkiye’nin 2018 ağustos ayında  maruz kaldığı iktisadî krizin 2019’un tamamına yayılacağı anlaşıldığı halde 2001 ve 2009 krizlerinde sesi gür çıkanların sükûtu dikkatten kaçmıyor.

İş âleminin krizde feryat etmesi beklenir.

Mamafih bugün krizi iliklerine kadar hisseden iş insanları ya susuyor ya da kendi yaşadıklarını inkâr edercesine “Ekonomimiz muhteşem!” diyorlar.

KOÇ 2 BİN KİŞİYİ İŞTEN ÇIKARDI

İki misal zirvedeki iki holdingden… Türkiye’nin en güçlü iki holdingi Koç ve Sabancı bile krizde küçülüyor. Sessiz sedasız işçi çıkarıyorlar.

Koç’un İtalyan ortağı Fiat ile Bursa’da 52 senedir otomobil imal etiği TOFAŞ’ta vardiya sayısını üçten ikiye indirdi.

Kapasitenin yüzde 30 azalması manasına gelen karar sebebiyle 27 Nisan 2019 itibarıyla 2 bin kişi işsiz kaldı.

Koç’un kriz kararı domino etkisi ile işsiz sayısını artıracak. TOFAŞ’a parça imal eden yan sanayi firmaları ile diğer tedarikçiler de yüzlerce kişiyi işten çıkarmak mecburiyetinde kalacak.

Sanayi devi Koç’un kararı sebepsiz değil. Pasta küçülürken maliyetler artıyor. Kur, faiz ve enflasyonun nereye gideceği meçhul!

2017’de 900 bin adet olan taşıt satışları geçen sene 600 bin adet seviyesine geriledi. Bu sene muhtemelen 400 binin altına inecek. İlk üç ay rakamları yüzde 40’tan fazla daralmayı teyit etti.

KÜÇÜLME KARARI ÇARE OLMAZSA…

Otomotiv ihracatında düşüş de çift hane. İhracat geçen sene dahilî krizde hava yastığı vazifesi ifa etmişti. Artık otomotiv firmaları o yastıktan da mahrum.

Koç Holding işlerin daha kötü gideceğine ikna olmasa 2 bin vasıflı elemanı bir kalemde kapının önüne koymazdı.

Daha hazini küçülme kararı çare olmazsa çalışan sayısı 5 bine kadar indirilecek. Kendi isteği ile işten ayrılanları da teşvik edildiğine göre tablo vahim.

Koç’un diğer firması Türk Traktör de tenkisat kararı aldı. Japon Honda 24 senelik tesisi kapatıyor.

Diğer taraftan Türkiye ekonomisinin bütün aktörlerini yakından alakadar eden bu kararın sessiz sedasız alınması fısıltı gazetesine tiraj rekoru kırdırıyor.

1995’TEN BERİ NİÇİN TEK YABANCI FİRMA GELMEDİ?

Türkiye şartlarında en ucuz otomobil sattığı halde işçi çıkarma kararı alan TOFAŞ’ın Genel Müdürü (CEO) Cengiz Eroldu sadece otomotiv sektörünün değil bütün sanayinin niye 10 senede bir krize düçar olduğunu gayet berrak şekilde anlattı.

Eroldu, “Türkiye’de 1995 yılından beri yeni otomotiv yatırımı yapılmadı. Türkiye’de cazip teşvik olduğu söyleniyor. O zaman niçin 1995’ten beri gelen firma yok? Marifet pazarın büyütülmesidir. Pazar 1 milyon yerine, 2 milyon olsaydı gelirlerdi.” tespitinde bulunuyor.

AKP lideri Erdoğan için “inşaat” gibi ranta dayalı bir sektör varken sanayinin sözü mü olurmuş!

AKBANK ŞUBE KAPATIYOR

Koç gibi kriz alarmı veren ve hükûmete fark ettirmeden tenkisat kararı alan holdinglerden biri de Sabancı.

Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı’nın Hazine Bakanı Berat Albayrak’a methiye dizdiği 2018 senesi temmuz ayından bu yana kriz daha beter bir hâl aldı.

Sabancı’nın kendi bankasının yaptığından bu anlaşılıyor. Sabancı’nın amiral gemisi Akbank 2018’de 50’ye yakın şubeyi kapattı, bine yakın kişiyi işten çıkardı.

HESAP VERME HASSASİYETİ YOK

Kimin haberi var? Hiç kimsenin… Borsa İstanbul’da hisseleri alınıp satılan Akbank bile kimseyi izahata lüzum görmüyor.

BİST şirketleri için “işten çıkarma” yahut “şube kapatma” gibi bilgiler bile “ticarî sır” zırhına bürünebiliyor.

Hissesini almış insanlardan bilgi saklayacak kadar samimiyetsiz şirketleri gören yabancı yatırımcı Türkiye’ye gelmiyor, gelen de bin pişman ilk fırsatta bavulu toplayıp gidiyor.

Demokrasi, şeffaflık ve hesap verme bahsinde sindirim bozukluğu sadece iktidara ait bir rahatsızlık değil…

Nasıl yaşıyorsak aynen öyle idare olunuyoruz o kadar…

Artık hükûmet üyeleri ve iş insanları dahil herkesin kriz bahsinde iki yüzlü davranmaktan vazgeçmesi lâzım.

Aksi takdirde fısıltı gazetesinin attığı manşetlerle amel edenlere kimse kızmasın.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin