15 Temmuz sonrası mesleklerinde hukuksuz bir şekilde atılan binlerce KHK’lıdan biri olan polis memuru Emin Yıldız yaşadıklarını anlattı. Uzun süre cezaevinde kalan ve çıktıktan sonra geçimini sağlamak amacıyla inşaat, boya ve sıva işleri yapmaya başlayan Yıldız, bu süreçte namaz kılıp riyakarlık yapan, zulmeden çok kişiye rastladığını söyledi.
Yıldız, “Giyimin, kuşamın, sakalın; ne bileyim namaz kılmanın, hiçbir alakasının olmadığını öğrendik. Namaz kılıp zulmedenlerin ne kadar riyakar olduklarını o zaman gördüm. Beş vakit namazını kılıyor, her türlü ibadetini yapıyor ama zulmediyor” şeklinde konuştu.
KHK’lı polis memuru Emin Yıldız yaşadıklarını KHK TV’den Berna Kavaklı’ya anlattı.
“BİZİ BİZDEN BAŞKA KİMSE ANLAMADI”
‘Siz haksızlığa uğradınız, hukuksuzluğa uğradınız’ diyenin hiç çıkmadığını aktaran Yıldız
“Bizi bizden başka hiç kimse anlamadı bu süreçte biz bunu gördük. Ben kardeşlerimden abilerimden hiçbir şey görmedim’ dedim; o da oradaydı o zaman. Kızdı tabi. Tuttu eline geçirdiği kazma ile bana vurdu. Aslında ben karşı gelsem benim gücüm yeterdi ona, rahatlıkla yeterdi ama işte biz buyuz. Bize yakışmıyor gücün yetse bile yapamıyorsun” ifadelerini kullandı.
“AYNI ŞEYLERİ YAŞAYACAĞIMI BİLSEM YİNE AYNI ŞEYLERİ YAPARDIM”
Yaşadıklarını bir daha yaşayacağını bilse bile yine aynı şeyleri yapacağını kaydeden Emin Yıldız “Evet gözümün önüne gösterse de deseler de bunun sonucunu bilseydim. Bunun sonucunda cezaevine gireceksin, cezaevinde yatacaksın deselerdi de yine aynı şeyi yapardım” dedi.
Çok sıkıntılar yaşadıklarını ailesi ve çevresiyle imtihan dildiğini dile getiren KHK’lı Polis, insanların içinin dışına çıktığını, resmen insanları tanıyıp öğrendiklerini kaydetti.
Yaşadıklarından dolayı kendisinin affedebileceğini aktaran Yıldız, “Bize olanlar gidebilir değişebilir. Belki ben affedebilirim ama o çocukların hakkını kim verebilecek. O çocuğun, o ağlamalarını, o sıkıntılarını yani o hakkı kim verecek” diye konuştu.
Süreçte insanların olaylara at gözlüğü ile baktığını ifade eden Yıldız “Herkes, ‘biz seni tanıyoruz, sen suçlu değilsin’ diyorlar. Yani onlara göre benim dışında herkes suçlu. Halbuki diğer insanları tanısalar belki de içlerinde en kötüsü benimdir” ifadelerini kullandı.
Zalimin ve ardında saf tutan aptal ve ahmaklardan olmadığımıza, Efendimizin ve güzide ashabının içerisinde yaşadığımız asrın iz düşümü olduğumuza ve her anına HAMD ve SENALAR edelim. Rabbim TAKDİR ve TALTİF etti. Yetmez mi? Kardeşim.
“Efendimizin ve güzide ashabının içerisinde yaşadığımız asrın iz düşümü olduğumuza…”
Nereden bu garanti? Kim verdi beraatı?
Hatırlıyor muyuz; Atatürk Olimpiyat stadında Türkçe olimpiyatları için halis duygularla gelen çoğunluk Erdoğan’a tezahürat yaparken o da içeride insanların analarına küfrediyordu. O topluluğa ahmak demek büyük bir vebal ancak o topluluğu o duruma düşüren “mübareklere” ne demek gerekir bilmiyorum.