Kaza namazları nasıl kısa zamanda ve kolayca kılınabilir?

YORUM | CEMİL TOKPINAR

Yıllar önce kaza namazlarıyla ilgili bir hatıra dinlemiştim. Bir konferans sonrasında tanıştığım bir okuyucum anlatmıştı. Akrabası olan bir beyefendi tam 50 yaşında namaz kılmaya başlıyor. Ergenlik çağından itibaren 35 yıllık kaza namazını kılmak için geceyi gündüze katıyor. Öyle bir aşkla sarılıyor ki kaza namazlarına, bir an önce bitirmek için emekliye ayrılıyor.

63.875 vakit namazın kazasını üç buçuk yılda bitiriyor. Buna göre her gün 200 rekât, toplam 255.500 rekât olarak kılıyor. Daha sonra hac ibadetini yapmak istiyor. Kalp hastası olduğu için doktoru hacca gitmemesini söylese de o dinlemiyor ve yollara düşüyor. Cenab-ı Hakkın yardımıyla sağ salim eda edip evine dönüyor.

Bu güzel hatıraya hayran olduğum günlerde engelli bir genç kızdan mektup almıştım. Namaza başlamış, geçmiş yılların kazasını yapmış, bana “Acaba borcum kaldı mı?” diye soruyordu. Verdiği yıllara göre bir hesap yaptım. Meğer namazın farz olmadığı çocukluk yıllarının namazlarını bile kaza etmişti.

Tabiî kılması gereken kaza namazı olan kimselerin tamamı bu örneklerdeki kadar gayretli değil. Bazıları ya hiç kaza namazı kılmıyor ya da borcu olan miktarın çok azını kılabiliyor.

İşte bugün kaza namazlarını bitirmek için yapılması gereken hususlardan bir kısmını paylaşmak istiyorum.

Aslında namazın kazasından çok edasıyla meşgul olmak gerekir. “Namazımızı her yerde, her zaman, tüm engelleri aşarak, hakkıyla nasıl kılabiliriz?” sorusuna cevap vermek için seferber olmalıyız.

Ancak geçmiş namazların kazasının kılınması iki açıdan çok önemli:

Birincisi, henüz namaz kılmayanlar, “Zaten birçok kaza namazım var. Namaza başlasam bile onları bitirmem çok zor” düşüncesiyle bir türlü beş vakit namaza başlayamıyor.

İkincisi, namaz kılanların geçmiş kaza borçları yıllardır bitmeyince şevkleri kırılıyor, namazdaki huşu ve zevki hissedemiyorlar.

Oysa her şeyin bir çözümü var. Kaza namazları kılarken şu hususlara dikkat ederseniz, inşallah daha kısa zamanda bitirebilirsiniz:

1. Öncelikle Rabbinize olan namaz borcunu bitirmek için şevkli ve gayretli olun. Kaza namazı borcunuz yüz yıl bile olsa ümidinizi kırmayın. Yeter ki, tövbe edip bundan sonraki namazlarınızı hassasiyetle kılın, kazalara başlayın ve zamanınızı iyi değerlendirip borçlu gitmemek için çırpının. Böylesi bir ihlâs ve gayret olursa, inşallah Rabbimizin rahmet ve mağfireti sizi kuşatacaktır. Mesela, 70 yaşında namaza başlayan ve geçmişi için usûlünce tövbe ve istiğfar ederek bir vakit eda ve bir vakit kaza kıldıktan sonra vefat eden birisi bile Rabbimizin af ve mağfiretine uğrayabilir. Yeter ki yüreği yana yana yalvarsın ve kılmaya başlasın.

2. Namazları eda ederken zaman ve imkân müsaitse uzun sureler okumak daha faziletlidir. Ancak kaza namazlarında esas olan borcumuzu en kısa zamanda ödemek olduğu için hep kısa sureler okuyabilirsiniz. Hatta tüm kazalarınızda Fatiha’dan sonra sadece Kevser ve İhlâs surelerini okumanız bile mümkündür. Ancak dileyen farklı sureler okuyarak da kılabilir.

3. Kaza namazlarında büyük bir hassasiyetle ve ısrarla üzerinde duracağımız husus, namazın öncelikle farzlarını ve vaciplerini yerine getirmektir. Bunun dışında, meselâ Tahiyyattan sonra Allahümme Salli ve Barik, Rabbenâ Âtina ve benzer duaları okumadan selam verebilirsiniz. Böylece kazandığınız zamanı, daha fazla kaza namazı kılmaya harcayabilirsiniz. Yine dileyen Tahiyyattan sonraki duaları okuyarak da kılabilir.

4. Eski çağlarda namaza büyük önem verilir, kazaya bırakmamak için her şey yapılırdı. Bununla birlikte elde olmayan sebepler yüzünden yılda veya ömürde birkaç kez namaz kazaya kalmışsa, büyük üzüntü duyulur, gözyaşıyla tövbe edilir, kazası kılınırken de sanki eda kılıyormuş gibi ezan okunur, kaamet getirilir, kaçırılan sevabı elde edebilmek için sünnet ve âdâba dair en küçük ayrıntılara bile dikkat edilirdi. Fakat siz yıllarca sürecek kaza namazlarını daha kısa sürede kılabilmek için ezan ve kaameti de terk edebilirsiniz.

5. Bilhassa namazlardan sonraki dualarınızda, “Allah’ım, hu­ku­kullahı ve hukuk-u ibadı hakkıyla ifa etmeden canımı alma. Ölmeden önce kaza namazlarımı tamamlamayı nasip et” diye dua edin. İnşallah Rabbim bu duayı kabul eder, Allah’a ve kullara ait hakları yerine getirme fırsatı verir. Dua tamamen kabul olmasa bile, sizin samimiyetinizi gösteren bir belgedir. İnşallah Rabbimiz hesap gününde, “Bu kulumun ömrü olsaydı kaza namazlarını kılıp bitirecekti” diyerek rahmet ve mağfiretle muamele eder.

6. Yıllardır namaz kılmadığınız için hem namazın sevabından mahrum oldunuz, hem de günah kazandınız. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), günahlardan kurtulmanın çaresini gösterirken, salih amelleri arttırma tavsiyesinde bulunmuştur. Siz de, mademki geçmişi kazaya, bugünü edaya başladınız; namazlarınızı hakkıyla ve huşu içinde kılmaya, namazı başkalarına anlatıp teşvik etmeye çalışın. Bir iyiliğe vesile olan onu yapmış gibi sevap aldığına göre, namaza başlamasına vesile olduğunuz kişilerden dolayı siz de namaz sevabı alacaksınız.

7. Geçmiş günahlarınıza kefaret olması için namazla birlikte diğer salih amellere de büyük özen gösterin. Meselâ, yerine getirme şartlarını taşıyorsanız, oruç, zekât, hac gibi farzlara sarılın, dinî hizmetlere omuz verin, sadaka ve benzeri hayır hizmetlerine koşun. Ta ki, bu iyilikler geçmişteki ihmalinizi telâfi etsin.

Bu tavsiyelerimize uyarak, kaza namazlarınızı daha kısa zamanda bitirmeniz ve şevkle kılmanız mümkündür. Söz gelişi, her namazdan sonra aynı vaktin bir kazasını kılıyorsanız, iki veya üç kılabilirsiniz. Maksadımız, kaza namazlarını baştan savma kılmak değildir. Namaz için gerekli olan bütün şartları ve huşuyu elbette ihmal etmeyeceksiniz; sadece en kısa zamanda farz borcundan kurtulmak için zaman kazanmış olacaksınız.

Kaza namazlarıyla ilgili ayrıntıları ilmihal kitaplarına bakarak öğrenebilirsiniz. Bu konuda en çok sorulan üç soruyu cevaplandırmak istiyoruz.

Birincisi: Bazıları, “Kaza namazı diye bir şey yok” diyorlar.

Eğer bu sözden kasıt, basit bahanelerle sonra kazasını kılmak düşüncesiyle namazı kazaya bırakmanın olmadığını ifade etmekse, doğrudur. İslâm’da namazı keyfe göre kazaya bırakmak yoktur. Eğer maksat, gerçek manilere bağlı olarak veya geçmişte ihmal, tembellik ve şuursuzluktan dolayı kılınamayan namazların kazasını inkâr etmekse, yanlıştır. Geçmişteki kaza namazları kılınmalıdır.

İkincisi: Sünnetlerin yerine kaza namazı kılınabilir mi?

Bu hususta Şafiîler, sünnet ve nafilelerin yerine kaza namazı kılınması gerektiğini söyler, Hanefîler ise, sünnetlerin terk edilmemesini, ayrıca kaza namazı da kılınmasını isterler. Her iki mezhebin de görüşlerine temel olan sağlam delilleri vardır. Siz mezhebiniz hangisiyse ona uyun. Bununla birlikte diğer mezhebin görüşü içinize siniyorsa onu da uygulayabilirsiniz. Önemli olan samimî bir şekilde borcunuzu ödemeye çalışmanızdır.

Üçüncüsü: Kaza namazı kaç yaşından itibaren hesaplanır?

Erginlik çağından itibaren hesaplanır. Erginliğin maddî işareti, erkeklerde ihtilâm olmak, kızlarda ise âdet görmeye başlamaktır. Eğer bu gecikirse ikisi için de 15 yaş ergenliğin başlangıcı olarak kabul edilir. Eğer bahsettiğimiz maddî işaretin yaşını hatırlayamıyorsanız 15 yaşından itibaren hesaplayabilirsiniz.

Rabbim hepimizi namaz borcunu ödeyenlerden eylesin.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. 35 yıllık kaza.
    255.500 rekat.
    Bir rekat bir dakikada kılınırsa;
    255.500 rekat
    255.500 dakika.
    Bir saat 60 dakika.
    255.500 dakika: 60 dakika: 4.258 saat…

    Biz üniversite hazırlıkta çocuklara 600 saat İngilizce ders veriyorduk.
    Üniversiteden diplomayı alan genç, eğitiminin tamamında bu kadar saat ders görmüyor.

    4258 saatte kaza kılan abimizin ellerinden öper, kızımızı tebrik eder, dualarını beklerim ama babama “namaza başladıktan sonra, geçmiş 60 yıllık namazının kazasını kılman da lazım” demem…

  2. Bir de Cemil hocam, zannediyorum şöyle bir mantik geçerli olabilir kendimizi teşvik adına: 1 kaza namazlarını iade üzerimize “farz”dır; 2 önceki farz olan bu borcu eda ettikçe bize farz sevabı kazandıracağı umit edilir..

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin