KHK’lı Platformları Birliği ‘infaz’ manifestosu yayınladı, AYM’ye ‘adalet’ çağrısı yaptı

Geçtiğimiz günlerde AKP ve MHP’nin oylarıyla TBMM’den geçen ‘Ceza İnfaz Yasası’ değişikliği Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. TBMM Genel Kurulu’nda AKP ve MHP’li vekillerin oylarıyla kabul edilen infaz yasası, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanarak resmî gazetede yayımlandı. Yürürlüğe giren yeni infaz yasasına göre yaklaşık 90 bin mahkumun tahliye süreci başladı.

Dünyayı hızla  saran korona salgınında, en büyük risk grubunu oluşturan cezaevlerinde ise terör suçlamasıyla tutuklu bulunan gazeteci, akademisyen, öğretmen, iş insanları, ev kadınları, hamileler ve bebekler kapsam dışında bırakıldı.  

Yasanın,  bu kesimleri de kapsaması konusunda yoğun çaba sarf eden ve milyonluk Twitter kampanyaları düzenleyen KHK’lı Platformları Birliği,  mahkum yakınları ve on binlerce vatandaş sosyal medyada meclise gelecek olan yasanın  “acil ve ayrım yapılmadan” olması gerektiğini milyonlarca twit atarak talep etti.

KHK’lı Platformları Birliği haksızlıkları dile getiren ve Anayasa Mahkemesi’ne çağrıda bulunan bir manifesto yayınladı.

 KHK’lı Platformları Birliği’nden Kamuoyuna Duyuru

Pek çok yönü hâlâ karanlık 15 Temmuz 2016 darbe girişimini “Allah’ın lütfu” gören ve bunu fırsata dönüştüren siyasi iktidar, ülkede gittikçe daha da baskıcı hale gelen otoriter bir rejim kurdu.

Darbecilere karşı mücadele gerekçesiyle 20 Temmuz’da ilan edilen Olağanüstü Hal rejiminin asıl hedefi darbeyle ilgisi bulunmayan milyonlarca insan oldu; temel insan hakları askıya alındı, hukuk iktidarın güdümüne sokuldu, medya susturuldu ve iktidara biat etmeyen muhaliflere yönelik büyük bir “cadı avı” başlatıldı.

Terörle, şiddetle en ufak ilgisi olmayan insanlar “terörist” olarak yaftalandı, hukuksuz KHK’larla işlerinden ihraç edildi, mallarına el konuldu,  açlığa,  yokluğa ve sosyal ölüme maruz bırakıldılar. Bununla da yetinmeyen siyasi iktidar yüz binlerce insanı tutuklayarak hapishanelere doldurdu. Ülke, muhalifler için bir cehenneme dönüştürüldü.

Şimdi de; küresel covid-19 salgını  “Allah’ın lütfu” olarak fırsata dönüştürülmeye çalışılıyor.

Hükümet, Korona salgınını bir “halk sağlığı” sorunu olarak görmemektedir. Salgınla mücadele adı altında çıkarılan paketler sermaye sahiplerine hizmet etmekte, gerçek ihtiyaç sahibi olan işçiler, emekçiler, işsizler ve yoksullar için hiç bir adım atılmamaktadır. Hükümet, anayasal görevi olan sosyal devletin gereklerini yerine getirmemiş ve sadece “evde kal” diyerek milyonları salgına karşı savunmasız ortada bırakmıştır.

AKP siyasal, sosyal ve ekonomik olarak ülkeyi yönetememektedir. Ortaya çıkan yönetim krizinin üstünü örtmek için ise topluma baskı, şiddet ve faşizm politikaları uygulamaktadır.

Toplumsal muhalefetin hareketsiz kalmak zorunda olduğu bu salgın günlerini fırsat bilen hükümet ‘Kanal İstanbul’ gibi irrasyonel rant projelerine hız verirken, çıkardığı adaletsiz “infaz yasası” ile yandaşa, mafyaya, tetikçiye, hırsıza, dolandırıcıya, tecavüzcüye gizli af getirmiştir.

Muhalif gördüğü ve “terörist” olarak yaftaladığı, şiddette başvurmayan, eline silah almayan, “özgürlük, demokrasi, hak, hukuk, adalet” için tweet atan, yazı yazan, “savaşa hayır” diyen, yasal olup daha sonra yargının değil iktidarın irtibatlı ve iltisaklı kabul ettiği kurumlarda çalışan, eğitim için çocuğunu gönderen, yasal sendika ve derneklere üye olan, bankada hesabı olan ve para yatıran siyasi mahpusları ve düşünce suçlularını bilinçli bir tercihle hapishanelerde bırakmıştır.

Eşitsizliği, hukuksuzluğu, ayrımcılığı rehber edinmiş AKP+MHP koalisyonu muhalif siyasi mahpusları infaz düzenlemesinin dışında bırakarak onları ölüme terk etmiştir. Aynı zamanda, yasaya son anda eklediği maddeyle; MİT’e cezaevindeki mahpusları alıp sorgulama yetkisi vererek, işkencenin önünü açmıştır.

KHK’lı Platformları Birliği olarak, infaz yasasının bu haliyle faşist uygulamaları pekiştireceğini, tek adam diktatörlüğüne hizmet edeceğini görüyoruz.

Mücadele henüz bitmiş değil. Rejimin bütün hukuksuzluklarına rağmen Anayasa Mahkemesi de dahil hukuki bütün süreçleri sonuna kadar zorlayacağız. İnfaz yasası bu haliyle anayasadaki başta “yaşam hakkını ve eşitlik ilkesini” açıkça ihlal etmektedir.

Anayasa Mahkemesinin bugüne kadar yaptığı uygulamalarla bağımsız olmadığını, adeta siyasal iktidarın aparatı haline geldiğini biliyoruz. Ancak bunlara rağmen yine de Anayasa Mahkemesini tarafsız olmaya, siyasal iktidarın güdümünden çıkmaya ve anayasaya uygun davranmaya davet ediyoruz.

Uygulanan bu anti-demokratik, hukuksuz yöntem ve politikalar uzun süre devam edemeyecektir. Rejimin hukuksuz uygulamalarına maruz kalan bizler, örgütlü mücadelemize yılmadan, sabırla devam ettiğimiz sürece kısa zamanda zulmün bittiğini hep birlikte göreceğiz.

İnfaz yasasına karşı başta ana muhalefet partisi olmak üzere tüm muhalefet partilerini ve toplumsal kamuoyunu bu hukuksuzluğu ortadan kaldırmak için birlikte mücadeleye çağırıyor ve süreci takip edeceğimizi kamuoyuna deklare ediyoruz.

Biz birlikte güçlüyüz ve hep birlikte kazanacağız.

KHK’LI PLATFORMLARI BİRLİĞİ

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin